Suriye'deki Aleviler İçin Uluslararası Acil Çağrı Suriye'deki Aleviler İçin Uluslararası Acil Çağrı

Deprem Dayanışması Derneği ve Rimmen Kadın Kooperatifi, Samandağ yerleşkesinin açılışı yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Samandağ Atatürk Anadolu Lisesi yanında dayanışma kültürünü yaşatmak amacıyla kurulan Deprem Dayanışması Derneği ve Rimmen Kadın Kooperatifi Sveydiye Yerleşkesi açılış törenine; Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, 
Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün'ün yanı sıra siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütleri temsilcileri, kadın ve emek örgütlerinin temsilcilerinin aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Törenin açılış konuşmasını Cansel Aslan ve Gizem Güzel gerçekleştirirken, sırasıyla TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Ali Kanatlı, Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün ve Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay birer konuşma yaptı.
Cansel Aslan ve Gizem Güzel, konuşmalarında “Neredeyse iki yıl, Neredeyse yirmi dört ay 
Bugün tam tamına yedi yüz yirmi sekiz gün Dile kolay ifadesi hayatın her alanında ağzımızdan bir çırpıda çıkar ancak yaralarımızla baş başa, yaralarımızla burun burana geçen yılları ifade ederken iki yıl demesi gerçekten sadece dile kolay. Şunları söylemeden geçmek elbette mümkün değil: Bizi öldüren, yakınlarımızı yanı başımızdan koparan şey ilk bakışta elbette deprem olabilir. Ancak ölüme mahkum edilmek... İşte yüzleşmemiz, unutmamamız ve hesap sormamız gereken şeyin kendisi bu ve bunun müsebbipleridir. Dünyanın her yerinde ve her an gerçekleşmesi mümkün olan bir afeti o aletin sebep olabileceği maddi ve manevi yıkımı hiç hesaba katmadan, rant üstüne rant, bina üstüne bina anlayışından vazgeçmeyenler, bu açgözlülüklerinden vazgeçmedikleri gibi, hem yönetememe krizlerinin bir dışavurumu olarak, hem de hayallerindeki demografi için böylesi bir afeti fırsat bilip bu sokakların, bu caddelerin, bu kentin insanlarına, yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan sürmek hayaliyle bir ambulansı, bir küreği, bir iş makinesini çok gördüler. Zamanında ulaşamadığımız her canın yitiminin sorumlusu işte bu anlayışın sahibi olan muktedirlerdir. Bunun en başından beri farkındaydık. Hiç unutmadık ve asla da unutturmayacağız. 
O büyük yıkımın ilk gününden itibaren biz Deprem Dayanışması gönüllüleri olarak dilimiz döndüğünce, elimizden geldiğince Hatay halkıyla beraber, arama kurtarmadan insani yardıma kadar üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalıştık. Üstelik sadece bugün buradaki insanlar olarak da değil. Başlangıçta hızlıca kente ulaşabilen, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından dostlarımız yanımızda oldular. Ankara'dan, İzmir'den, Van'dan, İstanbul'dan, Kocaeli'den ve daha sayamayacağımız kadar çok yerden yüreği Hatay'la, yüreği Maraş'la, yüreği Adıyaman'la, Malatya ile atan insanlar koşup geldiler çağrımıza. Bu kentin insanları ise ailelerinin, komşularının, sevdiklerinin güvende olduklarından emin olduktan sonra yine kendi kentinin insanları için canla başla dayanışmaya, mücadele etmeye katıldılar. İşte o gün kendimizi adeta gönüllüler ordusu olarak hissettiğimiz gündü. Bugün gibi hatırımızda ve dipdiri. Bir o kadar şu da dipdiri: biz de isterdik yaşadıklarımız bir kitapta yazsın ve okuyup hızlıca öğrenelim. Ancak yazmıyordu. Ne öğreniyorsak dakikalar öncesinde yaşadıklarımızdan öğreniyorduk ve bu dayanışmayı daim kılsın diye heybemize koyup hafızamızda hep dipdiri tutmaya çalışıyorduk. Akut günlerimiz kelimenin tam anlamıyla hem fiziki hem de fikri olarak işte tam da bu sıcaklık da geçti. Fazlası çok; eksiği yok.
Derken günler soğudu. Kayıplarımızın acısı içimizde her daim taptaze olsa da yaşamak gailesi, kentimizi yeniden inşa etmek arzusu ve uhdesiyle çok uzun soluklu bir mücadeleye giriştiğimizin farkında olarak artık önümüze somut görevler çıkarmak vaktiydi. Ilk iş olarak gönüllülük faaliyetimiz olan Deprem Dayanışrnasını dernekleştirmekle başladık. Sadece Samandağ'da da değil. Başından beri saya geldiğimiz tüm faaliyetler ve akabindeki çabalarımızı Samandağ'ın yani sıra Antakya'da ve Defne'de de ayni yoğunlukta sürdürdük. Halkımız kendi ekmeğini üretmek istiyordu, birçok mahalleye tandır kurduk ve ,zarar gören tandırları onardık. Bahçesini çadır alanı olarak kullanmak zorunda kalan insanlar üretimden geri kalmasın ve kendi sebzesini üretsin diye fide kampanyası başlattık. Fide üreticilerini ve bahçe sahiplerini gönüllülük ve dayanişma temelinde bir araya getirmeye çalıştık. Hatay'ın genelinde temiz içme suyunun yokluğuna dair dayanışma merkezlerimizde su arıtma cihazları kurduk. Evleri yıkılan ya da hasar gören insanlar hak kaybına uğramasın, daha fazla mağdur olmasın diye gönüllü avukatlarımızla birlikte günlerce mahallelerde halk toplantıları organize ettik. Maddi ihtiyaçlar kadar sosyo-kültürel rehabilitasyonun da ne kadar hayati olduğunun farkındaydık elbette. Hem kendi bunyernizdeki alanlarında uzman gönüllülerimizle, hem de şu an burada saymaya başlasak muhakkak birilerini atlamamızın muhtemel olduğu kadar çok sayıda kurum ve kuruluşla birlikte, çocuklara yönelik psiko-sosyal destek çalışmaları yürüttük ki halihazırda dernek yerleşkelerimizde çocuk dostu alanlar üzerinden bu faaliyetlerimiz devam ediyor. Kadınlara yönelik başta afet döneminde kadın sağlığı ve kadın hakları üzerine çalışmalar yürütürken, kadın çiftçileri ve üreticileri de desteklemek için girişimlerde bulunduk. Dernek bünyemizde kurduğumuz tekstil, el sanatları atölyelerinde yine buralı kadınlarla birlikte yaptığımız üretimlerin sürekliliğinin ve kalıcılığının yollarını ararken, bu çalışmaları kadınların kurduğu ve yönettiği bir kooperatif ile taçlandırmak şart görünmeye başladı. İşte Rimmen Kadın Kooperatifi bu ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıktı ve kurulduğu günden bu yana hız kesmeden çalışmalarını sürdürüyor. 
Deprem Dayanışması Derneği etrafında Mara el sanatları atölyesi, kolektif gezici mutfak ile,  el işi kursu ile depremin başında beri çalışma yürüten kadınlar olarak ekonomik ve psikolojik anlamda güçlendirmek, dayanışmak ve üretimlerimizi kolektifleştirmek için Rimmen Kadın kooperatifini kurduk. 
Adımızı bolluk ve bereketin simgesi kabul edilen narın, Arapça karşılığı olan "Rimmen" den alıyoruz. Narin taneleri birçok farklı kadını, narın bütünü ise kolektif çalışmalarımızı temsil ediyor. Logomuzdaki narın mozaik yapısı Antakya'nın farklı kültürlerinin birlikte yaşam deneyimini simgeliyor. 
Mara el sanatları ve el işi kursu devam ederken farklı alanlarda üretimlerimizi genişletmek ve kadınların üretime katılımını artırmak için gıda, sabun, halı dokuma atölyelerimizi kurduk. 
Samandağ' da Kuşalanı' nda tekstil atölyemiz, bugün yeni yerleşkemizde el işi kursu gıda atölyemiz, Defne' de ise sabun ve hali dokuma ile üretimlerimiz gerçekleştiriyoruz. 
Rimmen kadın kooperatifi kadınlar olarak umudu büyütmenin, kentimizi yeniden yeşertmenin , birlikte güçlenmenin ve hayata tutunmanın yollarını hep birlikte arayıp dayanışmanın gücü ile yaşamı öreceğiz. Bugün burada 2 yıla yakın bir süredir birlikte büyüttüğümüz çalışmaların bir sonucu olarak yerleşkemizi açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 
Bir yandan bu faaliyetleri gerçekleştirirken öte yandan da yıkımın yarattığı acılara direnme yeniden dirilmek, tekrardan geçmişteki gibi birlikteliğimizi canlandırmak için çok kimlikli kadim kültürümüzden güç aldık. En zor günlerde bile Haririt Adar için kazanlarımızı kolekti olarak kaynatmaktan vazgeçmedik. Hıdırellez'in umuduyla denizleri buluşturarak, yitirdiklerimizin yasını hep birlikte tutarken, baharın, doğanın uyanışına tanıklık ederek Hıdı ve İlyas'ın gücüyle Samandağ sahilinde ateşlerimizi yakıp, dileklerimizi kentimiz için tuttuk. Toprakların en bereketli kabul edildiği Temmuz ayında umudu çoğaltmak, yaşamı yeniden yeşertmek için Evvel Temmuz Festivalinin yapılmasına emeğimiz, gücümüz ve dayanışmamı ile katkı sunduk. 
Ve şimdi buradayız. Hepinizin malumudur ki, bu birliktelik depremin en yıkıcı günlerinde Samandağ özelinde Hilen Paketleme deposunda bir avuç gönüllünün yan yana gelmesiyle başladı. İki yıl boyunca dur durak bilmeden sevgiden tuğlalarla kentimizi yeniden kuracağım, her yerde dillendirdik. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Sveydiye yerleşkesi de bugüne kadar ördüğümüz tuğlaların içinde apayrı bir öneme sahip. Hatay Deprem Dayanışma Derneği ve Rimmen Kadın Kooperatifi olarak, bugüne kadar sürdürdüğümüzü çalışmalarımızı, bugünde sonra hem içerik hem de mekânsal olarak kalıcılaştırmak için bin bir emek ve dayanışma ile hep birlikte kurduk ve inanıyoruz ki burası güzel çalışmalara ve birlikteliklere ev sahipliği yapacak. 
Hatay Bizim, Samandağ Bizim, Dayanışma Bizim!” ifadelerine yer veriler. 
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları