DEM Parti Hatay İl Eş Başkanı Özbek:  Ortadoğu'da 21. Yüzyılda Soykırım Var! DEM Parti Hatay İl Eş Başkanı Özbek: Ortadoğu'da 21. Yüzyılda Soykırım Var!

MİLLEHA CİVARINDAKİ MÜLK SAHİPLERİ TOPLANTIDA BİR ARAYA GELDİ
Hatay/ Samandağ'da Milleha Sulak Alanının etrafındaki bölgeyi de kapsayacak şekilde genişletilerek sulak alan ve sit alanı ilan edileceği söylentileri arazi sahiplerini harekete geçirdi.
Arazi sahipleri düzenledikleri toplantıda tepkilerini dile getirdi.
Hz. Zuhur türbesi yanındaki alanda bir araya gelen bölge sakinleri Milleha sulak alanına komşu olan ama sulak arazi özelliği olmadığını belirttikleri, kimi imarlı, kimisi de tarım arazisi olan topraklarının sulak alan bahanesiyle sit alan yapılma girişimine mülk sahipleri olarak karşı çıktıklarını dile getirdiler.
Toplantıya katılan mülk sahipleri arasından bir kısmı söz alarak hem endişelerini dile getirdi, hem de topraklarına sahip çıkmak için mücadele edilmesi çağrısı yaptı.
Çok sayıda kişinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda açılış konuşmasını yapan Muhsin Doğu, endişelerini dile getirmek ve dayanışmak için bir araya geldiklerini belirtti.
Muhsin Doğu, konuşmasında, toplantının siyasi bir kaygı taşımadığını, tek kaygılarının atalarından, dedelerinden, babalarından kendilerine miras kalan ve büyük çoğunluğun geçimini sağladığı arazilerinin son dönemde gerek sosyal medya üzerinden gerek se üst düzey yetkililer tarafından dillendirilen sit ve ya kamulaştırma benzeri şekilde ellerinden alınacağı yönünde söylentilerle ilgili bilgi alışverişinde bulunmak ve dayanışmak için bir arada olduklarını ifade etti. 
Muhsin Doğu, konuşmasının devamında, Milleha'nın hayatlarının bir parçası olduğunun altını çizerek “Milleyha'nın doğal ve tarihi sınırlarının korunmasından yanayız. Milleha korunmalı, kuşlar korunmalı. Milleha bizim Millehamız, kuşlar bizim kuşlarımız. Milleha'nın korunmasına karşı değiliz, bilakis korunmasından yanayız.” dedi. Toplantıya katılanlarla birlikte Doğu, Milleyha'nın etrafındaki dedelerinden kalan arazilerin de kendilerinin olduğunu belirterek, bir emrivakiye kurban gitmemesi için hem Milleha'yı hem de atalarımızdan aldığımız topraklarımızı çocuklarımıza bırakabilmek için birlikte dayanışma içinde olacaklarını belirttiler.
Daha sonra söz alan Mevlüd Oruç, konuşmasında “Son günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı'nın açıklamaları ve sosyal medyada dolaşan iddialar, Milleyha'dan Asi Nehri'ne ve ikinci sulama kanalı boyunca uzanan topraklarımız hakkında ciddi endişeler yaratmıştır. Bu bölgenin "sulak alan" ilan edilerek SİT ALANI kapsamına alınacağı söylentileri yayılmaktadır.     Biz, sahil topraklarının gerçek sahipleri olarak, topraklarımızın yanlış, eksik ve yanıltıcı bilgilerle elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz!
Milleha Sulak alanı popülizm nesnesi yapılamayacak kadar önemlidir. Milleha Sulak alanının yüz ölçümü, nerede başlayıp nerede bittiğine ilişkin veriler somuttur.  “Körlerin Fil Tarifi Yapması” gibi sulak alan tarifi yapılamaz. Milleha Sulak alanın yüzölçümü Kurum ve Kuruluşların ve kişilerin niyetine göre genişleyip daralan bir alan değildir. Milleha'nın neresi olduğu; popülizm emelleri güden kişilerin, gerçeklikten kopuk ve uçuk niyetlerine göre tespit edilemez. Milleha sulak alanın nerde olduğu ve alanı, sınırları, eni- boyu, genişliği, Yüz ölçümü bellidir.  Görünen, dokunulan, işitilen, bilinen somut gerçeklik ve yaşayan bir ekosistemdir. Yüz yıllardan beri aynı yerde, aynı sınırlar içinde, aynı konumda ne genişledi ne daraldı.  Yaklaşık 400 dönümlük Milleha sulak alanı 3000 dönüme çıkarmanın bir anlamı yok.  Ne kuşlara ne doğaya ne topluma bir yararı yok. Aksine zarar verecektir.
MİLLEHA'NIN ÇOCUKLARIYIZ!
Milleha Sulak alanının kuşların konağı olduğuna ve korunması gerektiğine dair itirazımız yoktur. Bizde Milleha'nın ve Asi'nin çocuklarıyız. Biz doğanın bir parçasıyız. Biz kendimizi Milleha'dan, Asi'den, Kuşlardan, ağacımızdan, toprağımızdan daha üstün ve daha çok hak sahibi değiliz ama eşitiz.  Milleha sulak alanı ile uyumlu yaşamı benimseyen çiftçiler Milleha' nın dostlarıdır. Doğadan, topraktan geçimini sağlayan, karıca kararınca küçük geçimlik toprağında,  tarım yapan çitçiler doğaya zarar vermez. Milleha sulak alanın günümüze kadar sapasağlam ve eksiksiz kalması; komşuları olan çiftçilerin koruması sayesindedir.  Osmanlı döneminde ve sonrası Fransız İşgal döneminde ve sonra Hatay'ın Anavatana katıldığı 1939'dan bugüne kadar Milleha sulak alanını koruyanlar bölge halkıdır. Kısaca, çitçiler; Milleha'ya, kuşlara, ekolojik dengeye karşı değildir. 
KAYGILIYIZ!
Basın Yayın kuruluşlarında yayınlanan Milleha sulak alanı ile ilgili ÇŞİD bakanına dayandırılan haber ve demeçler ve sosyal medyada yaygın paylaşımlar bizleri fazlasıyla kaygılandırdı.  Milleha Sulak alanı ile komşuları olan çiftçiler arasında sanki karşıtlık varmış algısı yaratarak yeni mağduriyetler ve hak gaspları, kısıtlamalar ihdas edileceğinden kaygılıyız.  Çiftçilerle Milleha Sulak alanı arasında yüzyıllardır süren uyumu bozacak planlamalar ve uygulamalar yapılacağından kaygılıyız. Koruyucuları olan çiftçilerle Milleha Sulak Alanı arasına fitne sokularak vatandaşların en temel haklarının ihlal edileceğinde kaygılıyız. Milleha, kuşlar, kaplumbağa ve çevrecilik adına halkı ötekileştiren, öcüleştiren söylem, yazı ve beyanları kabul etmiyoruz. Sulak alanların, Kuş, Kaplumbağa, doğa düşmanları ve doğayı hamutuyla yutanlar küçük köylü, küçük toprak sahibi emekçi halk değildir. Emeği ile geçinen ve küçük geçimlik topraklarında Samandağ biberi domates, zeytin, narenciye yetiştiren çiftçileri Milleha'nın komşusu ve dostu kalacaktır. Koruyucuları olan çiftçileri ve yöre halkını topraksızlaştırarak uzaklaştırmak Meliha'yı organik dostlarından, koruyucularından mahrum bırakacaktır. Çiftçilerle Milleha sulak alanı karşı karşıya getirmek, karşı kamplara savurmak Milleha Sulak alanına zarar verir. Emek ve alın teriyle sulanmış ve yoğrulmuş bu toprakları; kuşları bahane ederek tapularına şerh koymak, sit alanı ilan etmek, değersizleştirmek, çitçilerin toprağına ulaşımını ve erişimini engellemek veya zorlaştırmak kabul edilemez.  Deniz kıyısından Liman mıntıkası, mahallesi, Yeni mahallenin ortasına kadar olan bu alanı “SİT alanı” olarak ilan etmek yanlıştır. Böyle bir düşünce varsa kabul edilemez.  Kaygılıyız. Yaklaşık 400 dönümlük Milleha alanını, Milleha ile alakası olmayan 3000 dönüme çıkarma vb bir plan varsa yanlıştır kabul edilemez. Kaygılıyız. Çitçiler güneş doğmadan tarıma ilişkin motorlu araçları, traktörleri, hayvanları, araç gereçleriyle tarlasına bahçesine gider ve ancak karanlık batınca evine gider. Karınca kararınca; geçimlerini sağlayan çiftçilerin küçük geçimlik mülklerine erişimini zorlaştıracak ve alın teriyle yoğrulmuş mülklerini değersizleştirecek SİT alanı uygulamasını kabul edilemez.
SONUÇ VE NE YAPMALI?
Milleha sulak alanı korunmalıdır. Milleha'nın komşuları çiftçiler, toprak sahipleri Milleha'yı korumak isteyenler tarafındadır.  Çevreciler, Kuş Severler, Bakanlar, Belediyeler, Müdürlükler ve toplum; Milleha Sulak alanını korumakla yükümlüyüz. Milleha' yı korumak için “Amerika'yı yeniden Keşfetmeye gerek yok” Yada Simyacılık yapmaya da gerek yok”.  Milleha'nın sulak alanının sınırları içinde kalan tapulu parselleri ve tapulu arazi sahiplerini devlet; mağdur etmeden ve hakkını vererek kamulaştırsın. Milleha Sulak alanında Samandağ Belediyesi ve HBB zabıta koruması sağlasın.  Vatandaşın en doğal ve vazgeçilmez haklarına kısıtlamalar yapılmasın.” ifadelerine yer verdi.
Mevlüd Oruç'un ardından sırası ile bölgedeki Mülk sahipleri söz alarak hem endişelerini dile getirdi hem de izlenmesi gereken yol ile ilgili fikirlerini beyan etti.
Toplantı sonunda bir heyet oluşturulmasına karar verildi.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları