Eğitim Sen: 5 Ekim Dünya  Öğretmenler Gününü Selamlıyoruz! Eğitim Sen: 5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününü Selamlıyoruz!

9 Eylül 2024 Pazartesi başlayacak olan yeni eğitim öğretim yılı öncesi sendika ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı Hatay Okul Yemeği Koalisyonu, basın açıklaması gerçekleştirdi.
Deprem bölgesinde öğrencilerin birçoğunun sağlıklı gıdaya erişemediğini belirten Hatay Okul Yemeği Koalisyonu yaptığı basın açıklamasıyla her kademedeki öğrencilere ücretsiz öğün desteği talep etti.                  
Hatay/ Defne’ de KESK-TTB Koordinasyon Merkezi’nde yapılan basın açıklamasını Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şube Eş Başkanı Nilgün Aşkar okudu.
Hatay Okul Yemeği Koalisyonu adına açıklama yapan Aşkar; çocuğuna yemek sağlamaya bile bütçe ayıramayan ailelerin olduğunu belirterek "Çocuklar okula beslenme olmadan geliyor. Okuldan su alamıyorlar. Bu durum okul terklerini, çocuk işçiliğini ve erken yaşta zorla evlendirilen kız çocuklarını beraberinde getirmektedir. Sonuç olarak da çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddetin önünü açmaktadır. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı'nın örgün eğitim verileri, okul terklerinin ülke tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştığını gösteriyor" dedi.
Basın açıklamasını okuyan SES Hatay Şube Eş Başkanı Aşkar, SES ve Türk Tabipleri Birliği’nin deprem illerinde yaptığı saha çalışmasında; kendi gelişim basamaklarının gerisinde kalan çocuk sayısının ülke ortalamasının üzerinde olduğunun tespit edildiğini aktardı.
“ÇOCUKLARIMIZIN BUGÜNÜ VE YARINI İÇİN ÜCRETSİZ SAĞLIKLI OKUL YEMEĞİ VE SU HEMEN ŞİMDİ!”
Hükümeti yetersiz belenme ile mücadelede sorumluluk almaya çağıran ve devlet okullarında ücretsiz beslenmenin birincil öncelik yapılması gerektiğini vurgulayan Nilgün Aşkar, demokratik kitle örgütlerini, emek ve meslek kuruluşlarını de bu konuda çözüm üretmeye davet etti.
Beslenme sorunlarının çözümü için en etkili ve en yaygın şekilde kullanılan müdahale programının çocuklara ücretsiz beslenme desteği sunan kamusal okul yemeği programları olduğunu ifade eden Aşkar, açıklamasının tamamında “ Sağlıklı ve yeterli beslenme her bireyin fiziksel ve zihinsel gelişimi bakımından ciddi öneme sahiptir.
Yetersiz beslenme, temiz ve içilebilir suya erişememe ve açlık, çocukların üzerinde fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak olumsuz etkilere sahiptir. Yapılan çalışmalar, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığını, algılamalarının azaldığını, öğrenme güçlüğü ve davranış bozuklukları yaşadıklarını, okul devamsızlık sürelerinin uzadığını ve okul başarılarında azalma olduğunu ortaya koymaktadır.  
Buna karşın açıklanan son PISA 2022 raporuna göre; ülkemizde en az 5 öğrenciden biri haftada en az bir kere parası olmadığı için okulda yemek yiyememektedir. Türkiye OECD ülkeleri arasında, beslenemeyen çocukların en çok olduğu ülke konumuna gelmiştir.  TÜİK 2022 verilerine göre de her üç çocuktan biri ciddi maddi yoksulluk ve yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıyadır.
Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimini, okul için hazır bulunuşluluğunu, akademik başarısını ve okula devamlılığını olumsuz etkilemektedir. Dünyada bu sorunların çözümü için en etkili ve en yaygın şekilde kullanılan müdahale programı, çocuklara ücretsiz beslenme desteği sunan kamusal okul yemeği programlarıdır. Bu programlar başta kız çocukları ve özel eğitim gereksinimi olan çocuklar olmak üzere dezavantajlı tüm öğrencilerin eğitimde fırsat eşitliğini ve derslere devamlı katılımını sağlayan bir işleve sahiptir. Çocuklar bugünümüz ve yarınımızdır. Karar alıcılar, kamu yöneticileri bu bilinçle hareket etmeli, sorumluluğunun gereğini yapmalı, kamu kaynakları, bütçe çocukların üstün yararı için kullanılmalıdır.
Gıda krizi çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme hakkının bir ihlali olarak görülmelidir. Açlık, yoksulluk, güvencesizlik çocukların eğitim görmesine engel olmamalı, çocuklar okulda aç kalmamalıdır. Eğitim kurumları çocuklara eğitim ve sağlıklı beslenme imkânını bir arada sunmalıdır. Çocuklara iyi bir hayat sağlamak siyasal iktidar, muhalefet ve tüm toplumsal kurumlar için kamusal bir görevdir.
Ücretsiz okul yemeği tüm öğrenciler için en temel hak iken, okul yemeği uygulaması genişletilerek sürdürülmelidir. Özellikle depremin yıktığı illerinde yaşanan yokluk ve imkansızlıklar nedeniyle daha çok sayıda çocuğun okulda aç kaldığı dikkate alınarak ilimizde bütün kademelerdeki öğrencilere ücretsiz öğün desteği sağlanmalıdır.  
Bilindiği gibi depremin birinci yılında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve Türk Tabipleri Birliği’nin deprem illerinde yaptığı saha çalışmasında; kendi gelişim basamaklarının gerisinde kalan çocuk sayısının ülke ortalamasının üzerinde olduğu bulunmuştur.  
Okuldaki çocuğuna yemek sağlamaya bile bütçe ayıramayan ailelerin çocuklarının okula devam etmesini desteklemesi mümkün olmamaktadır. Dahası bu ailelerin çocukları hızla hayatın içine itilebilmekte, çalışmaya ve evliliğe zorlanabilmektedir. Bu durum okul terklerini, çocuk işçiliğini ve erken yaşta zorla evlendirilen kız çocuklarını beraberinde getirmektedir. Sonuç olarak çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddetin önünü açmaktadır. Nitekim MEB’in örgün eğitim verileri, okul terklerinin ülke tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştığını göstermektedir.
Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde, bu programın çocuk yoksulluğuna, okul terki ve okula devamsızlığın azaltılmasına, akademik başarının artmasına, cinsiyet temelli ayrımcılığın ve eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına katkı sağladığı ulusal ve uluslararası kurumların yaptığı çalışmalarla ortaya konmuştur. Ülkemiz de sosyal devlet anlayışı içerisinde çocuklara sağlıklı beslenme olanaklarını sağlayacak her türlü kaynağa sahiptir. Bu kaynakların sağlığa ve eğitime aktarılması sağlıklı, üretici ve başarılı bir neslin yetişmesinde kritik öneme sahiptir.
Ayrıca kamusal bir hizmet olarak sağlanan ücretsiz öğünlerin yeterli ve sağlıklı olması gerektiğini vurgulamak isteriz. 
Bu nedenle başta hükümet olmak üzere ilgili tüm kurumlar ve yapılar, yetersiz beslenme ile mücadelede sorumluluk almalı ve devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak görülmelidir. Bizler gıda krizinin derinleştiği bu dönemde taleplerimizin gerçekleşmesi için sesimizi duyurmaya devam edeceğimizi buradan duyuruyoruz.  Bu vesileyle çocukların sağlığı ve geleceği için son derece önemli olan bu konunun çözümüne katkı sunmak isteyen demokratik kitle örgütlerini, emek ve meslek örgütlerini, kurum ve kişileri birlikte çalışmaya ve çözüm üretmeye davet ediyoruz.” ifadelerine yer verdi. 
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları
 

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları