Bugün, dünyanın dört bir yanında yüz yılı aşkın süredir kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü bir diğer adıyla 1 Mayıs İşçi Bayramı için işçiler, emekçiler meydanlarında olacak.
Bugün Hatay'da 3 farklı merkezde
Hatay'da yapılacak mitinglerde “Alevi katliamlarına, irade gasplarına, ranta, talana, yoksulluğa ve açlığa” karşı çağrı yapıldı.
1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında emek ve demokrasi örgütleri Hatay'da 1 Mayıs kutlamaları kapsamında düzenlenecek mitingler bu yıl Samandağ, Defne ve İskenderun ilçelerinde gerçekleştirilecek.
SAMANDAĞ BASKIYA, SÖMÜRÜYE, KATLİAMLARA KARŞI ALANLARDA
Samandağ 1 Mayıs Tertip Komitesi de “Baskıya, sömürüye, katliamlara karşı 1 Mayıs'ta alanlara!” sloganıyla çağrı yaptı.
Samandağ 1 Mayıs Tertip Komitesi, yaptığı çağrıda “Suriye'de devam eden Alevi katliamına, ülkede keyfiliğe, baskılara, gözaltılara, coğrafyamızda ve dünyada her tür zulme ve sömürüye karşı sınıf bilinci ile 1 Mayıs'ta alanlardayız!” ifadelerine yer verdi.
Saat 18.00'de Eski PTT önünde toplanılacak, ardından yürüyüşle saat 20.00'de Merkez Yeni Park'ta miting ve konser düzenlenecek.
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI NASIL ORTAYA ÇIKTI?
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, yalnızca bir tatil değil; emekçilerin uzun yıllar süren hak mücadelesinin simgesi. Kökeni 19. yüzyıla uzanan bu özel gün, bugün hala demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerinin dile getirildiği önemli bir tarih olarak dikkat çekiyor.
19. yüzyılın sonlarında tüm dünyada başlayan sanayi devrimi işçi ordularının oluşmasına neden oldu.
“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde”
İşçi ve emekçilerin türküsünün, 1 Mayıs'la özdeşleşen dizeleri…
Başlangıçtan bu yana farklı anlamlar yüklense ve farklı biçimlerde kutlansa da 1 Mayıs en yaygın uluslararası bayram olma özelliğini sürdürüyor.
1 Mayıs uluslararası ölçekte işçi sınıfının bir araya gelerek hemen hemen dünyanın dört bir köşesinde kent meydanlarını doldurarak emekleri için omuz omuza durduğu bir gündür. Bu yüzdendir ki adı 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak da geçmektedir.
19. yüzyılın sonlarında tüm dünyada başlayan sanayi devrimi işçi ordularının oluşmasına neden oldu. Fabrikalar harıl harıl işliyor, kadınlar, erkekler ve hatta çocuklar günde 14-15 saat aralıksız, çok az bir ücrete adeta köle gibi çalıştırılıyordu.
Hükümetler, iş yeri güvenliğini, sağlık koşullarını, örgütlenmeyi ve grev gibi en temel hakları bile kalkınmanın devam etmesi için gözardı ediyordu.
Bu duruma son verilmesi gerekmekteydi. İlk kıvılcım Avustralyalı işçilerden geldi.
1856'da, sekiz saatlik iş günü hakkını elde etmek için ilk kitlesel greve imza attılar. Grev sırasında toplantılar, gösteriler ve eğlenceler de düzenlendi.
Fabrika ve atölyelerin "köleleri" ilk defa seslerini duyuruyordu. İşçiler ellerindeki gücün farkına varıyor, patronlar bu uyanışı kırmak için yollar arıyordu.
Ülkedeki bu ilk grev o kadar başarılı oldu ki her yıl kutlanmasına karar verildi.
Avustralya'da oluşan dalga diğer ülkelere de kısa sürede ulaştı.
Amerika Birleşik Devletleri'nde 1 Mayıs 1886'da yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Fakat hükümet ve işverenler bu grevi sert bir şekilde bastırdı.
Boston'da 40 bin işçinin üzerine patronlar tarafından kiralanmış sokak çeteleri salındı. Grevden sonra işten atmalar arttı, işçiler mahkemeye verildi ve 8'i idam cezasına çarptırıldı.
Özür dilemesi halinde idamdan kurtulacağı sözü verilen Albert Persons adındaki işçi mahkemede söylediği şu cümle ile tarihe geçti: “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım.”
İdam edilen işçiler tüm dünya işçilerini şoke etti. II. Enternasyonal 1889'da Paris'te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi.
1890'dan başlamak üzere 1 Mayıs'ı da, “Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul etti.
Bu işçi hareketlerinin izlerine Türkiye'de ise ilk defa 1905'te rastlandı. İzmir'de yapılan 1 Mayıs kutlamasının 5 yıl ardından, işçi bayramı İstanbul'da da düzenlendi.
Birinci Dünya Savaşı'nın yaralarını sarmaya çalışan Osmanlı İmparatorluğu'nda, 1920'deki 1 Mayıs kutlamalarına işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın bütün işçiler katıldı.
İşçiler üzerindeki baskı ve yasaklar Cumhuriyet sonrasında da devam etti. 1925'ten 1935'e kadar geçerli olan Takrir-i Sükun Kanunu kutlamaları rafa kaldırdı.
TÜRKİYE'DE DARBELER VE 1 MAYIS YASAKLARI
Türkiye'de 1 Mayıs'ın tarihi yasaklarla yazılıyordu.
Osmanlı'da 1 Mayıs ilk kez 1911'de Selanik'teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlandı. İstanbul'daki ilk kutlama ise 1912'de yapıldı.
1921 yılında işgal kuvvetlerinin yasaklarına rağmen 1 Mayıs gösterileri yapıldı.
1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak "İşçi Bayramı" ilan edildi.
1924'te hükûmet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
1925'te çıkan Takrir-i Sükûn Yasası ile grev, sendika ve gösteriler yasaklandı. İlerleyen yıllarda kutlamalara kontrollü izin verildi.
1935 yılında 1 Mayıs'a "Bahar Bayramı" adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim'de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından gerçekleştirildi.
1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı'nda yüz binlerce kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Fakat kutlamalar sona ermek üzereyken, DİSK tarafından toplantıya katılımı reddedilen Maocu grupların Saraçhane tarafından Taksim'e ulaştıklarında karşılarına çıkan DİSK güvenlik görevlilerine ateş açmasıyla başlayan ve ardından tüm Taksim Meydanı'nı kaplayan silah sesleri ve meydandaki kalabalığın üzerine sürülen polis panzerleri büyük bir izdihama neden olup çok sayıda kişi yaralandı, çoğu Kazanı yokuşu başındaki kamyonun önünde ezilme sonucu olmak üzere, 34 kişi öldü. Bu nedenle 1977 yılındaki 1 Mayıs, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Bunun ardından, askeri darbe hazırlığı yapıldığı Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından Başbakan Süleyman Demirel'e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re'sen emekliye sevk edildi.
1978'de yüz binlerce kişi tarafından Taksim Meydanı'nda kutlandı.
1979'da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul'da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında binlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1980'de 1 Mayıs kutlaması ancak Mersin'de yapılabildi.
12 Eylül 1980 askeri darbesiyle yönetime el koyan Millî Güvenlik Konseyi tarafından tüm gösteri yürüyüşleri ve mitinglerle birlikte 1 Mayıs kutlamaları da yasaklandı ve ayrıca "Bahar ve Çiçek Bayramı" adıyla resmi tatil günü olmaktan da çıkarıldı.
1996'da Taksim Meydanı'nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy'de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına on binlerce kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy'de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Ayrıca telsizinin sesini açık unutan bir sivil polisin göstericiler tarafından oldukça şiddetli bir şekilde dövülmesini Star TV'nin naklen duyurması ve bir başka yerde polislerin eğlenerek seyrettiği bir linç girişimini de naklen yayınlamasıyla hafızalara kazındı. Bu olaylardan sonra uzun yıllar Kadıköy'de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmedi.
2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12:00 sularında Rıhtım Caddesi'ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16:00 sularında gruplar tamamen dağıldı.
2007 yılında 1 Mayıs'ı tekrar Taksim'de kutlayarak aynı zamanda 1977'de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100'den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700'e yakın gözaltı gerçekleşti. İbrahim Sevindik adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti.
2008 Nisan ayında hükûmet tarafından 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edildi. 2008 yılında 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması konusunda sendikalar ile hükûmet arasında uzlaşma sağlanamaması sonucunda sendikalar Taksim'e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30'dan itibaren Şişli'de, Osmanbey'de, Pangaltı'da, Nişantaşı'nda, Okmeydanı'nda, Dolapdere'de ve Kurtuluş'ta olaylar çıktı. Polisin DİSK, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, ÖDP ve Halkın Kurtuluş Partisi binasına yönelik tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı. Polis bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı'nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara'da Sıhhiye Meydanı'nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti. Ankara'da Sakarya Meydanı'nda yapılan kutlama olaysız sona erdi.
2009 Nisan'ında Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen önerge ile, 1981'den sonra 1 Mayıs tekrar resmi tatil günü kabul edildi fakat Taksim'de kutlanmasına yine izin verilmedi.
2010 yılında 1 Mayıs yüz bini aşkın kişinin katılımıyla Taksim'de kutlandı.
2011 ve 2012 yıllarında da 1 Mayıs Taksim'de kutlandı.
2013 yılında 1 Mayıs'tan 4 ay önce Taksim'i Yayalaştırma projesi çalışmaları nedeniyle 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasına izin verilmemesi üzerine bazı gruplar ile polis arasında çatışmalar yaşandı.
2020'de 15 sendika yöneticisi DİSK Genel Merkezi önünden Taksim Meydanı'na yürümek isterken gözaltına alındı.
2021'de Erdoğan, 1 Mayıs Bayramı kapsamında Tuzla'daki bir fabrikada işçilerle birlikte iftar yemeği yedi. "Maalesef bunu farklı eylemlere dönüştüren, yine bugün de olduğu gibi bazı aşırı terörist gruplar, bu güzel günü anlamsız hale getirmenin gayreti içerisine giriyorlar" dedi. Hak-İş Konfederasyonu, salgın sebebiyle 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı önceki yılki gibi temsili olarak kutladı. İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamaya göre, Taksim'e çıkmaya çalışan toplam 212 kişi gözaltına alındı.
2022'de İstanbul'da eylemler Maltepe Miting Alanı'nda oldu. Alana gökkuşağı bayrakları ile girmek isteyenlerle polisler arasında gerginlikler yaşandı. Taksim Meydanı'na çıkmayan isteyen gruplara polis izin vermedi, 164 kişi gözaltına alındı.
2023'te İstanbul'da eylemler yine Maltepe Miting Alanı'nda oldu. Özellikle siyasi partilerin yaklaşan seçimle birlikte daha duyarlı olduğu ve üyelerini alanlara taşıdığı görüldü.
2024'te İstanbul'da Saraçhane'de toplanan ve Taksim'e yürümek isteyen gruplar polis barikatı ile engellendi. Barikatı aşmak isteyen gruplara polis biber gazı ile müdahale etti. 1 Mayıs kutlamalarından sonra toplam 74 kişi tutuklandı.
Foto (geçen yıl 1 Mayıs Ktlamalarından)-Haber: Neslihan Sağaltıcı