ABD Başkanı Joe Biden'ın ikinci bir dönem için ABD Merkez Bankası (FED) Başkanlığına aday gösterdiği Jerome Powell, ABD Senatosu'nun Bankacılık, Konut ve Kentsel İşler Komitesi üyelerinin sorularını yanıtladı.

Talep ve arz arasında bir uyumsuzluk olduğunu yineleyen Powell, güçlü bir iş gücü piyasasına ulaşmak için uzun bir genişleme gerekeceğini, uzun bir genişleme için ise fiyat istikrarının gerekli olduğunu anlattı. Powell, yüksek enflasyonun maksimum istihdam ve uzun süreli genişlemenin sağlanmasına yönelik ciddi bir tehdit olduğunu ifade ederek, enflasyonu düşürmek için bankanın araçlarını kullanacaklarını söyledi. Bu yıl normal arz koşullarına dönüleceğini düşündüğünü belirten Powell, “Enflasyonun beklenenden daha uzun süre yüksek seviyelerde kaldığını görürsek, faiz oranlarını zaman içinde daha fazla artırmak zorunda kalırsak, artırırız” diye konuştu.Powell, iş gücü piyasasının hızla toparlandığına işaret ederek, enflasyonun ise FED'in hedefinin çok üzerinde seyrettiğini aktardı.

Bu yıl normale daha yakın bir politikaya geçeceklerini dile getiren Powell, “Ekonomi artık salgınla başa çıkmak için uyguladığımız son derece destekleyici politikalara ihtiyaç duymuyor veya istemiyor” ifadelerini kullandı. Powell, işlerin beklendiği gibi gelişmesi halinde politikayı normalleştireceklerini vurgulayarak, mart ayında varlık alımlarını sonlandıracaklarını, yıl boyunca faiz oranlarını artıracaklarını ve bu yıl içinde bir noktada bilançonun küçülmesine imkan verebileceklerini ifade etti. Enflasyonist baskıların bu yılın ortasına kadar sürmesinin beklendiğine işaret eden Powell, enflasyonun uzun süre devam etmesi halinde politikasının buna yanıt vermesinin gerekeceğini dile getirdi. Powell, korona virüsü (Covid-19) salgınında Omicron varyantı nedeniyle istihdam artışında ve büyümede bir duraksama olabileceğini de belirterek ancak bunun kısa süreli olmasını beklediğini kaydetti.

TL’ye etkisi daha fazla olabilir

Ekonomistler, Fed’in faiz artırımının, hükümetin ekonomi politikaları nedeniyle çok daha kırılgan hale gelen Türk Lirası’ndaki değer kaybını hızlandırabileceği belirtiyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) dün Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelere Fed’in faiz artışlarına karşı hazır olma çağrısı yapmıştı. Kurum, gelişmekte olan ülke ekonomilerinden Fed’in faizle birlikte sermaye çıkışları yaşanabileceğini ve yerel para birimlerinde değer kayıplarının oluşabileceğini belirtmişti. TL gelişmekte olan para birimleri arasında dolar karşısında son bir, üç ve beş yıla bakıldığında her vadede açık ara en çok değer kaybeden para birimi. TL’nin sadece 2021 yılında yaşadığı kayıp yüzde 45’in üzerinde.

Editör: TE Bilişim