Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) tarafından, kendilerine söz verilenlerin yerine getirilmediği vurgulandığı açıklamada bu durum karşısında aldıkları kararları, beklentive talepleri şu şekilde sıralandı
“Birinci basamak sağlık hizmetlerinde bu ülkenin sağlık alanındaki en önemli gerçeğinin aile hekimliği sistemi olduğunun bilinci ile ‘’ önce insan’’ diyerek, mesleğimizin kutsallığı gereği sahadaki her bir aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı, tüm olumsuz duruma rağmen insanüstü bir çaba ile mücadele etmektedir.
Aile hekimleri dernekleri federasyonu (AHEF) olarak yıllardır başarıyı kendi hanelerine yazdıran sağlık idaresine sunduğumuz önerilerin dikkate alınmadığını üzülerek görmekteyiz.
Türkiye’de aile hekimliği sisteminin modern ve bilimsel çizgiye çekilmesi yönünde gerekli adımlar atılmamışken, sağlık idaresi tarafından yetersiz altyapı göz ardı edilerek yapılan düzenlemeler, tüm kazanımları geriye götürmüş, mevzuat değişiklikleri sistemin önünü tıkamış, Türkiye’de aile hekimliği sistemi günübirlik politikalara alet edilmiştir.
Modern aile hekimliği sisteminin şartlarını bilmeden, bir gecede ismi değiştirilerek yürürlüğe konan aile hekimliği kanunu ve buna bağlı sözleşmeler, ilk on yıldaki kazanımları tüketmiş, aile hekimliği sisteminin önünü açmak yerine, sistemin önünü tıkamış, adeta ceza kanunu ve ceza yönetmeliği halini almıştır.
Son olarak; İstanbul, Tekirdağ, Muş, Hakkâri, Mersin ve Diyarbakır gibi birçok ilde bu ceza yönetmeliği kullanılarak, tabiri caiz ise ‘’cadı avı’’ başlatılmış, birçok aile hekiminin sözleşmesi yenilenmemiştir.
Hukukun, bir toplumun barış ve demokrasi içerisinde çalışmasını mümkün kılması gerekirken, aile hekimlerine uygulanan bu orantısız ceza ve baskının gerekçesini anlamakta zorlanıyoruz.
Aile hekimleri için iş güvencesizliği, keyfi idare tutumu, mobbing ve baskı yönetmeliğini kabul etmiyoruz.
Aile hekimliği sisteminin evrensel bir parçası olan kronik hasta takibi, yeni yönetmelik ile HYP adı verilen, ruhsuz bir bilgisayar algoritması ile matematiksel veriler elde etmeyi amaçlayan, yapana ücret veren, yapamayanı yok sayan, bilimsellik ile ilgisi olmayan bir düzenlemeye indirgenmiştir. Bu durum ancak bir akıl tutulmasının sonucu olabilir.
Tüm siyasi partilerin mutabakat sağladığı, hekimlerin çalışırken ve emeklilik sonrasında özlük haklarını iyileştirecek düzenlemenin ‘’Aslında biz hata yaptık!’’ diye geri çekilmesi, düzenlemenin popülist politikalara alet edilmesi biz hekimlerdetam bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Yetişmiş beyinlerin, bu ülke evlatlarının her gün onlarcasının memleketi terk ettiği dönemde, fedakârca görevi başında bulunan hekimlerin hak edişlerinin ve özlük haklarının görmezden gelenlerin nihai maksatlarını anlamakta zorlanıyoruz.
İlk nefesten son nefese kadar, halkımıza yönelik kolay ulaşılabilir, kapsamlı, bütüncül, sağlık hizmetinde sürekliliği esas alan yapı yerine, bu hizmeti veren aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları bir makine olarak görülmüş, moral ve motivasyonları bitme noktasına getirilmiştir.
Resmi enflasyon verileri ışığında, aile sağlığı merkezi medikal sarf, kira, elektrik, personel giderleri yıllar içerisinde en az %167 oranında artmış, reel verilere göre ise artış oranı bunun neredeyse iki katına ulaşmış, ancak cari gider ödemelerine sağlanan artış aynı süre için %70 lerde kalmıştır.
Aile sağlığı merkezleri artık çalışan personelleri işten çıkarmak durumunda kalacak, 20.000 ’e yakın yetişmiş sağlık çalışanı işsiz kalacaktır. Sağlık bakanlığı bizi dinlemelidir,
Aile hekimliği sistemini idare edenler, bu hizmeti verenler hekimler için gelişimi destekleyen bilimsel önermeleri değil, cezaya dayalı bir yöntemi tercih etmiştir, yol yakınken bizi dinleyin.
Sağlık Bakanlığı, ceza yönetmeliğinde ısrar ettikçe, aile hekimlerinin taleplerini göz ardı ettikçe, cumhuriyetin yüzüncü yılına girerken, pandemi döneminde ‘’ülkemizde koruyucu sağlık hizmetlerini çökerten sağlık bakanlığı’’ olarak tarihe geçecektir.
Biz AHEF olarak İl derneklerimiz ve 30.000 aile hekimi ile mücadele yolunu seçtik, tüm olasılıklara hazırız.
Sıcak odalarda değil sahada, yollarda, mobilde, köylerde, ilçelerde, sosyal medyadayız; 84 milyon insanımız ile her gün beraberiz. 84 milyon vatandaşa temas eden 30 bin aile hekiminin temsilcisi AHEF olarak, aşağıda belirttiğimiz taleplerin karşılanmasını istiyoruz; 1-) Etkin Bir Sağlıkta Şiddet Yasası İstiyoruz.  
2-)30 Haziran 2021 Tarihli Ödeme Sözleşme Yönetmeliğinin Geri Çekilmesini Ya Da Revize Edilmesini İstiyoruz. 
3-)Çalışan Tüm Meslektaşlarımız İçin Makul Bir Ödeme, Rahat Bir Emeklilik İstiyoruz.
4-)Aile Sağlığı Merkezi Gider Ödemelerinin Yeniden Değerlendirilerek Artırılmasını İstiyoruz.
Yukarıda belirttiğimiz düzenlemeler için Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu çözüm için ortak çalışma ve iletişimi sürekli kılacak haklı taleplerimizin takipçisi olacaktır;
1-)Bugün itibariyle tüm aile hekimleri,
-Her hastaya nitelikli sağlık hizmeti verebileceği 20 dakikalık bir süre ile iyi hekimlik uygulaması gereği MHRS mevzuatına uygun olarak, sadece randevu ile hasta bakacaktır.
-Tıbbi gereklilikler kapsamında kronik hastalarımıza sağlık hizmeti verilecek ancak HYP sistemi kesinlikle kullanılmayacaktır.
-Mevzuata uygun olmayan sağlık raporu talepleri değerlendirilmeyecek, E-Rapor harici sağlık raporu hiçbir şekilde düzenlenmeyecek, ileri tetkik gerektiren durumlarda vatandaşlar ikinci basamak sağlık kuruluşlarına sevk edilecektir.
- Aile hekimlerince özellikli izlem adı altında, telefon ile aramak suretiyle hiçbir işlem yapılmayacaktır.
2-) Hak ve taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde; 17.02.2022 tarihlerinde, AHEF tarafından tüm il dernek başkanlarının katılımı ile Ankara’da ortak basın açıklaması düzenlenecek, Anayasanın tanıdığı hak gereği, sosyal, hukuksal ve özlük haklarımız ve sağlık çalışanına şiddete dikkat çekmek için tüm Türkiye’de, 17-18 Şubat 2022’de (2) gün İŞ BIRAKMA eylemi icra edilecek, illerde ortak basın açıklaması ve basılı dokümanlar ile halka yönelik farkındalık çalışması yürütülecektir.
3-) Hak ve taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde; 14 Mart 2022 itibariyle her yıl 14 MART tarihi, Tüm STK’ların katılımı ile emsalleri gibi ‘’ Hekim Emek ve Dayanışma Günü’’ olarak kutlanacak ve Acil sağlık hizmetleri haricinde iş üretilmeyecektir. 14.03.2022-16.03.2022 tarihlerinde, tüm Türkiye’de Anayasanın tanıdığı hak gereği, sosyal, hukuksal ve özlük haklarımız ve sağlık çalışanına şiddete dikkat çekmek için, (3) gün İŞ BIRAKMA eylemi icra edilecek, illerde ortak basın açıklaması ve basılı dokümanlar ile halka yönelik farkındalık çalışması yürütülecektir.
Nisan 2022’de yeniden değerlendirme yapılacak, yeni eylem takvimi açıklanacaktır.
Değerli Hekim Arkadaşım; Bu gidişin sonu bensizliktir, sensizliktir, sessizliktir, Tüm hekimlerin haklarının sözde mevzuat düzenlenmesi gerekçesi ile ellerinden alınmasıdır. 
Bu gidişin sonu belirsizliktir. Hekimlik meslek onurunun yok sayılmasıdır. Ülkemiz insanına sunulan hizmetin değersizleştirilmesidir. Her şeyin farkındayız, farkındasınız. Bu yaklaşımı kabul etmiyoruz.
Mücadelemiz; ülkemize yakışır, daha iyi bir aile hekimliği sistemi içindir. Ya hep beraber, ya hiç birimiz diyor, Mücadelemizin onurumuz için olduğunu düşünüyoruz... Korkmuyoruz, Çünkü gün birlik günüdür…” Haber:Nezahat Fırıncıoğulları

Editör: TE Bilişim