Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezinden, son günlerde gündem olan olaylar ve ardından tepki odağı olan yorumlarla ilgili açıklama yapıldı.
ADD Samandağ Şube Başkanı Atiye Sönmez Erdoğdu Paylaştığı açıklamada şu ifadelere yer verdi. “2. Maddesinde, “TürkiyeCumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine Bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir Hukuk Devletidir.” diyen Anayasamız, Cumhurbaşkanı’nın görevini de, “Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.” diye belirliyor.(Madde 104) Yine anayasamızın 6. Maddesine göre, hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet Yetkisi kullanamaz. Öte yandan; ülkemizin de imzalamış olduğu ve Anayasamızın da üstünde saydığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi, taraf devletlerin temel insan hak ve özgürlüklerine koşulsuz saygı göstermek, demokratik devletin temelini oluşturan bu vazgeçilemez, dokunulamaz, devredilemez hakları korumak zorunda olduklarını, Devletin hiçbir organının bu haklara dokunamayacağını hükme bağlamaktadır.
Anayasaların, yasama, yürütme, yargı başta olmak üzere herkesi bağladığı da, bilinen bir evrensel kuraldır. Hukuk Devletleri; anayasa ve yasalarla yönetilir. Hukuk Devletlerinde -sıfatı ve görevi ne olursa olsunhiç kimse; kendini anayasa ve yasaların üstünde göremez, kafasına göre kural koyamaz, hüküm oluşturamaz, ceza kesemez.
Türk Milleti; 1. Dünya Savaşı sonunda, tarihin ilk antiemperyalist ulusal bağımsızlıksavaşını Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde zafere ulaştırarak kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile, egemenliğini kazanmak, kadını ve erkeğiyle eşit ve özgür yurttaş olmak ve Hukuk Devleti güvencesine kavuşmak için çok acılar çekmiş, çok bedel ödemiş, çok kan dökmüş, çok can vermiştir.
Kayıtsız şartsız Millete ait olan egemenliği, anayasanın koyduğu esaslara göre Millet Adına kullanan -Cumhurbaşkanlığı dahilYetkili Organların hiçbiri, milletin bir kısmını hukuk dışı ifadelerle tehdit etmemeli, aşağılamamalı, ötekileştirmemeli, hedef göstermemelidir.
Aksini düşünmek; Hukuk Devletini tanımamak, kaynağını Anayasadan almayan Devlet yetkisi kullanılmasını meşru görmek olur. Dil kopartmak, elleri çapraz kesmek, insan yakmak, kelle vurmak, adam doğramak gibi çağ dışı cezalar; ilk çağ aşiret devletlerinde, Kazıklı Voyvoda Romanya’sında, orta çağ engizisyon Avrupa’sında, Robespierre Fransa’sında ve günümüz Taliban Afganistan’ı veya IŞİD, PKK gibi terör yapılanmaları ya da Prens Selman Suudi Arabistan’ı yöneticilerince konuşulabilir, hatta uygulanabilir de, ama Laik bir Hukuk Devletinde asla söze konu edilemez, edilmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, bir süredir, mecliste, meydanlarda ve nihayet bir camide milletin bir kısmına yönelik tehditkâr ifadeler kullanması, Anayasanın Devlet Başkanı sıfatıyla kendisine verdiği görevle bağdaşmamaktadır.
Atatürkçü Düşünce Derneği; bir kez daha, Devletimizin tüm yetkililerini Anayasa ve yasalara uymaya, Milli Birliğimizi korumaya, Cumhurbaşkanlığı makamının ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin saygınlığını yüceltecek davranışlar içinde olmaya davet etmeyi görevi saymaktadır.“   Foto-Haber: Uğur Hüzmeli

Editör: TE Bilişim