Deprem Sonrası Kadınlar İçin Güçlenme Hamlesi Samandağ'da Başladı Deprem Sonrası Kadınlar İçin Güçlenme Hamlesi Samandağ'da Başladı

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, son 8 yılda 342 bin hektar ormanlık alanın madenciliğe tahsis edildiğini belirterek İklim Kanunu Teklifinin geri çekilmesini talep etti.
CHP Hatay Milletvekili ve TBMM Katip Üyesi Nermin Yıldırım Kara, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen İklim Kanunu Teklifi üzerine yaptığı konuşmada, yasa teklifinin iklim krizine çözüm sunmak yerine yeni bir piyasa sistemi oluşturduğunu söyledi. 
Kara, “Bu teklif ne yazık ki iklim krizine bir çözüm sunmuyor, sadece emisyon ticareti sistemiyle yeni bir sermaye düzeni kurmayı hedefliyor” dedi.
“BU KANUNUN ADI, İKLİM KANUNU DEĞİL, 'İKLİM PİYASASI KANUNU' OLMALIYDI”
İklim krizinin yalnızca teknik bir değişim değil, doğrudan yaşamı ve ekosistemi tehdit eden bir olağanüstü durum olduğunu vurgulayan Kara, hükümetin iklim krizini doğru tanımlamadığını ifade etti. “İklim değişikliği de değildir bugün yaşadığımız şey, iklim krizini doğru tarif etmek gerekir” diyen Kara, şöyle devam etti:
“Bu kanun teklifi neyi getiriyor? Emisyon ticaret sistemini getiriyor. O zaman, 'emisyon ticaret sistemi' diyorsanız, adına 'İklim Piyasası Kanunu' deseydiniz daha doğru bir şey yapmış olurdunuz. Çünkü bu, doğrudan bir iklim kriziyle mücadele yasası değil; yeni bir piyasa alanı yaratma hamlesi.”
“ORMANLARI MADENE, ENERJİYE TAHSİS ETTİNİZ”
Kara, hükümetin bugüne dek izlediği çevre ve enerji politikalarının, doğa talanını meşrulaştıran bir çizgide ilerlediğini söyledi. Orman alanlarının hızla sermayeye açıldığını belirten Kara, “2012 ile 2020 yılları arasında 342 bin hektar orman arazisi kendi vasfı dışında kullanıldı. Ne yapmışsınız: Yüzde 37'sini enerjiye, yüzde 25'ini madene terk etmişsiniz,” diyerek hükümetin orman politikalarını eleştirdi.
Kara, kömür madenleri ve termik santrallerin teşvik edildiğini hatırlatarak, “Böylesine bir enerji politikasını sürdürürken iklim krizine karşı mücadele ettiğinizi söyleyemezsiniz. Bu, halkı aldatmak olur” dedi.
“HATAY'DA 114 KİRLETİCİ TESİS, HİÇBİR ÇED SÜRECİ OLMADAN AÇILDI”
Kara, 6 Şubat depremleri sonrasında Hatay'da çevresel ve halk sağlığını tehdit eden uygulamalara hız verildiğini söyledi. “Depremden sonra, halkın canı ve toprağı daha da değersizleştirildi,” diyen Kara, şu ifadeleri kullandı:
“6 Şubat depremlerinden sonra, Hatay'da hiçbir ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreci işletilmeden 114 kirletici tesis açıldı. Bu tesisler hem doğaya hem insan sağlığına büyük zarar veriyor. İklim krizinden en fazla etkilenen illerden biri olan Hatay'da böyle bir uygulamaya izin vermek, bu halkı gözden çıkarmaktır.”
“YAPTIKLARI TEK ŞEY BAKANLIĞIN ADINI DEĞİŞTİRMEK”
Hükümetin sunmuş olduğu yasa teklifinde iklim krizine dair bütüncül bir strateji olmadığını ifade eden Kara, iktidarın iklim krizini sadece yönetilecek bir 'piyasa riski' olarak gördüğünü belirtti. “Bu krize karşı hangi teknolojiye ne kadar yatırım yapılacak, hangi alanda hangi kaynak kullanılacak belli değil,” diyen Kara, “Yaptığınız tek şey bakanlığın adını değiştirmek olmuş. Bu mudur bütüncül mücadele?” diye sordu.
“EKOLOJİK YIKIMI RANTLA MASKELİYORSUNUZ”
Kanun teklifinin etkilerinin açıkça hesaplanmadığını ve halkı ikna edecek hiçbir bilimsel dayanak içermediğini belirten Kara, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“İklim krizi gibi hayati bir mesele, çok uluslu şirketlerin hırsına hizmet eden bir piyasa aracıyla değil, toplumsal fayda ve ekolojik adaleti esas alan bir yaklaşımla ele alınmalıydı. Binlerce yılda oluşmuş bir ekosistemi, yirmi yıl ömrü olan şirket yatırımları için yok edemezsiniz. Bu İklim Kanunu Teklifi olmamış. Dolayısıyla bunu tamamen geri çekmenizi buradan talep ediyoruz.”
Foto-Haber: Haber Merkezi

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları