13 sivil toplum kuruluşu ve girişimi, Adalet Bakanlığı’nın Boğaziçi Üniversitesi tutuklamalarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği cevap yazısına ilişkin ortak basın açıklaması yaptı.

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin açtığı resim sergisi nedeniyle iki öğrenci tutuklanmış, ardından halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla haklarında dava açılmıştı. Tutuklanan iki öğrenci, tutuklanmalarının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal ettiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Adalet Bakanlığı ise geçen hafta bu konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği cevap yazısında tutuklamaların hukuka ve anayasaya uygun olduğunu belirtirken, Anayasa’da güvence altına alınan laik hukuk devleti ilkesine açıkça meydan okuyan dini gerekçelere başvurmuştu.

Yapılan ortak açıklamada, laikliğe vurgu yapılırken, Adalet Bakanlığı’nın cevap yazısında, dince haram ve yasak olduğunu iddia ettiği bir konuyu, ceza kanunundaki “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçu” kapsamına katma çabası kabul edilemez” denildi.

Adalet Bakanlığı'nın cevabi yazısını ülkenin hukuk sistemine temelden karşı, vahim ve tehlikeli gördüklerini belirten kuruluş ve girişimler, “Reddediyoruz” dedi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin açtığı resim sergisi nedeniyle iki öğrenci tutuklanmış, ardından halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla haklarında dava açılmıştı. Tutuklanan iki öğrenci, tutuklanmalarının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal ettiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

Adalet Bakanlığı, geçen hafta bu konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği cevap yazısında tutuklamaların hukuka ve anayasaya uygun olduğunu belirtirken, Anayasa’da güvence altına alınan laik hukuk devleti ilkesine açıkça meydan okuyan dini gerekçelere başvurmuştur.

Bakanlık yazısında, “İslam dini literatüründe eşcinselliğin ve benzeri cinsel yönelimlere dair imgelerin yasak ve haram olduğu” belirtilerek bu nedenle tutuklamanın hukuksal / olgusal temelleri bulunduğu ileri sürülmektedir. Adalet Bakanlığı’nın ‘İslam dini literatürüne’ gönderme yaparak cinsel yönelimleri farklı kişileri hedef göstermesi ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ niteliğinde olup ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturmaktadır.

Devlet kurumları her türlü eylem ve işlemlerinde Anayasa’ya ve laik hukuk kurallarına uygun davranmak zorundadır. Laik bir hukuk devletinde, devletin siyasi ve hukuki temel düzeninin kısmen de olsa din kurallarına dayandırılamayacağı açık ve kesin bir ilkedir. Bu ilke Anayasa’nın 24. maddesinde açık ve net olarak yazılmıştır. Anayasa hükümleri herkesi bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Adalet Bakanlığı’nın cevap yazısında, dince haram ve yasak olduğunu iddia ettiği bir konuyu, ceza kanunundaki “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçu” kapsamına katma çabası kabul edilemez. Bu durum, meşruiyetini anayasadan alan bir devlet kurumunun anayasanın emrettiği, hukuk düzeninin din kurallarına dayandırılamayacağı ilkesini çiğnemesi, görmezden gelmesi anlamına gelmektedir. Laik temelli hukuk anlayışı ve devlet düzeni toplumun bütün kesimleri bakımından hayati önemde bir güvencedir.

Adalet Bakanlığı'nın cevabi yazısını bu nedenle ülkemiz hukuk sistemine temelden karşı, vahim ve tehlikeli görüyor, reddediyoruz.

3H Hareketi Derneği / Ankara 78’liler Meclisi / Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi / Boğaziçili Müdahil Mezunlar / Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi / Demokrasi İçin Birlik (DİB) / Diyalog Grubu / Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi / Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu / Düşünce Suçu (!?)na Karşı Girişim / Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği / Yurttaş Girişimi / Yurttaşlık Derneği.

Editör: TE Bilişim