Yıkımın Ortasında Umuda Açılan Kapı: Stefania Restaurant Ve Cafe Hizmete Girdi Yıkımın Ortasında Umuda Açılan Kapı: Stefania Restaurant Ve Cafe Hizmete Girdi

Hatay/ Samandağ Çöğürlü Mahallesinde,  25 yıldır faaliyette bulunan taş ocağı ile ilgili Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) kapatma kararı almıştı.
Çöğürlü Mahallesinde bulunan taş ocağının önce tehlike yarattığı gerekçesiyle faaliyetlerini durdurma kararı alınmış, fakat daha sonra tehlikeli durumları düzeltmeleri ve daimi nezaretçi bulundurmaları şartıyla ve belirli saatlerde çalışılmasına izin verilmişti.
Şirketin bu kuralı hiçe sayarak haftanın yedi günü ve nezaretçi bulundurma şartının göz ardı edilerek yeniden faaliyete girmesi üzerine Çöğürlü Mahallesi sakinlerinin duruma tepki göstermesi üzerine mahalleli tehdit edildiklerini ve saldırıya uğradıklarını belirtti.
Mahalleli yapılan saldırının,  akıl sağlığı yerinde olmadığı halde şirket tarafından çalıştırılan bir şahıs tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti.
Başta mahalle muhtarı Kıymet Doğru olmak üzere mahallelilerin tehdit edilerek saldırıya uğraması üzerine mahalleli duruma tepki göstererek basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yaşananlara tepki gösteren mahalleli adına basın açıklamasını Ayfer Doğru okudu.
Doğru, açıklamasında “Gürkal Taş Ocağı İşletmesi tarafından yapılan ve 25 yıldır devam eden katliama yeter demek için buradayız.
Bilindiği üzere işletme ile ilgili 2022 ve 2024 yıllarında faaliyet durdurma kararı verilmiş daha sonra tehlike teşkil eden durumları düzeltmeleri amacıyla daimi nezaretçi bulundurma şartıyla çalışma izni verilmiştir.
Ancak gördüğümüz kadarıyla düzeltme yapma izni kötüye kullanılarak maksat aşılmış haftanın yedi günü kendilerine tanınan çalışma saatlerini de aşarak ve nezaretçi olmadan çalışıp doğamızı katletmeye, bizi nefessiz bırakmaya devam etmektedir.
Şartlar olgunlaşınca halk kolektif bir duruş sergileyecektir. 
Ancak burada şartların olgunlaşması demek; 
 Evlerimizin depreme gerek kalmadan mahallemizden geçen ağır tonajlı binlerce aracın verdiği hasar sonucu başımıza yıkılması demek
 Ağaçlarımızın kuruması, toprağımızın ot dahi bitmeyecek hale getirilmesi demek 
 Çocuklarımızın astımlı doğması demek 
 Tarihi kültürel miras olan sit alanın yok edilmesi demek 
 Bu gözü doymazların elimizden her şeyimizi alarak bizi yaşam alanlarımızdan göç ettirmek zorunda bırakmaları demek.
Onlar biz mücadele etmesek de gidecekler elbette ama bizden alabilecekleri hiçbir şey kalmayınca gidecekler, talan edecekleri bakir başka rant alanı bulunca gidecekler ve şu an yağmaladıkları topraklarımıza dönüp bakmayacaklar. Bizi bize kırdırıp düşman edenler sefa içinde yaşamaya devam edecek biz ekip biçecek toprak, başımızı sokabileceğimiz hasarsız ev bulamayacağız.
En kötüsü de başımıza bir şey gelirse komşum, akrabam var inancını da bizden alarak gidecekler.
Mahallesini korumaya çalışan gönüllüler olan bizler; görmek, duymak, karışmak istemeyen köylülerimize, işletmenin hukuksuz bir şekilde çalışmasına göz yuman yetkililere, bana ne bu taş ocağı bizim mahallemize değil diyen yan mahallelere ve Samandağlı hemşerilerimize soruyoruz;
 Başka santrallerden getirilen çimento atığının tüm ilçenin bağını, bahçesini suladığı nehre dökülmesine
 Kirletilen suyla sulanan meyve ve sebzelerle kendinizin ve çocuklarınızın zehirlenmesine
 Nehir yatağının doldurularak yol yapılmasına 
 Tarihi miras olan sit alanının yok edilmesine 
 Ağır tonajla araçların şehir merkezinden geçmesi kısmi yasaklıyken mahallemizden gün içinde yüzlercesinin geçmesine, şoförlerinin canımızı hiçe saymasına ve bizi darp etmesine,
 Yaşam alanımızın talan edilmesine, sermayeye peşkeş çekilmesine 
 Doğamızın katledilmesine, gönlünüz razı mı?
Yetkililere soruyoruz;
 MAPEG'in  kapatma kararı verdiği bu işletmede sadece düzeltme işlemi mi yapılıyor?
 Eğer öyleyse daimi nezaretçi nerede?
 Düzeltme amacıyla açılan bir taş ocağında patlatma yapılabilir mi?
 Usulsüz ve hukuksuz yapılan patlamayı kurumlar koruyabilir mi?
 Bu dava sadece muhtarımız Kıymet Hanım'ın davasıymış gibi Kıymet Hanım sudan sebepli şikayetlerle ikide bir ifadeye çağırılırken karşı tarafın hukuk tanımazlığı neden göz ardı ediliyor?
Bu dava sadece Kıymet Hanımın değil hepimizin davasıdır. Çöğürlü Mahallesi'nin huzuru kaçırılmış insanları olan bizler protesto hakkımızı kullanarak bu hukuksuz katliam son bulana kadar mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyoruz. Ağacımıza, dağımıza, toprağımıza, çocuğumuzun solduğu havaya sahip çıkacağız, çünkü gönlümüz razı değil.” ifadelerini kullandı.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları