Elektrik Faturaları Canımızı Yakmaya Devam Ederken Muhalefetin Ve İktidarın Sorunu Utturmaya Ve Susmaya Bırakmasına Karşı Bir Çığlık Yazısıdır. Çığlığımızın Sizin Tarafınızdan Duyulmasını Ve Duyurulmasını Umuyoruz
“Ülkemizin Yunanistan kadar olabilme ihtimalini sevmiştim.”  Yılmaz Erdoğan’ın, “Sevebilme İhtimali”  Şiirinden araklayarak bir giriş yaptım. “Komşuda pişer bize de düşer” inşallah diye devam edelim.  
Yunanlı kardeşlerimizi kıskandım ve özendim. “Yunanistan başbakanı Kyriakos Miçotakis, elektrik faturalarındaki ek maliyetlerin %60’ını hanelere geri ödeyeceklerini açıkladı.” diye yazıyor haber bültenleri. Türkiye’de elektrik faturasını ödeyemeyen milyonlarca vatandaşın elektrikleri kesiliyorken Yunanlı kardeşlerimizi kıskanmamak mümkün değil.  Faturaların makul ve sürdürülebilir bir düzeye indirilmesi acil bir ihtiyaçtır. Ülkemizde de  “Elektrik faturalarındaki ek maliyetlerin %60’ının hanelere geri ödeneceğini” vb kararları ve uygulamayı çok acilen bekliyoruz. Yukarda yazdıklarım iktidara yöneliktir. İktidar vatandaşın çığlığını duyar ve olumlu karşılık verir diye umut ediyoruz.
 MUHALEFETE
Bugünlerde muhalefet eleştirilir mi? Eğer muhalefetten toplum yararına bir umut olmasını istiyorsanız muhalefet eleştirilir. Dost acı söyler. Eleştirilmeyen iktidar yozlaşır, eleştirilmeyen muhalefet iktidar olmaz. Yükselen fiyatlar ve eriyen ücretler nedeniyle ülkemizin her tarafında tepkiler ve hareketlilik yaşanıyor. Toplumda biriken öfke siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını örgütsel veya bireysel çeşitli eylemler, yapmaya zorlamıştır. Muhalefetin ikircilikli tutumunu ana muhalefet partisi olması nedeni ile CHP’yi baz alarak masaya yatıralım. Toplumda ısınma ve kaynama yükseliyorken Ana muhalefet partisi genel başkanı elektrik faturasını ödemeyeceğini açıklaması ve elektriğinin kesilmesi kısa süreliğine “Saman Alevi” misali yüksek perdeden ses getirdi.  Ama öyle kaldı. 
CHP genel başkanının Halk için, halk adına, halk olmadan bireysel direnişi “Evet Ama Yetmez”.  Bireysel fatura ödememe eylemi,  eylemlilik sürecinin ilk adımı ise evet, bir anlamı olur. “Ama Yetmez.”  Ardı gelmez ise toplumdaki ısınmayı soğutma eylemi olarak kalır. Gündemlerin günlük hatta saatlik hızla değiştiği ülkemizde Kılıçdaroğlu’nun eylemi bir süre iyi ses getirdi ama yine gündemden düştü. Vatandaşın bütçesinin sindiremeyeceği ağırlıkta elektrik faturaları gelmeye ve milyonlarca vatandaşın elektriğinin kesilmesine devam ediliyor.  Eylemin toplumda ve amaca yönelik karşılığı, yansıması kısa ve yetersiz kalmıştır.
VATANDAŞIN MESAJI NEDİR?
İktidarda liyakat yok diyoruz. Ama maalesef muhalefette de liyakat yok. İktidar ve muhalefet toplumdan gelen mesajları okuma özürlüdür. Toplumsal mesajları doğru okuyabilenler doğru siyaset yapar. İktidarı ve muhalefeti ile siyasetçilerimizin toplum dışılığının en önemli göstergelerinden biride toplumdan gelen sinyalleri algılayamamadır. Dar gelirli vatandaşın siyasi partilere ve diğer demokratik kitle örgütlerine verdiği mesajı birlikte okuyalım. Vatandaş faturayı ödemeyeceğim demiyor. Bütçem yetse ödeyeceğim, ama fahiş fatura gücümü aşıyor ödeyemiyorum diyor. Durum tespiti yanlış yapılınca hareket biçimi ve içeriği de yanlış olur ve sonuç alınamaz.   
Ödemiyorum demenin yükü ağırdır ve “Kırkı kırk yararak” ay sonunu getirmeye çalışan vatandaş bu eylemin yükünü taşıyamaz. Bundan dolayı da ödemiyorum eylem olarak kitleselleşemez.  Elektrik kesme, bağlama ücreti ve gecikme faizi zaten aşırı yüksek olan faturayı daha da yükseltecektir. Elektrik olmasa da olur bir meta değil, zorunlu ihtiyaçtır.  Çoluk çocuk, öğrenci ödev yapacak, elektrik ve internet, Yaşlı, hasta engelli, vb elektriksiz kalamaz. Teknoloji ve pandemilerin çağında işini evinde yapan,  evinden takip etmek zorunda olanlar, internet üzerinden çalışma hayatına devam edenler faturayı ödemiyorum diyemez. Çamaşır, bulaşık, buzdolabı vb aletler çalışan eşler için vazgeçilmez olduğu için elektrik faturasını ödemeyeceğim diyemez. Faturayı ödememe eylemi vatandaşların ezici çoğunluğunun yapabileceği, ulaşabileceği içerik ve biçime sahip değildir. Ödemiyorum bireysel eylemi tuzu kurugillerden bir sol sapmadır. Sol sapma, sol gösterip sağ vurmadır. Kitlenin ulaşamayacağı eylem mesajı, kitleyi Pasifize etmektir.
NE YAPMALI? BİR ÖNERİ
İster iktidara oy versin ister muhalefete oy versin fahiş elektrik faturalarından muzdarip olan bütün vatandaşların rahatça katılabileceği, sürdürülebilir, ulaşılabilir, “yükte hafif pahada ağır” etkinlikler, performanslar, eylemlilikler gerekiyor. Yapılabilecek kitlesel eylemler, performanslar ile ilgili yaratıcılıkta sınır yoktur. Misaller vermek gerekirse şöyle olabilir.  Elektrik fiyatları makul seviyeye çekilene kadar her gün saat 21 de bir vatandaş kendi evinde bir dakika boyunca elektrik ışığını açıp kapayabilir mesela. Büyük ihtimalle kendileri de elektrik faturası mağduru olan güvenlik güçlerine halka saldırma emri verilmesine fırsat vermemek için meydanlara inmeyebiliriz mesela. Fahiş elektrik faturalarından başlayalım. Eylemlerin içeriğini ve biçimini darlaştırıcı başka amaçlar katmak başarısızlığa uğratır. Toplum olarak kendimize güvene başarmaya da ihtiyacımız var.  Bilgi kirliliğine ve algı operasyonlarına meydan vermemek için biçim ve içerik sade ve anlaşılır olmalıdır.
SONUÇ
İktidarı Elektrik faturalarında indirim yapmaya davet ediyoruz. Demokrasi güçlerini, muhalefeti misyonunu yerine getirmeye davet ediyoruz.  Yapmazlarsa ne olur?   Yine atasözü ile devam edelim “ Hak Bildiğin Yolda Yalnız da Olsan Yürüyeceksin” demiş.  Halk kendiliğinden eylem başlatırsa,  İktidar, muhalefet, kendine demokrasi gücü, ileri gelenler vb. diyenler de arkadan yetişmeye koşturur. Öncü değil artçı olurlar.” 

Editör: TE Bilişim