İlimizde yaşanan deprem felaketinden sonra iktidarın bölgemizde yaptığı çok sayıda icraat HAMOK ve Hatay Barosu tarafından mercek altına alındı. 
Hatay Barosu, kentte Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 307 hektar için verilen "Riskli Alan" kararına karşı Danıştay'da dava açtı.
Hatay Barosu ve HAMOK üyelerinin katılımıyla adliye işlemlerinin yürütüldüğü konteyner önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Milletvekili adayı Kerem Nalbant, Türkiye İşçi Partisi Milletvekili adayı Aylin Açıkgöz, demokratik kitle örgütleri temsilcileri ve çok sayıda kişi destek verdi.
Basın açıklamasını Hatay Baro Başkanı Cihat Açıkalın okudu. Baro Başkanı Açıkalın’ın okuduğu açıklamada “06/02/2023 tarihinde saat 04.17 sıralarında Kahramanmaraş İli /Pazarcık ve 20 Şubat Defne ilçesinde meydana gelen Hatay ili de dahil olmak üzere çevredeki bir çok il ve ilçede etkili olan deprem nedeniyle bir çok canımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü halen yaşamaktayız.
Deprem öncesi ve sonrası, keyfi, hatalı uygulama ve kararlar sebebiyle doğrudan ya da dolaylı olarak yaşam hakkı, maddi ve manevi varlığın geliştirilmesi hakkı, barınma ve konut hakkı, mülkiyet hakkı, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, eğitim hakkı, tabiat ve kültür varlıklarının korunması hakları başta olmak üzere birçok anayasal hak ihlali gerçekleşmiştir.
Maddi – manevi ve can kaybı şeklinde çok ağır sonuçlar doğuran bu deprem sonrasında, yönetenler mevcut zararların ve acıların dindirilmesi yönünde çalışmalar yapması gerekirken hiçbir bilimsel araştırma yapmaksızın, burada yaşayan halkların fikri alınmaksızın kararlar almaya başlamıştır. Depremin yarattığı yıkım yetmezmiş gibi şehrin her yanı enkaz toplama alanı olarak işgal edilmiştir. Tarım alanları, yaşam alanlari, sulak araziler ve hatta dünyada eşi nadir bulunan mileyha kuş cenneti enkaz döküm alanı olarak belirlenmiştir.
Enkazların toplanma, taşınma ve dökülme şekilleri yasaya aykırı olduğu gibi insan yaşamını tehlikeye sokmaktadır. Konu ile ilgili baromuz ilk günden hukuki ve sosyal alanda mücadele etmektedir.
Son olarak 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. Maddesi gereğince 05.04.2023 Tarih ve 32154 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Hatay ili, Antakya ilçesinde 307 hektarlık alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin 7033 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı alınmıştır.
Kısaca Hatay ili, Antakya ilçesinin tam kalbinde bulunan çok geniş bir alan gerekçesi ve amacı belirtilmeden riskli alan ilan edilmiştir.
Çok sayıda insanın mülkiyet hakkını ortadan kaldıran işlemin, maddi hukuk, sosyolojik ve demografik yönden gerekçesi ortaya konması gerekir iken bu yönlü hiç bir açıklama yapılmamıştır. Halbuki idare, aldığı tüm kararların gerekçesini paylaşmak ile yükümlüdür.
Söz konusu işlemin bu şekilde tesisi, Türkiye’de daha önce bazı bölgelerde örnekleri yaşanan ve ranta dönüşen projeleri hedeflediğini düşündürmekte, dolayısıyla işlemin amaç unsurunun hukuka aykırı olduğuna ortaya koymaktadır.
Bilindiği üzere bahse konu alan Antakya’nın en önemli tarihi alanını kapsamaktadır.
Bir başka değişle Antakya’yı Antakya yapan birçok değer, birlikte yaşama iradesinin en fazla tesis edildiği yer burasıdır. Ne bu alan ne de şehrimizin tek bir karış toprağı rant uğruna feda edilemeyecektir.
Gücünü halktan alan ve halka karşı sorumluluğu olan Hatay Barosu, söz konusu işlemin iptali için Danıştay’da dava açmış olup sürecin sonuna dek takipçisi olacaktır.
Hatay, tarihsel mirasına ve medeniyetlerin birlikte yaşam iradesine her zaman sahip çıkacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” ifadeleri yer aldı.

Editör: TE Bilişim