Lütfü Savaş Durmuyor Lütfü Savaş Durmuyor

Hatay/Samandağ'da Kaldıraç Hareketi Suriye'de yaşanan katliamlarla ilgili basın açıklaması yaptı.
Abdullah Cömert Alanında gerçekleştirilen basın açıklamasında, Suriye'de başta Aleviler olmak üzere halklara yönelik gerçekleşen katliamlara dikkat çekilerek, katliamlara karşı dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmek için çağrıda bulunuldu.
Kaldıraç Hareketi Samandağ Temsilciliği adına basın açılamasını Mustafa Çelik okudu.
Çelik, açıklamasında emperyalizm ve işbirlikçi çetelerine karşı tek kurtuluşun halkların örgütlü direnişi olduğunu belirterek “Samandağ 'ın sahilinden bakarak görebileceğimiz Lazkiye Al Da'tour mahallesi Karayoluyla sadece 100 km uzaklıkta. Arap Alevilerin yaşadığı bu mahalle de HTŞ, 4 Mart tarihinde kimi kaynaklara göre 14 kimilerine göre 10 insanı katletti.
Yine derleyebildiğimiz bilgilere göre 6 Mart tarihinde Suriye'de halkın kurduğu direniş güçleri, günlerdir yaşanan katliam ve aşağılamalara karşılık vererek Ceble'ye doğru giden HTŞ çetelerini pusuya düşürmüştür. Bu olayın ardından İdlib camilerinden okunan “Haydi Cihad'a” çağrılarıyla birlikte Suriye'nin birçok yerinden, Suriye'ye dışarıdan sokulmuş NATO beslemesi çeteler ve HTŞ çeteleri Lazkiye'ye, Ceble'ye, Tartus'a doğru harekete geçmiştir. Bu bölgeler yeni katliam tehditleriyle karşı karşıyadır. Nitekim bir çok yerde gelişen direniş güçleri tarafından ciddi kayıplar veren HTŞ çeteleri intikam almak amacıyla şu an kırsal alandaki silahsız savunmasız Arap Alevi halkına yönelik katliam gerçekleştirmektedir.
Geçtiğimiz günlerde ise Dürziler' in yaşadığı Süveyda kentine silahlı konvoylarla girmeye çalışan, Dürziler' in silahlarla yanıt vermesi sonrası kuyruğunu sıkıştırıp kaçan HTŞ çeteleri, halklara yönelik katliam girişimlerini sürdürüyorlar. 
Bunlar gibi her gün onlarca infaz, kaçırma, katliam haberinin geldiği Suriye'nin sömürgeleşme süreci olan HTŞ ve Colani iktidarı, halklara yönelik katliamlarını sürdürmekte. Silahlarını halklara yöneltenler Kuneytra'ya 7 tümen ile giren İsrail'e hiçbir şey diyememektedir. İsrail'in Suriye işgalini seyrederek desteklemektedir.
Suriye'de ortak bir yönetim kurulduğunu iddia eden, bununla iftihar eden TC devleti, dün yaşanan çatışmalarda ağır kayıplar veren HTŞ'yi desteklemek için İdlib üzerinden Lazkiye'ye doğru TSK konvoyunun harekete geçtiğini öğrendik. Daha öncede dış işleri bakanından milletvekillerine  kendilerinin de  ifade ettiği gibi TC devleti, Suriye'de yaşanan süreçlerin baş aktörlerinden biridir. Bu işlenen katliam suçlarının da ortağıdır. 
  Suriye Ulusal Diyalog Konferansı'na Kürtler, Aleviler, Dürziler dahil edilmemişken Suriye'nin herkesi kapsayan bir yönetime sahip olacağını söyleyen Antakyalı milletvekilleri bu suça ortaktır. “Orada herhangi bir Alevinin evine girildiyse benim evime girilmiştir” diyen milletvekili, halkımızın katliamlara karşı olan öfkesini yalanlarla dindirmeye çalışmaktan başka bir şey yapmamaktadır. Lakin gerçeklerin kötü bir özelliği vardır: Er ya da geç açığa çıkarlar. 
Denklem bellidir: Bir tarafta NATO, ABD, AB, tetikçi bölge devletleri (mesela TC mesela İsrail mesela BAE) ve onların beslemesi katil çeteler bir tarafta yok sayılan, katledilen, sömürgeleştirilen Ortadoğu halkları. Bugün bu denklemde halkların adına örgütlü topyekûn direnişten başka bir seçenek düşmemektedir. İsrail'in Alevileri, Dürzileri, Kürtleri düşündüğü falan yoktur. İsrail katil bir devlettir. Yüz binlerce Filistinlinin kanı ellerindedir. Bugün Suriye'de işgalcidir. İran'a yönelik, direniş cephesine yönelik savaş için hazırlık yapmaktadır. Bugün TC devleti Suriye'de işgalcidir ve dün Kürtleri uçaklarla bombalayan bu devletten bugün halklara yönelik savaştan gayrı bir şey çıkmaz.
Suriye halkları, Anadolu halkları bütün olarak Ortadoğu halkları kapitalist-emperyalizme karşı mücadele etmekten, direnmekten başka bir yola sahip değildirler. Dürziler'in kendini savunması, Kürtlerin ortaya koyduğu örgütlü direniş, Kardaha'da Arap Alevileri katletmeye gelen çetelerin önüne çıkarak karakolu kuşatan halk, katliam ve aşağılamalara karşı direnişe geçen Suriye halkları yolu göstermektedir. Bugün bu direniş yayılmak, büyümek ve örgütlü bir hale gelmek zorundadır. Çünkü bir halk örgütlüyse her şey değilse hiçbir şeydir. Ortadoğu halkları örgütlü bir mücadele geliştirmeli ve bütün bölgeye barışı getirebilecek olan Sosyalizm için mücadele etmelidir. Başka da yol yoktur. Ortadoğu'da Çözüm: Ya Sosyalizm Ya Ölüm! Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez!” ifadelerine yer verdi.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları