Necmettin Çalışkan: Şehirlerin Canlanması  Esnaftan Geçer! Necmettin Çalışkan: Şehirlerin Canlanması Esnaftan Geçer!

Hatay/ Antakya'da 6 Şubat Platformu çağrısıyla, depremlerin ikinci yılında yürüyüş yapıldı.
Açıklama öncesi yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı. Sık sık “Sesimi duyan var mı?”, “Sesimizi duyan yok!” diye bağırıldı.
Hatay 6 Şubat Platformunun çağrısıyla TMMOB- KESK Defne Koordinasyon merkezi önünde toplanan kitle açtıkları "Hatay'ı yeniden kuracağız" ve "Unutmak affetmek yok" pankartlarıyla Saray caddesi boyunca yürüdü. Taleplerinin yazılı olduğu dövizlerle ve yaktıkları bahurlarla yürüyen kitle, "Deprem değil, ihmal öldürür", "Hatay bizim, memleket bizim", " Afet değil, bu bir katliam", "Katillerden hesap soracağız", "İnsanca yaşamak istiyoruz", "Katil devlet hesap verecek", "Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok", “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı.
Yürüyüşe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, DEM Parti İstanbul Milletvekili Keziban Konukçu, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, SOL Parti Başkanlar Üyesi Feray Aytekin Aydoğan, SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, SMF Sözcüsü Mahir Gürz, TMMOB Başkanı Emin Koramaz, Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey ile MYK üyeleri, KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak'ın yanı sıra çok sayıda çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcisi  ve depremzede katıldı. Yürüyüşe katılan avukatlar cüppelerini giyip yaşamını yitiren meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdılar.
Burada yapılan açıklama yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşuyla başlarken basın açıklamasını Seda Yüce okudu. Yüce, Hatay'ın depremden en çok etkilenen kent olduğunu belirterek, “Bugün itibariyle depremlerin üzerinden tam iki yıl geçmiş oluyor. Hatay halkı olarak bizler, ilk günden bugüne taşından toprağına, havasından suyuna terk edilmiş memleketimizde yaşamaya çalışıyoruz. İki yıldır eğitimden sağlığa, hukuki haklarımızdan temel ihtiyaçlarımıza, barınmadan ulaşıma, altyapı ve üst yapı sorunlarına kadar her alanda büyük sorunlarla mücadele ediyoruz” dedi.
“21 METREKARELİK TENEKE KUTULARINA MAHKUM EDİLİYORUZ”
“Bizler hala 21 metrekarelik teneke kutularına mahkum ediliyoruz” diyen Yüce, “Toplu yaşamın getirdiği hijyen sorunları, elektrik ve su kesintileri yaşamlarımızı dayanılmaz hale getiriyor. Birçok konteyner çürümüş durumda. Nitelikli geçici barınma talebimizi sağır sultan duymuş, merkezi ve yerel iktidar duymamıştır. İnsanca yaşam koşullarından çok uzak konteynerlerde yaşamak istemiyoruz! Günlerce süren elektrik ve su kesintileri, internete erişememe, yolların durumu, beton mikserleri ve hafriyat kamyonlarının sebep olduğu trafik kazaları, kaldırımların onarılmaması yalnızca konteyner kentlerde yaşayanların değil bütün Hatay halkının terk edildiği manzaranın can alıcı noktaları” ifadelerini kullandı.
“DEMOGRAFİK YAPIYI BOZACAK REZERV ALANI YASASI TEDİRGİN ETMEYE DEVAM EDİYOR”
Yüce, Hatay'ın demografik yapıyı bozacak rezerv alanı uygulamalarının toplumda tedirginlikle karşılandığını dile getirerek, “Demografik yapıyı bozacak ve göç hareketlerini hızlandıracak, şehrin kültürel yapısına zarar verecek “meskun mahallelerde rezerv alan ilanını” düzenleyen yasa belirsizlikler ve sahadaki uygulamasıyla bizleri tedirgin etmeye devam ediyor. Kentin bir yanında binalar yükselirken diğer yanında rezerv alan tartışmaları sürmekte. Altyapı ve üstyapı sorunları dahi çözülmemiş bu evlerde ne zaman yaşayabileceğimizi, kendileri için ne kadar borçlandırılacağımızı bilmiyoruz. Rezerv alan tartışmalarının sürdüğü mahallerimizde ise barınma sorunumuzu nasıl çözeceğimize dair soru işaretlerimiz giderilmiş değil. Verilen hibe ve kredinin barınma sorunumuza çözüm olmayacağı aşikar” şeklinde konuştu.
“142 KİŞİ NEREDE, HAYATTALAR MI?”
Dezavantajlı olan grupların depremlerle birlikte daha da dezavantajlı hale geldiğine vurgu yapan Yüce, “Kadınlar, çocuklar, genç ve yaşlılar, sayıları artan engelli ve ampüte bireylerin temel ihtiyaçları dahi görmezden gelinmiştir. Dezavantajlı gruplar depremin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen eğitim, sağlık barınma gibi temel haklarına erişimde büyük zorluklar yaşamaktadır. Bizler tam iki yıldır sevdiklerimizi arıyoruz. Kayıplarımız bulunsun diye haykırıyoruz. Depremin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen 142 vatandaşımıza dair hiçbir bilgimiz yok. Hayattalar mı? Hayattalarsa neredeler, hayatta değillerse mezarları var mı varsa nerede?” diye sordu. 
“SORUMLULARDAN HESAP SORACAK, HATAY'I YENİDEN KURACAĞIZ”
“Kaybettiğimiz canlara ve kentimize sözümüz baki. Sorumlular yargılanana, yetkililer hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” diyen Yüce şöyle devam etti:
“Eğitim hakkımız, sağlık hakkımız, barınma hakkımız, güvenlik hakkımız, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız, bilgi edinme hakkımız ve daha sayamadığımız nice hakkımız tam iki yıldır gasp edilmektedir. Bugün buradan, molozların arasından, kentimizin kalbi Saray Caddesi'nden Hatay halkı olarak bir kez daha sesimizi yükseltiyoruz; Kaybettiklerimize verdiğimiz sözü unutmuyoruz, unutmayacağız! Bizi enkaz altında bırakanları da bugün konteynerlere mahkum edenleri de tanıyoruz. Sorumlulardan hesap soracak, Hatay'ı yeniden kuracağız! Bedelsiz kalıcı konutlarımıza, nitelikli eğitim ve sağlık hizmetlerine, güvenli ulaşıma, kayıplarımıza, adil yargılanmalara ve insanca yaşam koşullarına erişene dek mücadele etmeye devam edeceğiz.”
“KOLEKTİF BİR SUÇ VAR”
Adalet Peşinde Aileleri Platformu adına konuşan Döne Kaya, verdikleri adalet mücadelesini anlatarak, “Hepimiz ilk aylarda parça parça müteahhitlerin yakalandığını, yakalanmayanların da kaçtıklarını duyduk. Ancak yeniden iki yıl geçti ve bu müteahhitlerin sadece 189'u cezalandırıldı. Bizler hemen soruşturma aşamasında başvurularımızı yaptık. Ancak ilk sekiz dokuz ay bizleri oyaladılar. Sık sık savcılar değişti ve soruşturulmaması için ellerinden geleni yaptılar. Çünkü şu anki yargı sistemi, münferit kişiler üzerine suçları yıkmaya çalışıyor.  Ama biz biliyoruz ki 6 Şubat depremlerindeki yıkımların sebebi, müteahhitlik, yapı denetimi ve inşaat mühendisliğine bırakılmayacak kadar büyük, kolektif bir suç. O yüzden kamu görevlilerinin yargılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.
Açıklamaların ardından eylem sona erdi.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları