Ortadoğu’da katliamlara ve işgale karşı kadın dayanışması Hatay’da buluşuyor Ortadoğu’da katliamlara ve işgale karşı kadın dayanışması Hatay’da buluşuyor

15-16 Haziran 1970 direnişi, Türkiye işçi sınıfı tarihinin dönüm noktalarından biri olarak anılmaya devam ediyor.
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN), 15-16 Haziran Direnişi'nin yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yayımladı. Açıklamada, bu büyük işçi kalkışmasının yalnızca tarihsel bir anı değil, günümüzde de emek mücadelesinin temel çizgisi olduğu vurgulandı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) yönelik kapatma girişimine karşı başlatılan 15-16 Haziran Direnişi, İstanbul'dan Gebze'ye, Kartal'dan Kadıköy'e kadar binlerce işçinin katılımıyla kitlesel bir yürüyüşe dönüşmüş; sadece bir sendikanın değil, tüm işçi sınıfının varoluş mücadelesi olarak tarihe geçmişti. Toplumun çeşitli kesimlerinden binlerce işçinin örgütlü ve cesur duruşuyla gerçekleşen bu eylem, Türkiye tarihinde işçi sınıfının ilk kez bu denli güçlü biçimde “buradayız” dediği bir dönüm noktası olmuştu.
"MÜCADELE HÂLÂ GÜNCEL”
TÖB-SEN Merkez Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada, bugünkü koşulların 1970'teki mücadele zeminine benzediği kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Emek düşmanı yasalarla, göstermelik toplu sözleşmelerle, grev yasaklarıyla işçi ve emekçilerin hakları tırpanlanmakta, sermaye sınıfı kollanmakta, yandaş sendikalarla mizansen sahnelenmektedir. Memur sendikacılığı adı altında faaliyet gösteren, iktidar ve sermaye adına hareket eden sendikalar; grev hakkı bulunmayan toplu sözleşmelerle emekçilerin iradesini gasp etmektedir.”
Grev kararı alan işçi sendikalarının eylemlerinin daha başlamadan yasaklandığı ya da ertelendiği hatırlatılan açıklamada, “Tıpkı 1970'te olduğu gibi bugün de işçi sınıfı örgütlendiğinde ve hakkını aradığında karşısına aynı baskı ve yasakçı zihniyet çıkmaktadır” denildi.
“ÖRGÜTLÜ HALKI HİÇBİR KUVVET YENEMEZ”
Açıklamada, 15-16 Haziran Direnişi'nin en önemli dersinin “örgütlü halkı hiçbir kuvvetin yenemeyeceği” olduğu vurgulandı. Gerçek sendikal mücadelenin, sarı sendikalarla değil, sınıf temelli, tabandan gelen, bağımsız ve mücadeleci bir anlayışla yürütülebileceğinin altı çizildi.
“Bizler, öğretmenler ve kamu emekçileri olarak bu anlayışı büyütmenin kararlılığı içerisindeyiz. Çünkü biliyoruz ki emek aynı emektir, sömürü aynı sömürüdür ve mücadele hâlâ günceldir. 15-16 Haziran'ın mirasını sadece yaşatmak değil, onu sürdürmek de görevimizdir.”
TÖB-SEN açıklamasının sonunda şu ifadelere yer verdi:
“Yaşasın 15-16 Haziran Direnişi!
Yaşasın Gerçek Sendikal Mücadele!
Yaşasın TÖB-SEN!”
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları