Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çevrim içi katıldığı G-20 Liderler Zirvesi'nde; "Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda olsa da rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılması olumlu bir gelişmedir. Bu adımın önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum. Son olaylarla birlikte 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan İsrail ile yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının ehemmiyetini hep birlikte tekrar gördük. Sizleri bu kapsamda iki devletli çözümün tesisi için de inisiyatif almaya çağırıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi'ne video konferansla katıldı. Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla geçmiş olsun dileğinde bulunarak konuşmasına başlayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"7 BİNE YAKIN MASUM FİLİSTİNLİ ÇOCUK MAALESEF DÜNYA ÇOCUKLAR HAKLARI GÜNÜ'NÜ GÖREMEDİ"
"Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, bildiğiniz gibi 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu ile Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.
Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Biliyorsunuz iki gün önce, Dünya Çocuk Hakları Günü'ydü. 7 bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulunacak kadar kontrolü kaybettiler. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği üzere, bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bunları yapanlar, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuk önünde de muhakkak hesap vermelidir. Biz hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmüyoruz. Buradaki tüm liderleri de İsrailli, Filistinli, Yahudi, Müslüman, Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet ediyorum.
"DÖRT GÜNLÜK İNSANİ FASILA İLANI VE SINIRLI SAYIDA OLSA DA REHİNE VE TUTUKLULARIN TAKASI KONUSUNDA MUTABAKATA VARILMASI OLUMLU BİR GELİŞMEDİR"
Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda olsa da rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılması olumlu bir gelişmedir. Bu adımın önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum. Son olaylarla birlikte 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan İsrail ile yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının ehemmiyetini hep birlikte tekrar gördük. Sizleri bu kapsamda iki devletli çözümün tesisi için de inisiyatif almaya çağırıyorum. Biz Türkiye olarak garantörlük dahil kurulacak yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız.
Bölgeye yönelik insani yardımlarımızı da devam ettiriyoruz. Bugüne kadar Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş'e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların Türkiye'ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze'ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum."