CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, henüz cumhurbaşkanı adaylarının netlik kazanmadığını belirterek, parlamenter sistem için bir araya geldiği beş parti genel başkanının kendisine adaylık teklif etmesi halinde bunu kabul edeceğini söyledi.

Beş genel başkanın aynı zamanda ana muhalefet lideri olan kendisine cumhurbaşkanlığını önermesi halinde bunu kabul edip etmeyeceği sorusuna Kılıçdaroğlu, "Elbette (kabul ederim). Cumhurbaşkanlığı onurlu bir görev. Beş genel başkanın benim ismimi telaffuz etmesi her şeyden önce benim için onur. Ayrıca beş genel başkanın bana güven duyması anlamına geliyor, bu da benim için son derece önemli. Üç, benim sorumluluğumun arttığını bilmem lazım. Görev yaptığım sürede o beş genel başkana karşı sorumluyum ve onlara asla hayal kırıklığı yaşatmamalıyım" diye konuştu.

Beş genel başkanla 28 Şubat'ta bir araya gelecekleri toplantıda, güçlendirilmiş parlamenter sistemden neyi amaçladıklarını kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, TBMM'nin göstermelik olmaktan çıkarılmasını istediklerini kaydetti.

"GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMLE DEVLETİN YENİDEN İNŞASINI DÜŞÜNÜYORUZ"

Kılıçdaroğlu, devlette liyakat sisteminin egemen olması, siyasi etik yasasının çıkarılması gibi öncelikleri olduğunun altını çizdi. Altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili hiçbir görüş ayrılığı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, partiler arasında fay hattı olabilecek herhangi bir durum bulunup bulunmadığı sorusuna şu karşılığı verdi:

"Güçlendirilmiş parlamenter sistemle devletin yeniden inşasını düşünüyoruz; yani bir anlamda hukukun yeniden inşası. Yasama, yürütme ve yargı arasında bozulan sistemin düzeltilmesi gerekiyor... TCMB'nin bağımsızlığı, BDDK, Kamu İhale Kurumu gibi devlette liyakat sistemini önceleyen belirli kurallar getireceğiz, bu ikinci aşama. Üçüncü aşama ekonomi. Ekonomi ve sosyal politikalarla ilgili çalışmalar... Bu konularda altı parti kendi iç çalışmalarını yapacak. Partilerin arasında herhangi bir fay hattı görmüyorum, bir uyum var."

Altı partinin kafasının arkasında ayrı bir plan olmadığını, tek hedeflerinin gerçek demokrasi, özgürlükler, medya özgürlüğü ve güçler ayrılığı ilkesini getirmek olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, tarafsız bir cumhurbaşkanı olması gerektiğinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu, pakette kesin hesap komisyonunda başkanlığı ana muhalefet partisine vereceklerini, parlamentoda iktidarın muhalefete hesap vereceğini söyledi ve ekledi: "Bu hem liyakatın daha sağlıklı oluşmasına yol açacak, devlette yozlaşmayı önleyecek ve büyük ölçüde yolsuzlukları engelleyecek."

İMAMOĞLU ve YAVAŞ'IN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI KONUSU

Anketlerde de isimleri yer alan ve bazı kesimlerce 'potansiyel aday' olarak öne çıkarılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında Kılıçdaroğlu, "Onlar görevlerine devam edecek" dedi.

HDP ve KÜRT SEÇMEN YORUMU

HDP'nin ittifaka yakınlığı, uzaklığı ya da desteği tartışmaları halen devam ederken Kılıçdaroğlu, "Şunun altını çizeyim, bugün Türkiye'de tüm siyasi partilerle görüşen tek parti biziz. Bütün siyasal partilerle ilişkilerimizi sürdürürüz. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır ve HDP saygın bir siyasal partidir; dolayısıyla onlarla da ilişkilerimiz var" dedi.

Kılıçdaroğlu yeri geldiğinde HDP ile görüştüklerini, bundan bağımsız olarak da 'Kürt seçmeni' kazanacaklarını ifade etti ve şöyle dedi:

"Onlarla (Kürt seçmenlerle) ilişkilerimiz son derece iyi... Herhangi bir sorunumuz yok. HDP ile de Kürt seçmenle de olan ilişkilerimizi demokratik standartlar içerisinde sürdürüyoruz... Diyarbakır'a gidecektim, hava muhalefeti nedeniyle gidemedim, önümüzdeki süreçte gideceğim... Beklentileri, talepleri, ihtiyaçları olabilir. Bunlar demokratik ortam içinde oturulur konuşulur ve insan hakları çerçevesinde de gereği yapılır."

"TCMB BAŞKANI İLE PPK ÜYELERİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ"

Kılıçdaroğlu, görev geldiklerinde çıkarılacak bir numaralı kararname ile devletin verileri alabileceği bir planlama örgütü kuracaklarını belirterek, ayrıca 'bağımsız hareket edemeyen ve alınan talimatları uygulayan' TCMB başkanı ile Para Politikası Kurulu üyelerini değiştireceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, BDDK, SPK, Kamu İhale Kurumu gibi diğer üst kurullarda da değişikliğe gidecekleri belirtti.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandıkları takdirde, bir numaralı kararname ile verilerin alınabileceği bir planlama örgütünü kuracaklarını ve kendi alanında yetkin 25-30 kişinin bu kuruma atanacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, ayrıca buralara atama yaparken parti ayrımı gözetmeden liyakat usulüne göre tercihte bulunacaklarını ve toplumu hayal kırıklığına uğratmayacaklarını bildirdi. Son dönemde uygulamaları çeşitli kesimler tarafından eleştirilen ve üst üste faiz indirimine giden Merkez Bankası Başkanı ve PPK üyelerini değiştireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Merkez Bankası kültürüne sahip olmayan, para politikası nedir doğru dürüst bilmeyen bir insanın Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi kadar yanlış bir şey yok" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "TCMB Başkanı'nın önce parlamentonun çıkardığı yasanın kendine verdiği yetkileri bilmesi lazım. Kendisine verdiği yetkilerin değil de dışardan gelen talimatın gereğini yapıyorsa o kişi Merkez Bankası başkanlığı yapamaz. TCMB'nin bağımsızlığı çok önemlidir. Sıcak siyaset TCMB'ye müdahale etmemeli; eğer ederse bugünkü tabloyla karşılaşırız. Aksi halde biz dünyada finans çevrelerine güven veremeyiz. İşi ehline teslim edeceksin, o işi en iyi bilen kişiyi Merkez Bankası başkanlığına getireceğiz. Para Politikası Kurulu'nu da aynı şekilde yapacağız... TCMB'nin kendine özgü bir kültürü vardır ama o kültür yerle bir edildi."

"KONUŞMASI GEREKEN KURUM EPDK AMA SARAY KONUŞUYOR"

Kılıçdaroğlu sorunun sadece TCMB'de olmadığını, BDDK, SPK, Kamu İhale Kurumu ve EPDK gibi üst kurullarda da liyakat sorunları bulunduğunu ve gerekli değişiklikleri yapacaklarının altını çizdi. EPDK işlevsiz Son dönemde elektrik fiyatlarında yapılan zamlarla birlikte sorunun sadece elektrik olmadığını, ülkenin yönetilememesinin bir örneği olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "(Bunların) yönetme kapasiteleri yok" dedi. Kılıçdaroğlu, bugüne kadar hükümetin elde olan herşeyi sattığını ve elde bir şey kalmayınca ne yapacaklarını şaşırdıklarını kaydederek şöyle konuştu: "Zamları kontrolsüz şekilde yapıyorlar... EPDK dediğimiz kurum işlevsiz hale gelmiş durumda. Fiyatlara zam yapıldı, şimdi zamlar nasıl indirilecek diye hesap yapıyorlar. Konuşması gereken kurum EPDK ama konuşmuyor; Saray konuşuyor. Saray da ne diyeceğini bilmiyor... Onlar için halk önemli değil... Bu sorumsuzluk bugünkü piyasayı, kaosu yarattı ama düzelteceğiz."

Bununla birlikte Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin NATO'nun bir parçası olduğunu ve kendini ittifakın dışında göremeyeceğini belirterek, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmaları halinde bunun şartlarını yerine getireceklerini söyledi.

"NATO'NUN BİR PARÇASIYIZ, KENDİMİZİ İTTİFAKIN DIŞINDA GÖREMEYİZ"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin sorun yaşadığı Suriye ve Mısır başta olmak üzere tüm ülkelerle problemleri çözeceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, son dönemde dış politikada yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, "Biz NATO'nun bir parçasıyız. Dolayısıyla kendimizi bu ittifakın dışında göremeyiz. Bu konuda taahhütlerimiz var. Biz NATO'yu sadece bir savunma aracı, kurumu olarak da görmüyoruz. NATO artık bugün 21. yüzyılda aynı zamanda demokrasinin de bir güvencesi" dedi.

Türkiye'nin üyesi olduğu NATO kapsamında savunma sistemini ve ilişkilerini bu bağlamda götürmesi gerektiğini belirterek, "Rusya ile ilişkilerimizin iyi olmasını isteriz... Ama biz Batı ittifakının bir parçası olmak isteriz" diye konuştu.

NATO sisteminin dışında Rusya'dan alınan S-400 uzun menzilli savunma sistemini Türkiye'nin kime karşı kullanacağını ilk günden beri sorduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Suriye mi, İran mı, Yunanistan mı? Kim için kullanacağız? Bu sorunun şu ana kadar cevabı alınmış değil" dedi.

OSMAN KAVALA ve DEMİRTAŞ YORUMU

AB Konseyi ve Kavala, Demirtaş davaları Avrupa'daki çeşitli karar organları tarafından alınan bazı kararların Türkiye tarafından uygulanmamasının kabul edilemeyeceğini, "Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da hapishanede boşuna tutuluyor. Yasalara, hukuka aykırı olarak tutuluyorlar. Bir insan düşüncelerinden ötürü yargılanmamalı ve hapse atılmamalı. Eğer siz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını Türkiye'de uygulanabileceğine dair anayasamızı değiştirmişseniz, hukuk sistemini buna uygun hale getirmişseniz, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararı ben uygulamam' diyemezsiniz" dedi.

Türkiye'nin böyle bir tutum sergilemesinin dünyaya "Türkiye'de demokrasi yok, otoriter yöntem var" mesajının verileceğini kaydederek, "Biz buna karşıyız. AİHM'nin kararlarını uygulamak zorundayız" dedi ve şöyle devam etti: "Şu gerçeğimiz var: Sadece AİHM kararları Türkiye'de uygulanmıyor, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlar da uygulanmıyor maalesef. Anayasa Mahkemesi en üst mahkeme Türkiye'de; verdiği kararlar var ama en alttaki mahkeme Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyor. Uymayan hakim de terfi ettiriliyor."

Kılıçdaroğlu, KHK ile üniversitelerden atılan Barış Akademisyenleri'ni bir hafta içinde görevlerine iade edeceklerini de belirtti.

Editör: TE Bilişim