ANKARA - TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda görüşülen Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifinin bazı hükümlerinin çalışma barışını bozacağı gerekçesiyle havalimanı çalışanlarının iş yavaşlatmaya başlayacaklarını duyurmasının ardından teklifin 26’ncı maddesi geri çekilmişti. Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde açıklama yapan Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan, “Teklif çekilmezse iş yavaşlatacağımızı tüm sendika ve STK’larla ortak deklare ettik. Bu kolektif mücadelemiz kararlı duruşumuz sonuç verdi. Teklif geri çekildi” dedi.

TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nda görüşülen ‘Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne karşı çıkan havalimanı çalışanlarının iş yavaşlatma eylemi yapacaklarını duyurmasının ardından teklifin 26’ncı maddesi geri çekildi. Ulaştırma Memur-Sen ile Enerji Bir-Sen, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde eylem yaptı.

Burada konuşan Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan, “TBMM'de DHMİ’de zaten bozulmuş olan iş barışını daha da bozacak bir kanun teklifi görüşüldü. DHMİ’de sadece bazı ünvanları kapsayan kanun teklifinin revize edilmesi ve adil kapsayıcı bir havacılık tazminatı düzenlemesinin Meclis’e getirilmesi gerektiğini ve teklif çekilmezse iş yavaşlatacağımızı tüm sendika ve STK’larla ortak deklare ettik. Bu kolektif mücadelemiz kararlı duruşumuz sonuç verdi. Teklif geri çekildi. Ancak hem TBMM'de süreçler devam ediyor hem de havacılık tazminatındaki adaletsizlikler devam ediyor. Elektrik ve teknik personele ilişkin verilmiş bir yargı kararı var ve uygulanmıyor. Tazminatta üçüncü gruptakilerin mağduriyetleri devam ediyor. DHMİ, bir bütündür parçalanamaz. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Biz bu uygulamaların tamamına karşı durmaya devam edeceğiz” dedi.

“Verdikleri sözleri tutmuyorlar”

Kamu tasarrufları kapsamında toplu sözleşme haklarının ellerinden alınmaya çalışıldığını belirten Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir taraftan artan enflasyon ve hayat pahalılığından dolayı memurların alım gücü her geçen gün düşerken, bir taraftan da tasarruf tedbirleri bahane edilerek kamu emekçilerinin 10 yıllık toplu sözleşme kazanımları birer birer elinden alınmaya başlandı. Memurlarımız, toplu sözleşmeye de hukuka da güvenini yitirdi. Koruyucu giyim yardımı, servis hizmeti ve fazla mesai ücretleri Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle kısıtlanmaya çalışılıyor. Kamu kamplarının ve lojmanların durumu belirsiz. 3600 ek göstergenin ve toplu sözleşme ikramiyesinin akıbeti belirsiz. Verdikleri sözleri tutmuyorlar. Bu başlıklarla ilgili düzenlemelerin ne zaman yapılacağına dair tarih bile veremiyorlar. Personel servislerinin kaldırılması, kamuda tasarruf sağlamaz. Aksine israfa neden olur. Servislerin kaldırılması, daha fazla yakıt daha fazla trafik demektir. Mesai giriş çıkış saatlerinde trafik çilesinin artması demektir. Kurumlarımızdaki personellerin çoğunluğu 7-24 esasına göre çalışan vardiyalı personeldir. Bu hesapların daha profesyonelce yapılması gerekir. Servisleri kaldırma gafletine düşmeden önce bu kararın yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Sizin tasarruf tedbirleriniz ve tasarruf anlayışınız her fırsatta emekçinin cebine göz dikmekten ibaretse, sermaye kesiminin vergilerini affetmeye devam edecekseniz, memurdan aldığınız gelir vergisini işverenlere teşvik olarak vermeye devam edecekseniz, gelir dağılımındaki ve ücretlerdeki adaletsizliklere ve vergi yükünü bordrolu kesimin sırtına yıkmaya devam edecekseniz, siz tasarruf etme konusunda samimi değilsiniz. Sadece göz boyuyor, memur üzerinden ‘devlet kemer sıkıyor’ algısını oluşturmaya çalışıyorsunuz.”

Kamuda tasarruf tedbirleri kapsamında memur servislerinin kaldırılması kararına tepki gösteren Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul ise, “Bir bürokratın bindiği araç maliyet olarak görülmüyor da, 30 kamu görevlisinin bindiği servis mi maliyet olarak görülüyor? Keyfinize göre kullandığınız makam araçlarınızdan vazgeçemiyorsunuz. Sadece işe gelip gitmek için kullanılan servislere göz dikiyorsunuz. Toplu sözleşme masasında teknik personele zam vermemek için direniyorsunuz, masanın dışında kendinize 2 defa katmerli zam alıyorsunuz. 12 yıldır verilen koruyucu giyimi engellemek için bile yazı üstüne yazı yazıyorsunuz. Toplu sözleşme ikramiyesinin iptaliyle aylık 345 lira cebimizden alındı. Koruyucu giyim engellemesi ile aylık ortalama 3 bin liramız kesildi, Servislerin kaldırılması ile aylık 1.500 lira maliyet üretildi. Lojmanlara gelen zam ile aylık 5 bin lira daha yük bindirilecek. Fazla çalışma ücretinin gasp edilmesiyle aylık 1.500 lira hakkımız elimizden alındı. Seyyanen zam emeklilerimize yansıtılmayarak 12 bin liralık mağduriyet oluşturuldu" dedi.

 

 

Kaynak: anka