Samandağ Kadın Dayanışma Derneği(SKDD), 6 Şubat Depreminin 2. Yıldönümü dolayısıyla açıklama yayımladı.
SKDD Başkanı Hülya Nehir, açıklamasında “Depremlerin ve doğa olaylarının “afet” olarak yaşanması ülkemizin ve halkımızın yazgısı olamaz, olmamalıdır!” dedi.
Samandağ Kadın Dayanışma Derneği adına Hülya Nehir, yaptığı açıklamada, depremde kaybettiğimiz tüm değerlerimizi ve canlarımızı saygı ve rahmetle andıklarını belirterek açıklamasında “Şubat hepimizde bir dönüm noktası olarak aklımızda, kalbimizde, ruhumuzda onanmaz bir yara olmuştur. Bu felaket sevdiklerimizi, yakınlarımızı, işimizi, düzenimizi, doğup büyüdüğümüz sokakları, her karış toprağında hatıralarımızın olduğu memleketimizi yitirdiğimiz tarihtir. Bugün üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hayata yeniden tutunmanın, ağır hayatlarımızdan kurtulmanın telaşı içindeyiz. Kurulan her evde, açılan her kepenkte umudumuz artmış, bu kentte yaşamakta ısrar etmenin, terk etmemenin huzuru pekişmiştir. Halkın çabasının yanı sıra ilin yeniden ayağa kalkması ve yatırımların daha cazip hale getirilmesi için özel afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini birçok kez dile getirdik. Ancak özel afet bölgesi ilan edilmediği gibi, deprem bölgelerinde uygulanan mücbir sebep hali, muayene katılım payı ve ilaç katılım payı muafiyetleri kaldırılarak halihazırda ekonomik olarak zorda olan deprem bölgesine hiçbir kolaylık sağlanmayacağı ortaya konmuştur. Her ne kadar şehrin bazı bölgelerinde yükselen binalar görülse de Samandağ ilçesinde henüz teslim edilen bir konut dahi bulunmamakta, vatandaş çürümeye yüz tutan konteynırlarda yaşamaya mahkum edilmeye devam etmektedir. Çabalarımızın ve toplum olarak verdiğimiz kayıpların, deprem sonrası süreçte harcanan bunca emeğin sonuçsuz kalmaması için çevre kirliliği, çarpık kentleşme, mülkiyet hakkı, 1. ve 2. basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, alt ve üst yapı problemleri gibi hayati sorunlara çözüm bulunmasını hala çaresizce ve yalnız bırakılmanın getirdiği öfkeyle beklemekteyiz. En temel ihtiyaçlardan olan elektriğin ve internetin sık sık kesilmesi, temiz suya ulaşmanın zorluğu, kurumsal telefon hatlarının oluşturulamaması gibi alt yapı sorunları hayatımızı daha da zora sokmaktadır.
Birçok sivil toplum kuruluşu gibi, biz de toplum duyarlılığıyla sorumluluk yüklenmek, ilk günden itibaren kaybımızı azaltmak ve acılarımızı dayanışma halinde iyileştirmek adına büyük çaba sarf etmekteyiz. Depremden hemen sonra akut ihtiyaçları karşılamak için ulusal ve uluslararası bağlantılar yoluyla ayni yardım kapsamında çalışmalara giriştik. Yeme, içme ve su ihtiyacımız bu bağlantılar yoluyla önemli ölçüde karşılandı. Mümkün olan en hızlı şekilde birçok kadın kuruluşuyla yaptığımız dayanışma sonucunda dayanışma çadırımızı oluşturduk ve bu alanda deneyimler elde ettik. Hijyen kiti, gıda dağıtımı, çocuk bez ve mamaları, iş gücü ve çadır bulma konularında halkla iç içe olduk, sorun çözmeye ve yaraları sarmaya odaklandık. Bu tecrübenin sonucunda Kadın Yaşam Merkezi oluşturma fikri doğdu. Samandağ Kadın Yaşam Merkezi'ni Fondation de France desteğiyle Kadın Koalisyonu Samandağ Kadın Dayanışma Derneği (SKDD) ve Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği (KÖVED) iş birliğiyle kurduk. Özellikle kadınlar hasta, yaşlı, çocuk, ev bakımı gibi işlerin sorumlusu olarak görülürken depremden sonra derinleşen yoksullukla birlikte bu yükün altında ezilmeye devam ettiler. Bu nedenle bu zorlu afet sürecinde kadınlar ve çocuklar diğer gruplara kıyasla çok daha yoğun biçimde etkilendi. Merkezimizde Samandağlı depremzede kadınların ve çocukların temel ihtiyaçlara ve psiko-sosyal desteğe erişimini sağlamak, afet acil durumlarında maruz kalabileceği istismar ve şiddete karşı koruyucu ve önleyici çalışmaların yapılmasını, dayanışma ve sosyalleşme çalışmalarında bir araya gelmelerini hedefledik. Aynı zamanda çamaşır yıkama ve duş gibi kişisel temizlik ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir merkez oluşturmayı amaçladık. Bu merkezde hafta içi her gün 08.30-17.30 arasında psikolog ve sosyal hizmet uzmanıyla görüşebilecek, çamaşır yıkama ve kişisel bakım gibi durumlar için sıcak su, sabun, şampuan, deterjan gibi gerekli malzemelerin teminini sağladık. Ayrıca, katılımcı kadınların ihtiyaçlarına ve taleplerine istinaden çeşitli eğitim atölyeleri ve çalışmalar düzenledik. Kadınların ev içi emek yükünü hafifletmek; hayatını çocuk, yaşlı, engelli bakımı dışındaki bir odağa çevirerek kendine özel kişisel bir alan sağlaması için destek ve güçlendirme çalışmalarımız oldu. Bu acı günde kaybettiklerimizin acısını dindirmek, yaşananları sindirmek elbette mümkün değil ancak depremin 2. yıl dönümünde Samandağ Kadın Yaşam Merkezi'nde engelli bireyler ve bakım verenlerine yönelik oluşturduğumuz model çalışma ile merkezimiz erişilebilir bir alana dönüşmüştür. Bu model çalışmada, bakım verenleri güçlendirmek, hayata katılımlarını arttırmak için mola günleri, psiko-sosyal eğitim modülleri, erişilebilir kütüphanede (sesli kitaplar, braille alfabeli kitaplar vb.) bir ilk olmayı hedefledik. Samandağ'ın yeniden inşa sürecinde Samandağ'ın engelli dostu bir ilçe haline dönüşmesi için savunuculuk yapmayı görev edindik. Bu sorumluluk bilinciyle bir yılı aşkın zamandır Samandağ Kadın Yaşam Merkezi olarak faaliyetteyiz, binlerce kadına ve çocuğa hizmet verdik ve vermeye devam etmekteyiz. Bu süreçte Samandağ Belediyesi ile iş birliği protokolü imzalayarak pazar alanında 40 kg kapasiteli battaniye ve yorganların ücretsiz yıkanabileceği bir çamaşırhanenin oluşmasına öncülük ettik.
Depremlerin ve doğa olaylarının “afet” olarak yaşanması ülkemizin ve halkımızın yazgısı olamaz, olmamalıdır! 6 Şubat depreminin 2. yılında, yaşanmakta olan karanlık sürecin ve tüm olumsuzlukların üstesinden geleceğimiz inancıyla, kaybettiğimiz tüm değerlerimiz ve canlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları