Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda sağlıktan dışişlerine, enerjiden adalete kadar ülkenin ve milletin pek çok meselesini enine boyuna görüştüklerini söyledi. Elektrik faturalarındaki TRT ve Enerji Fonu kesintilerinin kaldırıldığını açıklayan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Bir yandan salgınla mücadeleyi devam ettirirken; fırsatları değerlendirmenin gayretindeyiz. Salgında sağlık hizmetlerine ilişkin bir krize izin vermedik, vermeyeceğiz. Hastanelerde bazı sorunlara yaşanabilir, bunların önüne geçecek tedbirleri de alacağız. Okullardaki yüz yüze eğitim kesinlikle devam edecektir. Bu vesile ile Sağlık Bakanlığı'na 40 bin yeni personel alınacağını da duyurmuş olalım. Artan elektirik talebini sıkıntı yaşamadan karşıladık. Avrupa'da doğalgaz fiyatları 2020 yılı başındaki 115 dolar seviyesinde 1100 dolar seviyesine kadar çıktı. Buna karşılık bir vatandaşlarımıza konutlardaki doğalgazı 150 dolardan veriyoruz. Her vatandaşımıza 1500 liranın üzerinde enerji desteği vermiş olduk. Eletrik faturalarındaki TRT payı ile Enerji Fonu kesintilerini kaldırdık. Son dönemde yalana ve tehdite dayalı söz ve davranışların dışarıda ve içeride artmasının nedeni bu fotoğraftır. Türkiye'yi diledikleri gibi yönlendirebileceklerini sananlar ile kendi ihtirasları için onların değirmenlerine su taşıyanların heveslerini kursaklarında bırakmak boynumuzun borcudur. Cumhur İttifakı olarak gece gündüz çalışıyoruz ancak son dönemde bu ülkenin ikinci büyük partisi milli güvenliğimize yönelik bir tehdit haline dönüşen tutarsızlıklarından endişe duyuyoruz. Geçtiğimiz hafta tezkere konusundaki tartışmalar endişelerimizi arttırmıştır. Türkiye'nin sınırötesi harekatları siyaset üstü bir konudur. Daha önce evet dedikleri tezkereye yabancı asker bahanesi ile hayır diyenlerin bir yerden işaret aldıkları anlaşılmaktadır. Bu tezkere karşı çıkmak, bitme noktasına gelen terör örgütüne can simidi atmak demektir. Tezkereye hayır demek, terör örgütünün siyasi uzantısının belirlenimine girmek demektir. Son yerel seçimlerde bazı birimlerin bu partiye ortaklıkla verildiğini biliyoruz. Artık konunun siyasi ittifakla açıklanamayacak boyuta geldiğini göstermektir. Yozgat'a gidip Kandil'i yakmaktan bahsedeceklerini söyleyenler bu tutarsızlıkların göstergesidir. Kamu görevlerini tehdit eden ancak kendi partisinindeki taciz ve yolsuzlukları gizleyen bu insanları tehlikeli buluyoruz. Büyükelçilere gösterilen tepkiye sahip çıkmayanlara, milletimiz bu ülkeyi teslim etmez. Her kim bir daha "İstanbul Sözleşmesi" diye başlayan bir cümle kurarsa ona en başta kadınlarımız tepki göstermelidir. Karabağ ve Azerbaycan topraklarının haksız, hukuksuz, ahlaksız işgali karşısında 30 yıl boyunca susanlar, dökülen kanın ve trajedilerin baş sorumlusudur.''