Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖBSEN), 8.dönem toplu iş sözleşmesi ile ilgili açıklamada bulundu.
TÖBSEN yaptığı basın açıklamasında Temmuz 2026 TİS Görüşmeleri Öncesi üyelerinden gelen taleplerle hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
“İşçisiyle, kamu emekçisiyle, emeklisiyle, asgari ücretlisiyle milyonlarca emekçi, yıllardır artan baskılar ve yoksulluk politikalarıyla yaşam mücadelesi veriyor. Bugün geldiğimiz noktada, emeğe yönelik saldırılar sistematik bir hal almış; ekmek küçülmüş, haklar budanmış, gelecek belirsizliğe itilmiştir. Bu karanlık tablo karşısında bize düşen, mücadele mirasını daha da büyütmek ve emeğin onurunu savunmaktır.
Ülkemiz, derinleşen ekonomik krizler, siyasal baskılar ve toplumsal eşitsizliklerle adeta bir fay hattının üzerinde yaşıyor. Her sarsıntının faturası ise, her zaman olduğu gibi emeğiyle geçinen milyonlara kesiliyor. Ne yazık ki uygulanan Orta Vadeli Programlar, bütçe düzenlemeleri ve Toplu İş Sözleşmeleri, geçim sorununu dahada derinleştirmiş yoksulluğu arttırmıştır.
TÖBSEN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ TALEP VE GÖRÜŞ RAPORU
Temmuz 2026 TİS Görüşmeleri Öncesi Kamuoyu ve Yetkililere Sunulmak Üzere
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖBSEN) olarak Türkiye genelindeki üyelerimizden gelen geri bildirimlerle oluşturduğumuz bu rapor, yalnızca TÖBSEN üyelerinin değil, tüm kamu emekçilerinin ve eğitim çalışanlarının ortak sorunlarına çözüm bulmayı amaçlamaktadır.
Mevcut Durum ve TÖBSEN'in Yaklaşımı
Türkiye'de öğretmenlerin özlük hakları yasal çerçevede tanımlanmış olsa da, fiili uygulamalar bu hakların büyük ölçüde aşındırıldığını göstermektedir. Kamusal bir meslek olan öğretmenlik, piyasacı politikalarla güvencesizliğe itilmekte; öğretmenin emeği değersizleştirilmektedir. TÖBSEN olarak öğretmenliği yalnızca bir meslek değil, toplumu dönüştüren bir emek alanı olarak görüyor; bu nedenle özlük haklarını bireysel değil kamusal haklar olarak savunuyoruz.
A. Maaş ve Mali Haklar
1. 3600 ek gösterge düzenlemesi emeklilere yeterli katkıyı sunmamıştır. Bu düzenleme adil ve geçmişe dönük biçimde genişletilmelidir.
2. Maaş artışları TÜİK verilerine göre değil, gerçek enflasyon baz alınarak yapılmalıdır. Eşel mobil sistemine geri dönülmeli, enflasyon kaynaklı kayıplar aylık maaşlara yansıtılmalıdır.
3. Öğretmen'e enflasyon oranında zam yapılmadan önce taban maaşa yüzde 50 zam yapılmalı, her artış döneminde gerçek enflasyon hesaplanarak ve insanca yaşam koşullarına uygun olacak şekilde belirlenmelidir. Ek ders ücretleri %100 artırılmalıdır. Ayrıca İYEP ve DYK ek dersleri %100 artırımlı ödenmelidir.
4. Yol, yemek, kira yardımı düzenli ve toplu sözleşmeye dayalı hale getirilmelidir.
5. Ek ders ücretleri piyasa koşullarına göre güncellenmeli; yıl içi vergi dilimi kaynaklı maaş kayıpları önlenmelidir. Vergi dilimi sabitlenmeli, seyyanen zam emekliliğe yansıtılmalıdır.
6. Eğitim-öğretim ödeneği ayrım yapılmadan tüm eğitim çalışanlarına, en az bir maaş tutarında verilmelidir.
7. Bayram ikramiyesi yalnızca emeklilere değil, tüm kamu çalışanlarına verilmelidir.
8. Deprem bölgesinde görev yapanlara aylık 10.000 TL tazminat ödenmeli, ek dersleri %25 artırımlı verilmelidir.
9. Evde eğitim hizmetlerinde DYK gibi %100 artırımlı ücret ve hizmet puanı verilmelidir. Ulaşım giderleri belediye rayiç bedeline göre karşılanmalıdır.
10. Gelir vergisi dilimleri tüm ücretli çalışanlarda % 14 ya da daha aşağıda bir oranda sabitlenmelidir.
B. Örgütlenme Özgürlüğü ve Sendikal Haklar
11. Sendika üyelik işlemleri e-Devlet üzerinden yapılmalı; devletin sendika aidatlarını karşılaması uygulaması sona ermelidir. Aidatlar doğrudan üyeler tarafından ödenmelidir.
12. Yandaş sendikalara kamu kaynaklı ayrıcalıklar verilmemelidir. Kamu gücüyle büyütülen sendikacılık anlayışı son bulmalıdır.
13. Toplu sözleşme masasına bütün kamu emekçisi sendikaları katılabilmeli, grevli ve gerçek toplu sözleşme düzeni tesis edilmelidir.
14. Kamu gücüyle sendikacılık yapılamayacağı ilkesel güvence altına alınmalıdır.
C. İdari Uygulamalar ve Atama Adaleti
15. Mülakat kaldırılmalı, tüm atamalar sınav ve liyakat esaslı yapılmalıdır. İl, ilçe MEM müdürü ve şube müdürü atamaları sınavsız yapılamamalıdır.
16. Eğitim yöneticiliği objektif, denetlenebilir ve liyakate dayalı yapılmalıdır.
17. Proje okulları kapatılmalı, tüm okullar nitelikli hale getirilmelidir. Öğretmen atamaları eskisi gibi mülakatsız sınavla yapılmalıdır.
18. Haftalık zorunlu maaş karşılığı ders saati tüm öğretmenler için 15 saat olmalı, eşit işe eşit ücret uygulanmalıdır.
19. İl içi tayinlerde sıra sistemi en az 2 yıl süreyle işletilmelidir.
20. PİKTES öğretmenleri kadroya alınmalıdır.
21. 0–6 yaş çocuklar için tüm kamu kurumlarında ücretsiz kreş açılmalı, aksi halde tek çocuk için 5.000 TL, iki çocuk için 10.000 TL kreş yardımı yapılmalıdır.
22. Doğum öncesi izin 20. haftadan başlamalı, doğum sonrası izin 2 yıla çıkarılmalı, bu dönemde maaşın en az %60'ı devlet tarafından ödenmelidir.
23. Hakkında somut delil bulunmadan KHK ile ihraç edilen eğitim emekçileri göreve iade edilmelidir.
D. Eğitim Politikalarında Katılım
24. Müfredat, öğretmenler ve sendikaların katılımıyla oluşturulmalıdır.
25. Eğitim politikalarında sendikalar karar süreçlerinde etkin olmalıdır.
26. Dinselleştirme politikalarına son verilmeli; imam hatiplerin artırılması, felsefe ve fen bilimlerinin zayıflatılması gibi uygulamalar bilimsel eğitimden sapmadır. Bu durum öğretmen atamalarında eşitsizliğe, eğitimin niteliğinde gerilemeye neden olmaktadır.
E. Çalışma Koşulları ve İş Güvencesi
27. Okul öncesi öğretmenlerine 3 teneffüs hakkı tanınmalı, yardımcı personel görevlendirilmelidir.
28. Sınıf mevcutları düşürülmeli; pedagojik ölçütlere uygun oranlar sağlanmalıdır.
29. Boş derslerde destek eğitimi veren sınıf öğretmenlerine ek ders %100 artırımlı ödenmelidir.
30. Yardımcı personel (temizlik, güvenlik, aşçı, teknisyen, bekçi) norm kadro kapsamında okul açılmadan görevlendirilmelidir.
31. Aynı hafta içinde verilen ikinci ve sonraki nöbet görevleri ücretli olmalıdır.
32. Öğretmene yönelik şiddet ve itibarsızlaştırma girişimlerine karşı hukuki ve fiziksel güvenlik sağlanmalıdır.
33. İlkokullarda sınıf tekrarı karar yetkisi velide değil, öğretmende olmalıdır.
34. 4-B statüsü kaldırılmalı, bu kapsamda çalışanlar kadroya alınmalıdır.
F. Kamusal Destek ve Sosyal Haklar
35. Tüm eğitim çalışanlarına düşük maliyetli barınma, ulaşım ve sağlık hizmetleri sağlanmalıdır.
36. Kırsalda görev yapanlara özel teşvik sistemi uygulanmalıdır.
37. Bayram ikramiyesi yalnızca emeklilere değil, tüm kamu çalışanlarına verilmelidir.
G. Mesleki Gelişim ve Akademik Özgürlük
38. Hizmet içi eğitimler öğretmenin ihtiyacına göre planlanmalı, ideolojik içeriklerden arındırılmalıdır.
39. Akademik özgürlük desteklenmeli, pedagojik yaklaşımlarda çeşitlilik sağlanmalıdır.
40. Maarif Eğitim Modeli, pedagojik olarak katkı sunmamakta, bilimsel temelden uzak merkezi bir dayatma oluşturmaktadır. Uygulamadan derhâl vazgeçilmelidir.
41. Başöğretmenlik/Uzman öğretmenlik ayrımı kaldırılmalı, eşit işe eşit ücret sistemi getirilmelidir.
42. Çalışma süresinde 20 yılı tamamlayan eğitim çalışanlarına 5 yıl yıpranma hakkı verilmeli; bu süre mecburi hizmetten düşülmelidir. Kadınlar 25, erkekler 30 yıl çalışarak yaşa bakılmaksızın emekli olabilmelidir.
H. Kurum İçi Adalet ve Personel Dağılımı
43. Okullarda şefler dahil tüm eğitim emekçilerine 3600 ek gösterge verilmelidir.
44. Tüm okul yöneticilerine (müdür, müdür yardımcısı, başyardımcı) 35 saat ek ders verilerek kurumsal ayrımlar giderilmelidir.
45. Yardımcı hizmetli kadrosundakiler memur kadrosuna geçirilmeli; İl/İlçe MEM'de görev yapan memurlar için unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavları 2 yılda bir merkezi olarak yapılmalıdır.
I. Yükseköğretim Personeline Yönelik Taleplerimiz
Yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik personelin ekonomik, mesleki ve yönetsel sorunları her geçen gün artmaktadır. Vakıf ve devlet üniversitelerinde görev yapan akademisyenler güvencesizliğe, baskıya ve liyakat dışı uygulamalara maruz kalmakta; akademik üretim özgürlüğü daraltılmaktadır. Bu bağlamda:
1. Tüm akademik personelin maaşları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı; öğretim üyeleri, görevliler ve araştırma görevlileri için ayrı maaş skalaları belirlenmelidir. Ek ödemeler (ek ders, teşvik, danışmanlık vb.) emekli aylıklarına yansıtılmalıdır.
2. Vakıf üniversitelerinde asgari ücret düzeyinde maaş dayatmasına son verilmeli; öğretim elemanlarına ödenen ücretlerin alt sınırı, kamu üniversitelerindeki muadilleriyle eşitlenmelidir.
3. 50/d kadrosu kaldırılmalı, tüm araştırma görevlileri 33/a kapsamına alınmalıdır. Sözleşmeli ya da geçici değil, sürekli ve kadrolu istihdam esas olmalıdır. Öğretim elemanlarının maaş artışları gerçek enflasyon temel alınarak, evrensel yaşam standartlarına göre belirlenmelidir.
4. Vakıf üniversitelerinde bir yıllık sözleşmeler yerine, iş güvencesi içeren en az üç yıllık sözleşmeler uygulanmalıdır.
5. Sözleşme fesihleri için nesnel kriterler belirlenmeli, keyfi işten çıkarmalara karşı denetim mekanizmaları kurulmalıdır.
6. Akademik personelin ifade ve yayın özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalı; bilimsel üretim üzerinde siyasi, ekonomik ya da yönetsel baskılar son bulmalıdır.
7. Vakıf üniversitelerinde yönetim baskısı, sansür ve akademik içeriklere müdahale gibi uygulamalara karşı yasal koruma sağlanmalıdır.
8. Yükseköğretim kurumları eleştirel düşünceyi bastıran değil, geliştiren özgür akademik ortamlar haline getirilmelidir.
9. Akademik yükselme ve kadro atamalarında liyakat ve şeffaflık esas alınmalı; “adrese teslim” ilanlara son verilmelidir.
10. Akademik personel için lojman, kreş, yemek, ulaşım ve kira destekleri artırılmalı; sosyal haklar sözleşmelere açıkça yazılmalı ve keyfi iptallere kapatılmalıdır.
11. Gelir vergisi dilimindeki adaletsizlikler giderilmeli; akademik gelirler üzerindeki yük hafifletilmeli, telif, proje, danışmanlık gibi faaliyetlerden doğan gelirler için özel vergi düzenlemeleri yapılmalıdır.
12. Kadın akademisyenlerin yükselme süreçlerinde karşılaştığı ayrımcılık engellenmeli; mobing ve tacize karşı üniversitelerde bağımsız izleme komisyonları kurulmalıdır. Doğum ve bakım izinleri performans değerlendirmelerine olumsuz yansıtılmamalıdır.
13. Akademisyenlerin emeklilikte alacakları maaş, aktif gelirlerinin en az %75'i oranında olmalıdır. Vakıf üniversitelerinde emeklilik sistemleri kamu güvencesine kavuşturulmalı, bireysel emeklilik dayatmasına son verilmelidir.
14. Vakıf üniversiteleri, kâr amacı güden ticari kuruluşlar değil, kamu yararı için faaliyet gösteren yükseköğretim kurumları olarak yeniden tanımlanmalıdır.
15. YÖK, vakıf üniversitelerinde akademik ve mali uygulamaları denetlemeli, keyfi uygulamalara karşı yaptırımlar uygulamalıdır.
16. Vakıf üniversitelerinde görev yapan akademik personel de toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip olmalı; bu hak yasal güvenceye alınmalıdır.
17. Doktora sonrası işsizlik riski ortadan kaldırılmalı; genç akademisyenlere yurt dışı araştırma ve projeler için daha fazla kamu fonu sağlanmalıdır.
18. Üniversitelerde rektör ve dekan atamaları kaldırılmalı; bu pozisyonlara atamalar, akademik personel, idari personel ve öğrenci temsilcilerinin katılımıyla, doğrudan seçimle belirlenmelidir. Seçim sonuçları bağlayıcı olmalı; siyasi müdahale alanları (YÖK, Cumhurbaşkanlığı onayı gibi) kaldırılmalıdır.
Yükseköğretimde güvenceli istihdam, akademik özgürlük ve insanca yaşam koşulları için akademisyenlerin örgütlü mücadelesi ve birleşik talepleri şarttır.
SONUÇ VE ÇAĞRIMIZ
TÖBSEN olarak, öğretmenliğin ve eğitim-öğretim camiasındaki tüm memur ve hizmetlilerin, yani bütün çalışanların toplumu dönüştüren bir kamusal sorumluluğu olduğunu vurguluyoruz. Bu nedenle özlük haklarının eksiksiz ve eşit biçimde tanınması, toplumun geleceği açısından da zorunludur.
Toplu sözleşme süreci, tüm kamu emekçilerinin katılımıyla, demokratik ve çoğulcu biçimde yürütülmelidir. Taleplerin ortaklaştırılmadığı, farklı seslerin masadan dışlandığı bir süreç adil değildir.
Emeğin, liyakatin ve eşitliğin hâkim olduğu bir toplu sözleşme süreci için tüm kamu emekçilerini ve kamuoyunu birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları