Halkça yaşadığımız onca acıdan sonra hayatta kalma mücadelesi verdiğimiz bu zamanda iyileşmek için biraz soluklanıp Sanat-Edebiyet diyelim. 
Mina Urgan
Mina Urgan, 1 Mayıs 1915 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Şimdiki adı Robert Koleji olan Arnavutköy Amerikan Kız Kolejindeki öğreniminden sonra İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi bölümünü bitirmiştir.
Doktorasını da aynı fakültede İngiliz Filolojisi bölümünde yapmıştır. 1949 yılında doçent ünvanını almıştır. 1960 yılında ise profesör olarak öğretim üyeliği görevine devam eden Mina Urgan, 1977 yılından İstanbul Üniversitesinden emekli olmuştur.
Türk edebiyatını birçok önemli başvuru kitabı ile tanıştıran yazar, özellikle "Edebiyatta Ütopya Kavramı ve Thomas More" adlı çalışması ile hayatı özgürlük ve barış teması çerçevesinde yorumlamış ve bu çalışma büyük ses getirmiştir.
Mina Urgan'ın 1995 yılında Virginia Woolf, 1997 yılında D. H. Lawrence İncelemesi isimli kitapları yayınlanmıştır. Fakat yazarın eserlerinin ve Türkiye için öneminin geniş bir okuyucu kitlesi tarafından keşfedilmesi ancak 1998 yılında anılarını yazdığı zaman gerçekleşmiştir.
Aynı zamanda Özgürlük ve Dayanışma Partisinin kurucu üyeliğini de yapmış olan Mina Urgan, 15 Haziran 2000  yılında vefat etmiştir. Çalıştığı İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü onun anısına her yıl bir öykü yarışması düzenlemektedir.
"Bir Dinozorun Anıları"
İngiliz edebiyatı "duayenimiz" Mina Urgan, Bir Dinazorun Anıları'nda açıkyürekli, yalın ve naif bi dille anlatıyor, kendini, çevresindekileri ve bir coğrafyada olan biteni... Halide Edip, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Atatürk ve başka pek çok isimle zenginleşmiş bir ömrü... "Oğuz Atay'ı ayaküstü ve o kadar az gördüm ki, onunla ilgili ancak bir tek izlenim edindim: Koskocaman bir kediye benziyordu tıpkı. Çok kocaman ve çok güzel bir kediye öyle benziyordu ki, ona elimi uzatınca 'miyaaav' diyeceğini sandım. Miyavlayacağı yerde 'tanıştığımıza memnunum' deyince şaşırıp kaldım." Mina Urgan'ın anılarını bazen coşkuyla bazen buruklukla ama hep gülümseyerek okuyacaksınız.
Tiyatro oyuncusu Zeynep Irgat, Ömür Uzel'in 2018'de kendisiyle yaptığı röportajda annesi Mina Urgan hakkında şunları anlatmış:
... Soyadı Kanunu çıktığında, annem içinde "U" sesi olan bir soyadı almak istemiş. Necip Fazıl Kısakürek de anneme, "Sen solcusun. Sivri fikirlerin var. Nasılsa seni bir gün asacaklar. Onun için soyadın 'Urgan' olsun" demiş. Annem de, bildiğiniz gibi, almış bu soyadını..
..."Benim gibi bir dinozorun hayatını kim okuyacak ki?" dediği "Bir Dinozorun Anıları" adlı kitabının çok satmasına epey şaşırdı. Hiç beklemiyordu. Hele bir gün eve gelip "Anne kitabın markette satılıyor" dediğimde, âdeta şok geçirmişti. "Zeynep, acaba yanlış bir şey mi yaptım da bu kadar sattı bu kitap?" demişti...
....Annemle babam birbirlerine çok âşıktı. Babam Cahit Irgat, iyi bir tiyatro-sinema sanatçısı ve şairdi.. Boşandılar ama birbirleri hakkında daima olumlu konuşurlardı. Babamı ziyarete giderdim, annemi yüceltir; anneme giderim, babamı yüceltir. Olgun insanlardı. Abim Mustafa'ya ve bana sevmeyi güzel öğrettiler...
...Kedimiz hasta olduğunda, ilacını köftenin içine koyup verirdim. Annem, "Aman Zeynep, köftelerin içine iyi sakla ilacı" derdi ama bunu Fransızca söylerdi. Kedi anlamasın diye!..
Foto: Haber Merkezi
Haber:Nezahat Fırıncıoğulları

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları