Şeyh Ahmet Verde, Nevruz Bayramı’nın, Hz. Muhammed (s) döneminden öncesine dayanan eski bir bayram olduğunu vurguladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi. 
“NEVRUZ BAYRAMLARI (İYDU’N-NEVRÛZ)
Nevruz dönemi günümüz takvimine göre Mart ayının sonundan başlayıp Mayıs ayına kadarki bir dönemi kapsar. Bu anlamda 30 Mart “Sabatağş bi Eder”, 17 Nisan “Rabi’ min Nisan” ve Nisan ayının (eski hesap) ortasındaki Perşembe’ye denk gelen “Hamisu’n-Nısf” günleri Nevruz günleri olarak kutlanır.
Nevruz Bayramı, Hz. Muhammed (s) döneminden öncesine dayanan eski bir bayramdır. Soğukların bitip, sıcakların başladığını müjdeleyen, doğanın canlandığı, Allah’ın kudretinin tecellisinin müşahade edilmesini simgeleyen bir gündür. Nevruz, Farsça bir isimdir ve “Yeni gün” anlamına gelir.
İmam Cafer es-Sadık (a) bugün için şöyle buyVurmuştur:  
“Nevruz günü Peygamberin (s) Gadir Hum günü Ali Emirul-Mu’minin için ahit aldığı gündür. O gün onun velayetini ikrar ettiler. Sözünde sabit kalana ne mutlu ve döneklik yapanın vay haline… Ve o gün (nevruz günü) Allah’ın Resul’ünün (s) Ali’yi Cin Vadisi’ne yönlendirdiği ve onlardan ahit ve söz aldığı gündür. O gün (nevruz günü) Nehrevanlılara karşı zafer kazandığı ve (o savaşta) Ze-s Südy’ü öldürdüğü gündür. O gün (nevruz günü) Ehl-i Beyt’in bizim kaimimizin (Mehdi’nin) ve Ehl-i Beyt velayetinin zuhur edeceği (ortaya çıkacağı) ve Deccal’e karşı zafer kazanıp onu Kûfe kilisesine asacağı gündür. 
Her Nevruz gününde bizler refahı umarız, bekleriz çünkü o bizim günlerimizdendir. 
Farisiler o güne sahip çıktılar ancak sizler kaybettiniz.” 
Yine şöyle buyurmuştur: 
“Sonra (Nevruz günü) İsrailoğulları’ndan bir peygamber, ölmeden önce diyarlarını terk eden ve Allah’ın onları öldürdüğü binlerce kişilik kavmi yeniden diriltmesi için yalvardı. Bunun üzerine Allah ona (peygambere) bugün (Nevruz günü) yattıkları yerde üzerlerine su dökmesini vahyetti ve böylece tekrar yaşama döndüler. Onlar otuz bin kişiydiler. Böylece Nevruz günü su dökmek, eski -ilimde derinleşmiş kişiler hariç- kimsenin nedenini bilmediği bir gelenek olarak devam etti. O (gün) Farisi senelerin ilk günüdür.”
İmam Cafer es-Sadık (a) yine şöyle buyurdu: 
“Nevruz günü, Allah’ın kendisine tapınmaları ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamaları, peygamberlerinin, hüccetlerinin ve evliyalarının yolundan gitmeleri (onların dinine göre amel etmeleri) konusunda kullarından ahit aldığı gündür.
O (Nevruz günü) güneşin ilk çıktığı rüzgârın ilk estiği, yeryüzü çiçeklerinin yaratıldığı gündür. Nuh’un (a) gemisi o gün Cudi Dağı’na oturmuştur. O gün ölümleri yaklaştığında diyarlarını terk etmiş binlere önce “ölün” deyip sonra hayata döndürdüğü gündür. O gün Cebrail’in (a) Peygamber’e (s) indiği gündür. O gün İbrahim’in (a) kavminin putlarını kırdığı gündür. 
O gün Allah’ın Resûlü’nün (s) Emirül-Muminin Ali’yi omzuna çıkararak Beytul-Haram’ın (Kâbe’nin) üzerindeki Kureyş Putlarını yere atmasını sağladığı gündür.”
Ahmet VERDE (et-Temyiz sayfa 490)”
 Foto-Haber:Uğur Hüzmeli

Editör: TE Bilişim