Halkların Demokratik Partisi(HDP) Hatay İl Yönetimi 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla açıklama yayımladı.
HDP Hatay İl yönetimi adına Eş Başkanlar Hülya Ateş ve Kerem Nalbant tarafından yapılan açıklamada “Bugün 1 Eylül dünya barış günü!!! 
Dünya insanlık tarihi 1. Ve 2. Dünya savaşlarından sonra yaşadığı kıyımların durması ve barış bilincinin gelişmesi için 1 Eylül 1981 günü, Birleşmiş Milletler tarafından ‘Dünya Barış’ günü olarak ilan edildi. Ancak aradan geçen onca yıla rağmen, ülkemizde, bölgemizde ve yaşadığımız kürede, ölüm, yıkım, acı ve gözyaşı hiş eksik olmuyor. 2011 de Suriye’ye yapılan uluslararası müdahale sonrası yaşanan iç savaşta milyonlarca insan yerinden yurdundan göç etti, yüz binlercesi de ya öldü, ya da sakat kaldı. Bu ağır travmadan en çok etkilenen, kadınlar ve çocuklar olmuştur. Suriye’nin yaraları henüz sarılmamışken, uluslararası finans kapitaller, Ukrayna ve Rusya savaşını tetikleyerek, binlerce insanın ölümüne ve milyonlarcasının göç etmesine sebep olmuştur. Bugün gelinen aşamada savaşları kazananın olmadığı, kaybedenin insanlık olduğu bilinen bir gerçektir.
  Bugün ülkemizde yüz yılı aşkın süre gelen, Kürt sorununda çözümsüzlükte dayatılan şiddet sarmalı 100. Yılını tamamlamaya hazırlanan Cumhuriyetin kaynaklarının ezici çoğunluğunun nasıl heba edildiğine tanıklık ettik hep beraber. Geldiğimiz aşamada ülke tarihinin en derin yoksulluğunu yaşadığı artık sır değildir. Enflasyonda dünya şampiyonluğuna doğru koşar adımlarla ilerlediğimiz, işsizlikten ve derin yoksulluktan kaynaklı gençlerimizin yoğun biçimde yurtdışına nasıl göç ettikleri ortada dururken, içerde ve sınır dışında operasyonlarda ısrar etmek akıl tutulması olsa gerek. 
  Bugüne dek dünyada hiçbir ülke geleceğini savaşlarda arayıp ta bulamadı. Ülkelerin gelecekleri olsa olsa barışta saklıdır. Savaşın kazananı olmazken, barışın kazananı milyonlar, hatta milyarlar olmuştur.
  Kürt meselesini demokratik barışçıl yöntemlerle çözen Türkiye’nin bölge halklarının, barışına ve istikrarına  katacağı çok şey vardır. Ancak çözümsüzlükte ısrarın, diplomaside ayaklarına dolanan prangadan farksız olamayacaktır.    
 100. yılını tamamlayıp 2. Yüzyıla hazırlanan Türkiye cumhuriyetini yönetenler  ve ilerici kamuoyu bir yol ayrımına gelmiş bulunmaktadır. Geçmişte yapılan hatalarla yüzleşilip ya  ders çıkarılacak,  başta Kürt meselesi, Alevilere  eşit yurttaşlık hakkı gibi tüm ötekileştirilmişlerin haklarını yeni bir anayasayla teminat altına alıp çağdaş dünyayla bütünleş ilecek, ya da çözümsüzlükte ısrar edip Türkiye’yi dünyadan yalıtıp 3. Dünya devletleri konumunda kalmasında ısrar edilecek.” ifadelerine yer verildi.
Foto-Haber:Neslihan Sağaltıcı

Editör: TE Bilişim