CHP’NİN DÜZENLEDİĞİ YEREL BASIN ÇALIŞTAYI: "AKCİĞER HANGİ GÖREVİ GÖRÜYORSA, MEDYA O GÖREVİ GÖRÜR”

CHP’nin Marmaris’te düzenlediği “Anadolu Buluşması – Yerel Medya Çalıştayı’nda” çok sayıda basın meslek örgütleri özgürlük taleplerini dile getirdi. CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, “Medya insan organında akciğer hangi görevi görüyorsa, medya ülkelerde o görevi görür. Yani nefes almanızı, denetlemenizi ve toplumu şekillendirirken kaynaklarının nasıl harcandığını görebilmemizi sağlar” dedi.

CHP’nin yerel basının sorunlarını masaya yatırmak için Muğla’nın Marmaris ilçesinde düzenlediği, “Anadolu Buluşması - Yerel Medya Çalıştayı 2021” bugün başladı. İki gün sürecek çalıştayda; basın meslek örgütlerinin yöneticileri ve yerel basın temsilcileri, gazetecilerin sorunlarını paylaşacak, çözüm arayacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise yarın çalıştaya katılacak. Çalıştay programının sonunda basının sorunlarına ilişkin bildirge açıklanacak.

Çalıştayın açılışında ilk olarak Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay konuştu. Oktay, Muğla’da gerçekleşen yangınlar ve pandemiden kaynaklı olumsuz durumlarla karşılaştıklarını bildirerek, “Marmaris tarihinin en büyük felaketidir. Yaşadığımız yangın felaketi ile birlikte çok daha olumsuz günlerin içinde kaldık. Tüm bu olumsuzluklara rağmen gücümüz yitirmedik. Halkımızla dayanışma içerisinde olarak yaraları sarmaya başladık. Gerek yerel basınımız, gerek farklı bölgelerden gelen basınımıza da teşekkür etmek istiyorum. Bizim sesimizin duyulmasında sunduğunuz katkılar bizler için çok önemliydi” dedi.

“FARKLI UNSURLARA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Oktay, yanan yerlerin farklı amaçla kullanılmasına izin vermeyeceklerini ifade ederek, “Kamuoyunda sürekli tartışması gündeme geliyor. Olası imara açılma durumu veya madenle ilgili ruhsatlandırma durumu. Biz Marmaris yaşayanları olarak buna kesinlikle müsaade etmeyeceğimizi yangın gününde de ifade etik. Burada bir kez daha dile getirmek istiyorum. Hiçbir şekilde orada farklı bir unsura kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” dedi.

“GELECEĞE UMUTLA BAKACAĞIMIZA İNANIYORUZ”

CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, çalıştayda; basının sorularının ve çözüm önerilerinin ele alınacağını bildirerek, şunları söyledi:

“Bu bir imecedir, özgür günlerin yaratılmasına katkı sunmak amacıyla oluşturduğumuz çalıştayın hepimize hayırlı olmasını, Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen meslektaşlarımın dönerken büyük umutları, çözüm önerilerini de beraberinde götürmesini temenni ediyorum.

Özgürlük alanlarımız geliştirmek, birlikte bunu başarabilmek, sorunlarımızı yerelde çözebilmek amacıyla bir araya geldik. Daha önce, 2018 yılında bir çalıştay daha yapmıştık. Şimdi sorunlarımızın hangi aşamaya geldiğini buradan göreceğiz. Medya insan organında akciğer hangi görevi görüyorsa, medya ülkelerde o görevi görür. Yani nefes almanızı, denetlemenizi ve toplumu şekillendirirken kaynaklarının nasıl harcandığını görebilmemizi sağlar. Biz medyanın sesine, özgürlüğüne olan inancımızla bu çalıştayda gelece daha güven ve umutla bakacağımıza inanıyoruz. Türkiye’ye güzel umutlar, hepimiz için yerelde özgürlüğümüzü büyütecek çözüm önerileri sunacağımıza inanıyorum.”

“MARMARİS’TEKİ YANGININ DUYURULMASI DAHİ SUÇ”

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, gazeteciliğin zor zamanlardan geçiyor sözünü gölgesi altında toplantı yapıldığını hatırlatarak, “Burada yaşana her sorunun evrensel gazetecilik sorunları olduğunu biliyoruz. Marmaris’teki yangının duyurulmasının dahi suç sayıldığı dönemde gazetecilik yapıyoruz” dedi.

Güneş; basının işsizlik, yasaklar gibi sorunlarla karşılaştığını hatırlatarak, “İçinde bulunduğumuz bu durum dünyanın diğer ülkeleri arasında kıskanılacak bir durum olmadığını ortaya koyuyor” diye vurguladı. Güneş, şunları söyledi:

“İktidarın basın sektörünün yüzde 90’ına hakim olduğu ülkemizde, gazetecilik hala güçlü bir damara sahip. Meslektaşlarımız görevlerini yapma uğraşındalar, bunu yaparken de büyük bedeller ödüyorlar. Basın sektöründe 12 bine yakın işsiz meslektaşımız var. Halkın haber alma ve bilgilenme hakkını sağlamaya çalışırken, yoksulluk sınırındaki maaşlarla mücadele ediyorlar. Gazeteciler dönemlerinin tanığıdır, tarihe not düşerler. Bu nedenle ısrarla, gazeteciliğin suç olmadığını söylüyoruz. Gazetecilik, bütün bu güç koşullara rağmen hala ayaktadır, ayakta kalmaya da devam edecektir. Meslektaşlarımız, bedeller ödeseler de kamuoyunu aydınlatmaktan geri durmayacaklardır.”

“YARISI ASGARİ ÜCRET ALAMIYOR”

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca; 3 ayda 45 il dolaştığını aktararak, “45 ilden çağrı yaptım, Anadolu basını bitiyor, yok oluyor” dedi. Karaca, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın sorulara çözüm bulmadığını vurgulayarak, “Defalarca randevu istedik, sadece bize değil hiçbir meslek örgütüne randevu vermiyorlar” diye konuştu. Karaca, basın mensuplarının kartlarını hiçbir gerekçe gösterilmeden iptal edildiğini söyleyerek, bunların arasında meslek örgütü başkanları olduğunu da bildirdi.

Karaca; resmi ilan alan 1800 gazete sayısının 900’e; 100 civarındaki uydu televizyonun da 50’ye düştüğünü belirterek, “Anadolu’da sorunlar gerçekten çok büyük… Bizim hazırladığımız ve Meclis’te milletvekillerine sunduğumuz öneriler vardı. Gerek gazete ve TV sahiplerine ve gerekse Anadolu’da çalışan arkadaşlarımızın maaşlarının iyileştirilmesi. Sendika başkanları da var aramızda. Anadolu’da şu an asgari ücret alan gazeteci sayısı iddia ediyorum, yüzde 50 yoktur” dedi. “Fahrettin Altun, Anadolu basının yok olması için elinden gelen çabayı sarf ediyor” diyen Karaca, Altun’un resmi ilanları keserek, Anadolu basının bitirmeye ve “kendi emri altına almaya çalıştığını” kaydetti.

“SUSKUNLUKLA KARŞILANIR HALE GELDİ”

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü; gazeteciliğe, gazetecilere yönelik baskının “suskunlukla karşılanır hale geldiğini” belirterek, “Bu sorulara karşı birçok mecrada mücadele verdiğimiz gerçek. Bu mücadele sayesindedir ki yıllardır hedef alınmasına gazetecilik hala teslim alınamamıştır” dedi. Güleryüzlü, basın özgürlüğü ve emekçi dayanışması çerçevesinde 43 yıl önce kurulduklarını hatırlatarak, “Kamuoyunun gündeminin başında basın sermayesi gelmiştir... Gazeteci olmayan kişilerin ve grupların adeta istilaya başlaması 1990’lı yıllarda olağanlaştı. Bu olağanlaşma gazeteciliğin her geçen gün kirlenmesiydi” dedi ve basındaki sermaye yapısının değişmesini eleştirdi.

Güleryüzlü, iktidar ile medya sermayesinin aynı yapı içerisinde yer aldığını ifade ederek, “30 Mart 2014 tarihinde yerel seçimler sonrası iktidarın balkon kutlamalarından birinde dönemin Star Gazetesi’nin sahibi Ethem Sancak’ın da balkonda olmasıdır” diye örnek gösterdi. Güleryüzlü, medyada faaliyet gösterenlerin devlet ihalelerinden iş almasını yasaklanması gerektiğine dikkat çekti. 

Güleryüzlü, basındaki sendikalaşma oranının düşük olması nedeniyle gazetecilerin güvencesizliğinin arttığını ifade ederek, “Basın iş kolunda iş güvencesi hayati önemdedir. Bunun yasal zorunluluk hale getirilmesi gerekir” dedi.

“SİZİ ARABA VE LOJMANLARLA BİR TUTUYORLAR”

“Siyasi zemin zorlaştıkça, demokrasiden uzaklaşıldıkça medyanın üzerindeki baskının katmerleştiğini hepimiz yaşayarak görüyoruz” diyen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, doların artmasıyla gazetelerin maliyetlerinin de arttığını açıkladı. Gappi, tasarruf genelgesiyle yerel basının zor duruma düşürüldüğünü vurgulayıp, şunları söyledi:

“Sizi lojmanlar ve arabalarla bir tutuyorlar. Diyorlar ki yerel gazete almayacaksınız, abone olmayacaksınız, bunu size söyleyebiliyorlar. Ben CHP’nin iktidar olduğu bir kentten geliyoruz. Biz tasarruf genelgesine karşın ne yaptık? Maalesef biz de çoğunlukla hayal kırıklığı yaşadık. Anında, birlikte çözüm üretme konusunda zaman zaman yalnız kalıyoruz. Demokrasi, halk ve kamu adına gazetecilik mesleği dört yandan ateşe tutulsa da hiçbir zaman meslek değerini yitirmeyecek. Sorunları biliyorsak, çözüm önerilerini de kendi gücümüzle bulacağız. Daha fazla dile getireceğiz. Birlikte tek yumruk olacağız, tek çözümümüz de bu.”

“BÜTÜN DÜŞÜNCELERİNİ SÖYLESE DE ÖZGÜRCE GEZEBİLDİĞİ TÜRKİYE İSTİYORUZ”

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, çalıştayın işleyişi hakkında bilgi vererek; 2018 yılında da çalıştay düzenlediklerini hatırlattı. Sertel, “2018 yılından 2021’e gelinceye kadar basının sorunlarının eksilmediğini, arttığını görüyoruz” dedi. Sertel, bu çalıştayın CHP iktidarında kendilerine yol göstereceğini söyledi. Sertel; “Biz özgür bir basın istiyoruz. Siyasi görüşleri nedeniyle birbirini ötekileştiren, sadece ve sadece yanında olduğu için var olan gazeteciliği değil; karşıt da olsa, bütün düşüncelerini söylese de özgürce Türkiye’de gezebildiği, can ve mal güvenliğinin olduğu, basın ve ifade özgürlüğünün tam olduğu bir ülke istiyoruz” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim