Kahramanmaraş merkezli ve on bir ili etkileyen depremlerin üzerinden dört aydan fazla bir süre geçti. Yıkımda en ağır hasarı alan yerlerden biri olan Samandağ’da depremzedelerin karşılaştığı sorunlar çözülmek bir yana artarak devam ediyor.
Samandağlı depremzede 6 Şubat ve ardından meydana gelen depremlerin yarattığı büyük yıkım henüz ortadayken onca acının üzerine çadırlarda ve konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor.
Kaybettiklerinin yasını bile tutamadan, çözülemeyen barınma sorunuyla, çocuklarının geleceği için endişesi, işinin, aşının derdi bir yanda dururken depremzede, su dökülmeden yapılan yıkım ve molozların ayrıştırılması devam ederken tozdan boğulmaya, sinek ve haşere ile mücadele etmeye, yılanlardan korunmaya, temiz suya ulaşmaya, çöple, kirlilikle uğraşmaya, yüksek gelen faturalarını ne yapacağını düşünmeye devam ediyor.
BEYLER KÖY YANIYOR, KÖY… DUYUYORMUSUNUZ! 
Şehrimizi emanet ettiklerimiz, sanki her şey yolundaymış gibi birilerinin katkısıyla dağıttığı su, yaptığı yol başında pozlar veriyor, rakip gördüklerinin ayağını kaydırmak için ince ince hesap yapıyor.
 “Köy yanarken, deli saçını tararmış” atasözü tam da bu durumlar için söylenmiş olsa gerek.
Sorsak, “bu benim yetkimde değil, yok bunu falanca çözmeli.” 
Madem yumruğunuzu masaya vurmaktan korkuyor, inisiyatif kullanamıyorsunuz. Halkınızın sesini duyuramıyor, derdine çözüm olmuyorsunuz. 
Niye bu halkı mağdur edip canından bezdiriyorsunuz:
 YÖNETEMİYORSANIZ BIRAKIN
 

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları