(ANKARA) - CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, 7 Haziran itibarıyla vatandaşın icra dairelerinde derdest bulunan toplam dosya sayısının 22 milyon 120 bine yükseldiğini, yılbaşından beri batık kredi kartı borçlarının yüzde 80.1 arttığına dikkat çekerek “Vatandaş cebinden 12.5 liralık simit parasını bile çıkaramayıp; simidi dahi kredi kartıyla alırken, yurttaşın alın teriyle toplanan vergilerden saray ve ahalisi sefa sürmeye devam ediyor” dedi.

CHP Manisa Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu üyesi Ahmet Vehbi Bakırlığıoğlu, icra dosyaları ve kredi kartı borçlarındaki artışla ilgili yazılı açıklama yaptı. 7 Haziran itibarıyla vatandaşın icra dairelerinde derdest bulunan toplam dosya sayısının 22 milyon 120 bine yükseldiğini, yılbaşından bu yana batık kredi kartı borçlarında yüzde 80.1, batık bireysel kredi borçlarında ise yüzde 25,17 oranında artış olduğuna dikkat çeken Bakırlıoğlu, vatandaşın enflasyona karşı sabit maaşla geçinmesinin imkansız olduğunu vurguladı. Bakırlıoğlu, "Herkes kredi kartı ve kredilerle günü kurtarmaya, ay başını getirmeye çalışıyor. Yurttaşın bankalara olan borcu 3.3 trilyona yaklaştı. Ne yazık ki ilerleyen günlerde bireysel iflaslar kaçınılmaz olacaktır" dedi.

"Yurttaş, artık simidi bile kredi kartıyla alıyor."

Yüksek faiz oranlarıyla yurttaşın hayatını borçlanarak devam ettirmek zorunda kaldığını belirten Bakırlıoğlu, şunları kaydetti:

"24 – 31 Mayıs haftasında bireysel kredilerinin bakiyesi 20,8 milyar lira daha artarak 1 trilyon 739 milyar liraya, kredi kartı borç bakiyesi ise 45.4 milyar lira artarak 1 trilyon 482 milyar liraya dayandı. Yurttaşımız artık simidi bile kredi kartıyla alır hale geldi. Yurttaşımızın hali buyken, bakanımız küçük bir toplantı için Almanya özel jetle gidiyor. Başka bir bakanımız kurulan vakıf üzerinden tasarruf tedbirlerini delip lüks kiralamalara devam ediyor. Vatandaş cebinden 12.5 liralık simit parasını bile çıkaramayıp; simidi dahi kredi kartıyla alırken, yurttaşın alın teriyle toplanan vergilerden Saray ve ahalisi sefa sürmeye devam ediyor."

"Ülkemizde üretilenler, yurt dışında daha ucuz"

Türkiye'nin düşük katma değerli ürün ihraç ederken, ithalatını ise yüksek katma değerli ürünlerin oluşturduğunu kaydeden Bakırlıoğlu, "Dolar kuru yılbaşından bu yana yüzde 9,4, euro kuru ise yüzde 7,6 oranında arttı. Ama iç piyasadaki fiyatlamalardaki artış bunun çok üzerinde seyrediyor. Ocak 2024’te 170 lira olan ayçiçek yağı 268 liraya, 59 lira olan 1 kg pirinç 81 liraya, 30 lira olan 500 gramlık 1 paket çay 107 liraya çıkmış durumda. Ülkemizde üretilip yurt dışına ihraç edilen ürünlerin, yurt dışında ülkemizden daha ucuza satıldığını görüyoruz. İktidarın yanlış ekonomi politikaları ülkemizin sadece parasını değil emeğini de değersizleştirdi" dedi.

"Asgari'ye zam yok demek, 'borçla geçinin' demek"

Bankaların vadesinde tahsil edemediği için icra takibine aldığı batık kredilerin 1.6 milyar lira daha artarak 211 milyar liraya kadar yükseldiğine dikkat çeken Bakırlıoğlu, şunları söyledi:

"Sayın Bakanın iç talebi baskılayarak enflasyonu düşürme çabaları bir işe yaramıyor. Maaşı aldığı gün bitirmek zorunda kalan yurttaşlarımız hızla borçlanmaya, borcu borçla çevirmeye devam diyor. Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının toplamı 66.2 milyar lira artarak 3 trilyon 220 milyar liraya kadar ulaştı. Tüketicilerin bankalara olan borçları 2024 yılı başından bu yana 492 milyar lira arttı. Bu dönemde bireysel kredilerin bakiyesi 181 milyar lira kredi kartı borç bakiyesi ise 312 milyar liraya geldi. Bankalar ve finans kuruluşlarının tüketicilerden zamanında tahsil edilemediği için icra takibine aldıkları bireysel kredi ve kredi kartı alacakları ise 446 milyon lira daha artarak 65.2 milyar lira oldu. Asgari ücrete temmuz ayında zam yapılması beklenmiyor. Enflasyon şu anda yüzde 75, yıl sonu hedefi ise yüzde 38. Ülkemizin içinde bulunduğu duruma göre belli ki yüksek enflasyon 2025 yılında da sürecek. Zaten yüksek enflasyon etkisiyle yılbaşından bugüne sabit ücretlilerin kaybı büyük. Durum buyken asgari ücrete zam yapmayacağız demek, yurttaşa açıkça ‘borçla geçin’ demektir. Yurttaş geliri her geçen gün eridiği için çareyi mecburen yine kredi ve kredi kartlarında bulacak. Zaten yılbaşından bu yana gelen borçlanma rakamları bize çoktan bu döngüye girildiğini gösteriyor. Yüksek faiz oranları da göz önünde bulundurulduğunda, ne yazık ki ilerleyen günlerde bireysel iflaslar kaçınılmaz olacaktır. Bir yanda özel uçaklar, son model makam araçları; bir yanda batık krediler ve her gün katlanan borçlar... Yurttaşı bankalara muhtaç eden bu ekonomik sistemin sorumluları yarattıkları derin ekonomik krize rağmen kendi itibarlarından tasarruf etmiyorlar ama emekliye, asgari ücretliye gelince ‘bütçede para yok’ demeyi biliyorlar."

 

Kaynak: anka