Yayman: Terörsüz Türkiye  Artık Sadece Bir Hedef Değil Yayman: Terörsüz Türkiye Artık Sadece Bir Hedef Değil

Dostlarımızı, komşularımızı ve bütün yurttaşlarımızı inşaat ve beton sermayesinin ve yerli̇ aparatlarının kurnazlıklarına, hilelerine, halkı ve mahalleleri̇ karşı karşıya getirme gayretleri̇ ne ve bilgi kirliliğine karşı uyanık olmaya davet ediyoruz.  Atatürk Mah. Cumhuriyet Mah., Mağaracık mah., Kurtderesi mah., Şükrü Kanatlı, Vakıflı mah., Hıdırbey mah., Kapısuyu mah., Seldiren mah. Vb Hiç fark etmez, hepsi bizim ve hepsi biz 'dir. Rezerv, mülksüzleştirme ve tapusuzlaştırma güzellemeleri ve mahalleleri, halkı böl parçala yut taktiği baydı.  Samandağ da kıymeti kendinden menkul, kalburüstü, tuzu kuru, her bayramda protokol, geçmişten bugüne halk zararına sermayenin ve otoritelerin aparatı ve rıza devşiricileri, otoritelerin bilirkişileri, kurulu düzenin tetikçileri ve beslemeleri, halkın sırtında boza pişiren yalaka takımını, rant ve menfaat lobisini artık halk tanıyor. Sermaye şirketlerinin ve otoritenin fısıldadığı lakırdıları temcit pilavı gibi tekrarlamanız artık ayıp. Şu mahallede rezerv yapılsaydı veya şu mahallede rezerve karşı çıkıldığı için vb şu mahalleye tapu iptalleri yapılıyor vb “Yavuz Hırsız” misali mahalleleri birbirine karşı karşıya getirme ve aradan sıyrılma, taşra kurnazlığıyla kendinizi masum bir alana çekme ve yurttaşın malına çökme gayretiniz baydı, koktu. Siyasi çöplük ve hurdalık halkın bilincini ciddiye almayan seçilmiş ve atanmışlarla doludur. İnşaat sermayesi ve istikballerini sermaye şirketlerinin arabasına bağlayan atanmış ve seçilmiş kullanışlı aparatlara Ziya Paşanın Sözü ile cevap veriyoruz. “Siz Herkesi Kör Alemi sersem mi sanırsınız?  “En ummadığın kişi keşfeder içindeki sırları. Sen herkesi kör, bütün halkı şaşkın mı sanırsın?”
T.C. DEVLETİNİN TAPULARIDIR
Farklı kültürlerin, inançların yaşam bulduğu Hatay-Samandağ- Antakya- Defne İlçeleri, ülkemiz Türkiye'nin üvey evladı muamelesi görmekten bıktı, yoruldu, usandı, artık yaka silkiyor.  Deprem oldu, yıkım oldu ve konut yapacağız bahanesiyle farklı inanç ve kültürlerden vatandaşlar üzerinde uygulanan tapusuzlaştırmalar ve mülksüzleşirmeler kabul edilemez. Etnik yapısı ve inancı ne olursa olsun T.C. vatandaşları tapulu malları işgal edilecek düşman başka ülkenin vatandaşı veya toprağı değildir. Bu tapular başka ülkenin değil T.C. Devletinin tapulu malıdır. 86 milyon T.C. vatandaşları gibi emekleri ile biriktirdikleriyle iyi niyetle mülk sahibi olmuşlar. T.C. devletinin damgalı, mühürlü tapusunu yasal ve meşru yollarla almışlar. Tapu devletlerin sözüdür. Devletlerin güvencesidir. Devletlerin vatandaşlarına teminatıdır. Tapular devletlerin namusu, şerefidir. Vatandaşın rızası dışında tapusunun iptaline en çok devletin yasama, yürütme ve yargısı karşı çıkmalıdır. Tapular; devletlerin hak sahibi vatandaşlarına verdiği namus sözüdür. Biz yurttaşlar olarak; T.C. devletin verdiği namus sözü olan tapuların, şeref sözü olan tapuların çiğnenmesini engellemeye çalışıyoruz. T.C. Devletimizin vatandaşına ve yabancılara verdiği sözün ve teminatın çıktıları olan tapulara güvenin sarsılması devlete ulusal ve uluslararası alan da güvenin sarsılmasıdır. Tapular devletlerin çıktılarıdır. Devlet olmanın gereğidir.  İptal edip sermayeye vermek için canhıraş uğraş verenler devletin sözünü çiğneyenlerdir. Devletin mührüne, imzasına, devlet kurumlarına, devletin yargı ve yasama gücüne güvensizliği topluma yayanlardır.
 KAYIP NESİLLER, YAŞAMLAR
Dedemiz, babamız, biz ve çocuklarımız ve torunlarımız 4-5 nesil; nar taneleri gibi dünyanın her tarafına dağıldık. Çocuk yaşta yurtdışına gidip tabutla veya saçlarımız aklaşmış ihtiyar olarak ancak dönüş yapabildik. On yıllarca gurbetlerde “Kan Kusup Şerbet Diyerek”, her türlü hakareti ve cefayı yaşamak zorunda kaldık. Daha evliliğimizin ilk aylarını, balaylarını dahi yaşamadan, dünya kazan biz kepçe ekmeğimizin, çocuklarımızın rızkı için hayatimiz boyunca koşturduk. Çocuklarımız babasız büyüdü. Hayatımız; ailemize, anne babamıza, sözlümüze, nişanlımıza, eşimize, çocuklarımıza hasretle geçti. Yurt dışında her saatimizi değerlendirerek, kuruş kuruş biriktirerek her gün her saat ülkemize döviz gönderdik, birikim sağlamaya çalıştık. Emeğimizle birikimimizle meşru ve yasal yollarla elde ettiğimiz, babamızın gelecek güvencesi olarak bize bıraktığı, ıslah ettiğimiz, ekip biçtiğimiz, ev bark yaptığımız, geçimlik tapulu mülklerimizi inşaat şirketlerine, çetelere vermeyeceğiz.
  GAYRİMENKUL ZENGİNİ DEVLET HAZİNESİ
Valiye, Kaymakama, ÇŞİD Müdürlüğüne, bakana, halkın kültüne yabancılaşmış milletvekillerine ve üstenci ama otorite ve sermayeye yalaka belediye başkanına, belediye meclis üyelerine uygun dille izah etmek gerekiyor. Hatay'da ve bütün ülkemizde en büyük gayri menkul zengini Hazinedir. Samandağ on binlerce ve Hatay genelinde yüzbinlerce dönüm hazine araziyi kimlere, hangi yerli ve yabancı sermaye gruplarına, enerji veya Petro kimya, maden, turizm holdinglerine rezerv etmişsiniz veya rezerv etmeyi planlıyorsunuz. Sadece Samandağ da 20 bin dönüm hazine varken, vatandaşın küçük geçimlik tarım arazisine, ev bark, ahır vb yaptığı tapulu malına çökme çabası ayıp, yazık günah değil mi?
  VACİPLERİMİZİN TEMİNATI İBADETE İLİŞKİN VAKF (VAKIF MİRAS) TAPULARIMIZ
Vatandaşın tapulu malları sadece taş, toprak, ev, bark ve tarım arazisi değildir. Vatandaşın tapulu arazisi aynı zamanda dini ve kültürel bayram, gelenek, görenek, adakların, namazların, ibadetlerin, zekâtların vb ritüellerin sürdürülebilirliğini sağlamanın teminatı olarak geleneksel olarak nesilden nesile aktarılan miras "vakf" (Vakıf) edilmiştir. 
Bu topraklar inanç bağlamında “Hayratların” düzenli şekilde yerinde, zamanında ve adabınca sürdürülebilirliğini sağlama ödevleriyle (vacibeleriyle-ferzlariyla) birlikte miras yoluyla nesilden nesile aktarılır. Binlerce yıldan bu yana süre gelen ülkemiz Türkiye'nin İnanç ve kültürel zenginliğinin yaşam bulduğu alan bu topraklardır.  Renge renk bir çiçek bahçesi misali kültürel harmoninin “Habitatını” yaşam alanını tahrip etmeyin. Tarih kültürleri tahrip edenleri olumsuz, koruyanları olumlu yad eder ve  yazar.  
Ğadir bayramını, Ramazan ve Kurban bayramlarını, Paskalya bayramını, Bağbozumu (Surp Asdvadzadzin) bayramı vb kültürünü, inancını, namazını niyazını sürdürebilmek için muhtaç olduğu ve bu amaçla vakfettiği tapulu arazilerini elinden almak günahtır, ayıptır, yazıktır, inanç ve kültür katliamıdır.
                                                           Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği üyesi Mevlüd Oruç

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları