CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Libya’da Türk askerinin görev süresini uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresine “Hayır” diyeceklerini açıkladı. Salıcı, “Bu tezkerede çıkarlarımızın gerektirdiğinden daha fazla bir hareketlilik vardır. Bu tezkerede attığı adımları başarısı tesadüflere kalmış bir başarısızlık vardır. Bu tezkerede ordumuzu kendi güvenliğimizin dışında diplomatik kaldıraç olarak kullanma hedefi vardır. Emin olun sokaktaki yurttaşımız ‘Çocuklarımızın geleceği için en iyi seçenek askerimizi Libya’ya göndermektir’ dememektedir” diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, TBMM Genel Kurulu’nda Libya’da Türk askerinin görev süresini 2 yıl daha uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresine ilişkin konuştu. Salıcı, CHP’nin tezkereye “Hayır” oyu vereceğini açıklayarak, nedenlerini şöyle sıraladı:

“Partimize Meclis’teki Genel Kurul görüşmelerinden ya da komisyondan önce bilgi verilmedi. Çünkü iktidar Türkiye’yi sadece kendisinden ibaret zannediyor. Daha da beteri iktidar Türkiye’yi sadece Cumhurbaşkanı'nın maddi ve manevi şahsiyetinden ibaret zannediyor. Bize göre diplomasi iç kamuoyunun bütün halinde dışarıya yansımasıdır. Oysa sizin için diploması içeriyi manipüle etmek için dışarıyı kullanmanın bir amacıdır. Biz bu yaklaşımı ısrar ile reddediyoruz. Çünkü koskoca Türkiye’nin Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrünü aşan uzunlukta bir dış politika stratejisi olmadığı görüyoruz. Geçmişte sarayın keyfine ve ruh haline göre alınan kararların bedeli ağır oldu. Bu yol sizi hep U dönüşlerine mecbur bıraktı. Doğu Akdeniz’de çıkarlarımız zedelendi.

Türkiye ekseninde saray önce nerede kriz var diye bakıyor, sonra kendisine ‘Bana buradan ne fırsat çıkar’ diye soruyor. Sonra dönüp diyor ki, bunun adı dış politikadır. Milli dış politikadan muhalefetin, toplumun haberi var mı? Yok. Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşların haberi var mı? Yok. Bu nasıl bir millilik? Milli kelimesi öyle bir noktaya geldi ki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında, arkadaşlar ne zaman milli kelimesini söyleseler, ‘Eyvah kesin bunun altından bir şey çıkacak’ diyoruz. Kesin bir yanlış ve hata var. Bunu örtmek için kamuflaj amacıyla kullanılıyor demek noktasına geldik. Arkadaşlar milli olan hangisi? Darbeci Sisi derken mi milliydi bizim dış politikamız, dostum Sisi derken mi milli?Kardeşim Esad derken mi milliydi bizim dış politikamız, katil Esed derken mi bizim dış politikamız millidir?

Neden demokrasi ile yönetilen ülkelerden dostumuz kalmadı, esas sormamız gereken soru budur? Demokratik dünya ile sıkı ve uzun vadeli dostluklar kuramıyoruz. Bir zaman değerlere dayalı dış politikadan bahsediyordunuz ya, değerli yalnızlıktan bahsediyordunuz. Bu saydığım ülkelerle bizim hangi değerlerimiz ortak, birisinin bunun cevabını vermesi gerekiyor. Ekonomik sıkıntı yaşadığımızda kendi ülkesinde diktatörlük kuranların kapısını çalmak dışında değerler açısından bu ülkeler ile ne ortaklığımız var, bunu sormamız gerekiyor.”

"CHP KRONİK MUHALİF DEĞİL"

Salıcı, “CHP tezkerelerin kronik muhalifi değil. Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan barış gücü operasyonları için desteğimizi esirgemediğimize herkes şahittir. Lübnan ve Kosova’da olduğu gibi. Anayasa’nın 92’nci maddesine göre yurt dışına asker gönderebiliriz. Fakat bunun milletlerarası hukukun meşru saydığı halleri karşılaması gerekir. Bu tezkereye onay veren bir Birleşmiş Milletler kararı var mıdır? Bu tezkerede ne vardır, ben size söyleyeyim. Bu tezkerede çıkarlarımızın gerektirdiğinden daha fazla bir hareketlilik vardır. Bu tezkerede attığı adımları başarısı tesadüflere kalmış bir başarısızlık vardır. Bu tezkerede ordumuzu kendi güvenliğimizin dışında diplomatik kaldıraç olarak kullanma hedefi vardır. Emin olun sokaktaki yurttaşımız ‘Çocuklarımızın geleceği için en iyi seçenek askerimizi Libya’ya göndermektir’ dememektedir" diye konuştu. 

Kaynak: anka