Gazeteci - Yazar Neslihan Sağaltıcı
Yaşıtlarım ya da benden daha büyüklerin evinde televizyonla büyüyecek kadar şanslı olanlardan bahsediyorum elbette. Tabi o dönemlerde herkese nasip olmayan bir durum olan evinizde televizyon bulunması sizi şanslı yapıyordu… 
Siyah beyaz televizyonlar dönemiydi tabi ben herkes gibi televizyonun tek kanallı olduğu dönemlerdi demeyeceğim çünkü bizim evimizde iki kanal vardı. Biri TRT diğeri Suriye televizyonuydu. Evimizde her ikisiyle büyüdük. Belki ondandır müzik zevkimiz oluşurken hem Türkçe hem de Arapça şarkıların özel ve farklı olanlarına ilgimiz. Ki bu zevkin oluşmasında annem ve babamın katkısını da yadsıyamam. Çünkü biz o dönemde henüz çok küçüktük.
O dönemlerde biri vardı ki şahsına münhasır diyebildiğim ender sanatçılardan biri Ruhi Su, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Erkin Koray gibi dikkatimi çekmişti. 
İlhan İrem. 
Sesi, yaptığı müziği, şarkı söyleme tarzıyla farklıydı. İlkokul dönemlerimizde tabi ki yaşımızın da etkisiyle olsa gerek, “Boşver, boşver arkadaş, başka bulursun
Bütün kalbin sevinçle, neşeyle dolsun
En kötü günlerimiz hep böyle olsun
Mutluluklar bizimle elem yok olsun” nakaratıyla dilimize dolanan şarkısıydı. 
Gurbet çekenlerin ve ya içinde gurbeti büyütenlerden olduğumuzu söylemem gerek teyzeler, halalar, amcalar, dayılar, nineler ve dedeleri yılın belirli dönemlerinde görebildiğimizden olsa gerek “Giderken bıraktığım/ Asmalar üzüm olmuş/ Yerlerde bütün kollar/ Bütün bağlar bozulmuş/ Ben mi geç kaldım yoksa/ Mevsimler mi soğumuş?/ Görmeyeli buralara/ Olanlar olmuş, olanlar olmuş”’u dinlerken içimiz acıyarak sahip çıkmıştık.
80’ler sonrası biraz da siyasi bilincimizin oluşmaya başladığı kanımızın deli aktığı dönemlerde darbenin etkisinden yavaş yavaş kurtulduğumuzu sandığımız yıllarda Eurovision şarkı yarışmaları için yazdığı Zamanın en büyük Eurovision başarısı olan  evrensel barış mesajları içeren “Halley” ve ardından “Yurtta Barış Ve Dünyada Barış”’a ben de büyük bir şans vermiştim.
90’lı yıllarda 2 binli yılların başına kadar sahnelere ara verdi. Bu ülkede çok rastlayamadığımız inandıkları için parlak bir dünyaya, arkasında durabilecek ve onu her dönemin "büyük pop yıldızı" yapabilecek devlet kanallarına, en çok satan gazetelerin birinci sayfalarına sırt çevirdi.
Duruşu, siyasi görüşü, şarkıları her şeyiyle eleştirebilirsiniz onu ama hayatı boyunca hep kendi şarkılarını yazdı ve her şarkısında kendi hikayesini anlatmayı seçerken bazı hikayelerinde bizler de yer bulduk.
İlhan İrem, böbrek yetmezliği nedeniyle 28 Temmuz Perşembe günü 67 yaşında hayata veda etti. Ödülleri, besteleri, kitapları ve hatta küpesi ve siyah gözlükleriyle şahsına münhasır çağdaş bir ozanı gökyüzündeki yıldızlar arasına diğer ustalar arasına uğurladık. Ve o giderken yine onun sözleriyle uğurlayalım “Yalanı dolanıyla, geçeni kalanıyla, işte bizim bu hayat/ Ali Veli Maria, siyahı beyazıyla, işte bizim bu dünya”

Editör: TE Bilişim