İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay Şubesi Afet ve Ekoloji Komisyonu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde basın açıklaması yayımladı.
İHD Hatay Şubesi Afet ve Ekoloji Komisyonu, Antakya ve çevresindeki doğa tahribatı ve kamulaştırma uygulamalarına dikkat çekerek, “Antakya'yı beton değil yaşam büyütsün!” çağrısı yaptı.
İHD'den yapılan açıklamada, 2023 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından bölgede sadece konutların değil, doğanın, kültürel mirasın ve halkın yaşam alanlarının da hedef alındığı vurgulandı. Deprem sonrası uygulanan acele kamulaştırma kararlarıyla Samandağ, Defne ve Antakya başta olmak üzere birçok mahallede vatandaşların bahçeleri, zeytinlikleri ve ortak kullanım alanlarının sermaye ve rant projeleri için yok edilmeye çalışıldığı belirtildi.
“DOĞAYI, HAFIZAYI VE İNSAN ONURUNU SAVUNUYORUZ!”
İHD Hatay Şubesi, halkın yaşam alanlarına yönelik saldırıları yalnızca çevresel bir sorun olarak değil, aynı zamanda insan hakları ihlali olarak gördüklerini vurguladıkları açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Tüm dünyada doğayı ve yaşamı savunanlar olarak bizler de Antakya'dan, Asi Nehri kıyısından, zeytinliklerin, narenciye bahçelerinin, dağların ve yıkıntılar arasındaki belleğin içinden sesleniyoruz:
Depremin ardından yaşadığımız yıkım, sadece evlerimizi değil; doğayı, müştereklerimizi, kültürel mirasımızı ve insan yaşamını da hedef almıştır. Bu yıkımı onarma bahanesiyle yapılan yeni planlamalar ise, ne yazık ki bir 'yeniden kurma' değil; sermayenin ve rant projelerinin doğaya, insana ve geçmişe karşı açtığı yeni yıkımdır.
Antakya, Samandağ ve Defne başta olmak üzere Hatay genelinde acele kamulaştırma yöntemleriyle halkın mülklerine, bahçelerine, bostanlarına, zeytinliklerine el konulmakta; ekolojik, kültürel ve toplumsal bellek sistematik biçimde silinmektedir. Kamusal alanlar, kıyılar ve doğal zenginlikler şirketlerin ve sermaye gruplarının çıkarlarına sunulmaktadır.
Bizler, bu saldırıları sadece çevre felaketi olarak değil; aynı zamanda insan hakları ihlali olarak görüyoruz. Barınma hakkı, yaşam hakkı, mülkiyet hakkı ve sağlıklı çevrede yaşama hakkı açıkça ihlal edilmektedir.
Zeytinliklerin kesilmesi, sahillerin çitlenmesi, ağaçların katledilmesi, yerleşim alanları içine kurulan beton santralleri, yerleşim yerlerine yakın taş ocakları, halkın söz hakkı olmadan yapılan planlamalar hem doğa hem insan onuru açısından birer yıkım ve saldırıdır.
İnsan Hakları Derneği Hatay Şubesi Afet ve Ekoloji Komisyonu olarak buradan açıkça ilan ediyoruz:
Samandağ kıyıları halkındır, şirketlere devredilemez!
Zeytinliklerimiz rant değil, yaşam kaynağımızdır!
Belleğimiz olan bahçelerimize, yeşil alanlara, sokaklarımıza dokunulmasın!
Doğaya karşı işlenen suçlar, aynı zamanda topluma karşı işlenmiş suçlardır!
Bugün Hatay halkı sadece barınma değil, köklü yaşam biçimini savunmaktadır. Bu sadece bir çevre meselesi değil, hafızayı, kültürü, toplumsal dokuyu savunma meselesidir. Doğal yaşam alanları, geçmişin izleri ve toplumsal hafıza birbirinden ayrılmazdır. Bunların yok edilmesi, bir halkın kimliğinin de silinmesidir.
Kapitalist sistemin sınırsız kâr hırsına, doğayı metalaştıran politikalara ve yerel halkın iradesini hiçe sayan uygulamalara karşı Antakya'dan yükselen bu sesleri herkes duymalıdır.
“Yeryüzü müşterektir; ne satılır, ne çitlenir, ne de sessizce yok edilir.”
Biz, yaşama sahip çıkan herkesi Antakya halkıyla, Samandağ köylüsüyle, Asi Nehri'yle, zeytin ağaçlarının kıyımını önlemek isteyen halkla hep dayanışma içinde olduk. Bundan sonra da hak mücadelesinde hep yanlarında olacağız.
Yaşamı savunmak, insan haklarını savunmaktır.
Doğayı korumak, toplumsal barışı korumaktır.
Hafızayı yaşatmak, geleceği kurmaktır.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı