Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sunduğu bütçe metnini “Bakın, bu yazdıklarınıza inanmayın, inanırsanız Bakanlık yapamazsınız, Türkiye bir yere gitmez. İnanmayın buna, yani böyle bir Türkiye yok. Ya biz başka bir yerde yaşıyoruz ya da siz başka bir yerde, dünyada yaşıyorsunuz” diye eleştirdi.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesinin dünkü görüşmelerinde, Bakan Yılmaz Tunç’u eleştirdi. Tanrıkulu, Bakan Tunç’un komisyonda sunduğu kitapçığa ilişkin şunları söyledi:

“Sayın Bakan, şimdi, hukuk devleti olmanın ölçüsü şudur. Hukuk başlangıcı dersinde, daha birinci sınıfta ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Vecdi Aral'dan o dersi almıştım, bizim anlayacağımız bir şekilde yani daha liseden yeni çıkmış öğrencilere şunu anlatırdı: ‘Yani başınıza bir iş gelirse, mahkemeye düşerseniz eğer başınıza ne geleceği konusunda bir öngörüye sahipseniz o devlete 'hukuk devleti' denilebilir’. Yani ölçülerden bir tanesi bu, hukukla başınız derde girerse öngörülebilir olmak. Şimdi, ben ağır ceza mahkemesi başkanına sormuştum çok yakın bir zamanda, bana dedi ki: ‘Ya, Sezgin Bey, ben bu adliyeye girersem nasıl çıkacağımı kendim bilmiyorum’. Yani bir yargıç, hatta komisyon başkanlığı yapan bir yargıç ‘Ben bu adliyeye girersem nasıl çıkacağımı bilmiyorum’ dedi. Dolayısıyla hiçbir yurttaşımız bakımından, bakın, siyasetçiler bakımından dahil olmak üzere hukuk öngörülebilir değil, o nedenle zor zamanda (bakanlık) yapıyorsunuz diyorum. Neden bunu söylüyorum? Dün bir daha baktım yani adalete güven yüzde 17 seviyelerinde, yüzde 20 seviyelerinde yani ‘Başınız yargı sistemiyle derde girerse adalete güveniyor musunuz?’ sorusuna ‘Güveniyorum’ diyenlerin oranı Türkiye'de yüzde 17 sadece, yüzde 17 bakın. Onlara bir de sormuşlar, alt sorular var, onlar da hiç adliyeye işi düşmemiş insanlar; onlar Yargıyı bilmedikleri için ‘Güveniyorum’ diyorlar, yüzde 60 ‘Güvenmiyorum’ diyor, yüzde 20'nin de fikri yok. Şimdi, Yargıya güvenin en üstte olması lazım yani ordudan, güvenlik güçlerinden, siyasetten üstte yargının olması lazım ama bu dönem, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu dönemi yargıya olan güvenin en dipte olduğu dönem ve uluslararası endeksler de bunları doğruluyor, Türkiye'de yapılan kamuoyu yoklamaları da bunu doğruluyor.

Dolayısıyla burada -okuyunca da bakın, not almışım, arkadaşlarımdan da biraz önce duydum, söylediler- bu kitapçığı okuyunca -okudum yani aşağıda nöbetim vardı, okudum sabahtan, aldım gittim, sizi dinlemedim ama tümünü okudum- güllük gülistanlık bir Türkiye tarifi yapmışsınız. Gerçekten yani insan bunu okuyunca ‘Vallahi, ne güzel bir Türkiye'de yaşıyoruz’ diyor ama öyle değil ki, gerçek hayat bu değil. Dolayısıyla bakın, bu yazdıklarınıza inanmayın, inanırsanız Bakanlık yapamazsınız, Türkiye bir yere gitmez. İnanmayın buna yani böyle bir Türkiye yok. Ya biz başka bir yerde yaşıyoruz ya da siz başka bir yerde, dünyada yaşıyorsunuz. Dolayısıyla bu kitabı alın, dağıtın, okutun hukuk fakültelerinde falan ‘Böyle bir Türkiye var’ diye ama buna uygun davranmayın, tümü yanıltıcı bilgi çünkü tümü gerçekten; ifade özgürlüğü, toplantı özgürlüğü, hepsi.”

 

Kaynak: anka