Karaçay: Samandağ'a Hizmet İçin Her Kapıyı Çalarım Karaçay: Samandağ'a Hizmet İçin Her Kapıyı Çalarım

Hatay Tabip Odası ve Temiz Hava Platformunun düzenlediği, “Afet sonrası toz ve hava kirliliği, sağlık etkileri, müdahale ve izlem” konulu çalıştay gerçekleştirildi. 
Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz ve TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Ali Kanatlı'nın açılış konuşmalarını yaptığı çalıştayın moderatörlüğünü Prof. Dr. Mehmet Zencir yaptı.
İki gün süren çalıştayda; Prof. Dr. Gamze Varol "Toz ve Halk Sağlığı", Uzm. Dr. Orbay Utku Seren "Tozun Solunumsal Etkileri", Prof. Dr. Münevver Kaynak Türkmen "Toz ve Çocuk Sağlığı", Prof. Dr. Raşit Tükel "Toz ve Ruh Sağlığı", Dr. Aslı Odman "Deprem Bölgesinde İşçi Olmak", Dr. Shweta Narayan " Kazalar ve Afetlerden Sonra Toksik Hava Maruziyetlerine Hazırlık", Nilgün Karasu "Ekolojik Yıkım", Gürdal Tut "En Olumsuz Koşullara Rıza Göstermek Zorunda Kalmak: Yıkıma Karşı Yaşamda Direnmek", Doç. Dr. Cihan Kaymaz " Yerel Yönetim, Çevre ve Sosyal Bilimler", Av. Hülya Yıldırım "Toz İzleme Araçlarının İmkanları ve Sürdürülmesi Yolu Olarak Hukuk" konuları üzerine sunum yaptı.
Çalıştaya Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, TTB Merkez Konseyi Yeni ve Eski Üyeleri, SES Genel Merkez Eşbaşkanı Nazan Karacabey, SES Hatay Eş Başkanı Nilgün Aşkar ve şube yöneticileri, Temiz Hava Hakkı Platformu, Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Nebil Seyfettin, Veteriner Hekimler Odası Başkanı Vet. Hekim Yahya Hamurcu, Eğitim-Sen Şube Başkanı Özgür Tıraş, Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, Adıyaman Tabip Odaları Başkanı Dr. Erdal Yavuz katıldı. 
Çalıştayda deprem sonrası oluşan asbest tehlikesi ve sürecinde oluşan tozun insan ve doğa sağlığı açısından olumsuzlukları dile getirildi, verilen bilgilerde yapılan araştırmalarla Dünya Sağlık Örgütünün belirlemiş olduğu hava kirliliği sınırının deprem sonrası Hatay'da 7 kat fazla olduğu, buna maruz kalan tüm insanların çeşitli rahatsızlıklara yakalandığı ve gelecek nesilleri tehdit altına aldığı vurgulandı. Ayrıca devlet kurumlarının tedbir almada yetersiz kaldığı ve bu durumun hala devam ettiği belirtildi. Hatay'da bulunan hava kirliliğine ölçüm cihazlarının depremin ardından çalışmaz halde olduğu ve kaldırıldığı, bu ölçüm cihazlarının öneminin altı çizildi.
İki gün süren çalıştayın ilk gün yapılan sunumlarda, toz ve hava kirliliğinin solunum yolları, ruh sağlığı ile kadın ve çocuk sağlığı üzerindeki etkileri gibi konular gündeme getirildi. Ayrıca Hatay'daki beton santrallerinin insan sağlığına olan etkileri de tartışıldı.
Çalıştayda, dünya genelinde gerçekleştirilen bilimsel araştırmalara örnekler ile konuşmalar yapıldı. İkinci günde ise katılımcıların sorunları daha derinlemesine ele alarak çözüm önerileri üzerinde durduğu atölye çalışmaları yapıldı. 
ÇOCUKLAR VE BEBEKLERİN HASSASİYETİ
Prof. Dr. Münevver Kaynak Türkmen, havaalanlarında çalışan kadınların düşük ve erken doğum riski ile karşı karşıya olduğunu belirtti. “Çok gürültü var şehirde. Sürekli bir araç trafiği, ses var. Bunun da üzerinde durulması gerekiyor. Çok korkunç bir trafik var, büyük araç trafiği. Bunlar gaz salıyor.” dedi.
 Türkmen, çocukların bu gazlardan ne kadar çok etkilendiğini vurgulayarak Bu gaza en çok maruz kalanlar ise çocuklar. Bir konuşmacımız söyledi; araçlardan çıkan gazdan, kısa boylarıyla en çok çocuklar etkileniyor. Bağışıklık sistemini etkiliyor. Zatürreler pnömoniler bunların araştırmalarla da gösterilmesi lazım. Daha önceki dönem kayıtlarıyla akut dönemle, şimdiki dönem karşılaştırılmalı” diye konuştu.
Bebeklerin ciltlerinin hassas olduğuna dikkat çeken Türkmen, “Bebeklerin cildi bizimki gibi değil daha ince, çok daha hassas. Kimyasallar, ağır metaller ciltten de emiliyor biz bunu hiç hesaba katmıyoruz Çocuk ne kadar küçükse cilde temas eden birtakım maddeler, ilaçlar ciltte emiliyor. Yine bazı ağır metaller özellikle beyin dokusuna gidiyorlar, bilişsel durum.” şeklinde konuştu. Aynı zamanda, anne karnından itibaren bu etkenlerin çocukların sağlık problemlerine yol açabileceğini belirtti. 
Prof. Dr. Raşit Tükel de ruh sağlığı ve travma sonrası stres bozukluğu konusunun afet döneminde yeterince ele alınmadığını ifade etti. Tükel, "Depresyon, kayıplar, yas var ama psikiyatrik hastalar ne oldu? İlaçlarına ulaşabildiler mi, takip süreci nasıl oldu? Burada bir meta analiz çalışması var. En odaklandığım yeri ifade edeceğim; gaz kirleticiler ani risk, partiküller ise gecikmeli riski gösteriyor. Özellikle kadınların azotoksite duyarlı olabileceğini, gençlerin ise partikül maddeye tepki vermeye hazır olduğunu görüyoruz. Bu da bir anlamda çocuklar için olduğu gibi gençler için kadınlar için farklı etkilenmelerin söz konusu olduğunu bize göstermiş oluyor" dedi.
Çalıştayın raporu, önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacak.
                                     Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları