Eğitim Sen Samandağ Şubesi 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla Abdullah Cömert Alanında basın açıklaması yaptı. 
Eğitim Sen Şube Yönetimi ve üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasını Esat Kudret yaptı. 
Kudret, yapacakları basın açıklamasıyla ilgili kendilerine ayna tutmak ve özeleştiri vermek istediklerini belirterek “İnsanın insana, emekçinin emeğe yabancılaştığı, bireysel haksız çıkarların toplumsal çıkarların önüne konduğu, bana dokunmayan yılan bin yaşasın denilen karanlık günlerden geçiyoruz. Zor, bir o kadar da güzel bir ülkede yaşıyoruz. Geçen hafta, hafta boyunca okullarımızın, öğrenci ve öğretmenlerimizin sorunlarını alana taşıdık. Önceki aylarda halkımızın sorunlarını kesintisiz bir ay boyunca alandan dile getirdik. Bugün bizim günümüz ve istedik ki bugün kendimize ayna tutalım, halkımızın huzurunda açık yüreklilikle öz eleştirimizi verelim. Temenni ederiz ki yerelden genele tüm iktidar sahiplerine vesile oluruz. Ve temenni ederiz ki karanlığa gücümüz ölçeğinde bir mum yakarız.” dedi.
BU ÜLKENİN AYDINLIK YÜZÜ SEVGİLİ ÖĞRETMENLERİMİZE VE HALKIMIZA
Kudret, Eğitim Sen Samandağ Şubesi adına yaptığı açıklamada “ Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler günü. Hemen hemen her iktidar döneminde olağan ve özellikle son çeyrek asırda iradi olarak ve hızlandırılmış bir şekilde, bu ülkenin aydınlık yüzü olma iddiasından uzaklaştırılmaya çalışılan, karanlığın hizmetkârı olmaya zorlanan öğretmenlerin günü…
Bugün 5 Ekim ve biz, bu ülkenin aydınlık yüzü olma iddiası taşıyan eğitim emekçilerinin, içimize yerleştirilmeye çalışılan karanlığa karşı aydınlık ile savaş açma günüdür. Öncelikli savaşımız içimize yerleştirilmeye çalışılan karanlıkladır.
Bugün AKP iktidarının bizim mesleğimizi riyakarca kutsarken pratikte tam tersi, performans ucubeliği, güvencesiz istihdam, sürgün, açığa alma, ceza, gözaltı, tutuklama ve sefalete mahkûm etme yol ve yöntemleri ile bizlere biati dayattığı doğrudur.
Okullarımızı bir işletme, bizleri tüccar, öğrencilerimizi müşteri gördüğü ve en temel anayasal hak olan eğitim hakkını yok saydığı doğrudur.
Müfredatı, ders kitaplarını, ders içeriklerini demokratik, laik, bilimsel dünyadan her geçen gün daha da uzaklaştırdığı doğrudur.
Hatta eğitim emekçilerinin örgütlülüklerinin içini boşaltma uğraşı verdiği, kendisi ile uzlaşmayı dayattığı ve devşirme, sarı, işbirlikçi bir sendika ile emeği, emeğin gücünü tarumar ettiği de doğrudur.
Ancak bunların hiçbiri, “Öğretmen Yalvarmaz, Öğretmen Boyun Eğmez, Öğretmen El Açmaz, Öğretmen Ders Verir” diyen Fakir Baykurt’un aydınlık yüzlü öğretmenleri için karanlığı kanıksamanın, sessiz kalmanın yahut doğrudan tarafı olmanın bir gerekçesi olamaz, olmamalıdır.
Çünkü Fakir Baykurt’un aydınlık yüzlü öğretmenleri; Eğitimin bir hak olduğunu bilir. Bu hakkın tam anlamı ile bilimsel, nitelikli, laik, ücretsiz ve erişilebilir olması için uğraş verir.
Okulu işletme, kendini tüccar, öğrencisini müşteri olarak görmez, göz yummaz, aracı ve taraf olmaz.
Eğitimin tüm taraflarına (Öğrenci, veli, öğretmen, idareci, hizmetli vb.) eşit, adil ve saygı temelli yaklaşır. “Üstünün” keyfiliğine boyun eğmez, taraf olmaz, rıza göstermez. Hiçbir tarafın üstü olma derdi olmaz.
Her şeyden önce öğrencinin-çocuğun yararı der.  Bunu yok sayan, öteleyen, gereksiz kılan hiçbir söz ve eylemin içinde olmaz, taraf olmaz, onay vermez.
Okulu dört duvardan ibaret görmez. Öğretmenliğini saat ile sınırlamaz, sorumluluk üstlenmekten korkmaz, imtina etmez.
Üretkendir, tartışır, model olur ve umut verir.
Kişisel menfaatini mesleğinin ahlakının önüne koymaz, toplumsal menfaatin aynı zamanda herkes için kişisel menfaat olduğunu bilir, savunur, anlatır.
Görendir, duyandır, bilendir.
Emeği en yüce değer sayar ve sınıfını, safını bilir. Satmaz, satın alınamaz.
Emeğin demokrasisini her yerde kollar, işletir. Emek hırsızlığı yapmaz, koltuk için diplomasını rehin vermez.
Öğrencisinin harçlığına göz dikmez.
Her daim öğrenci olduğunu ve öğrenebildiği sürece öğretmenlik yapabileceğini, herkesten ve özellikle öğrencisinde de öğrenebileceğini bilir.
Tevazu sahibidir. Kibrin kendisi için en amansız pranga olduğunu bilir.
Ve en önemlisi, yürek sahibidir. Bir böceğin dahi kıymetini bilecek ve saygı duyacak ve yeri geldiğinde bütün dünyayı karşısına alabilecek kadar…
Fakir Baykurt’un aydınlık yüzlü öğretmeni budur. Fakat ne yazık ki hemen hemen  çeyrek asırlık bir süreçte toplumun geneline sirayet eden bencillikten, bireysel çıkardan, biatten ve umutsuzluktan, yani karanlığa teslimiyetten bu ülkenin aydınlık yüzlü öğretmenleri de nasibini aldı. “Savaşımız içimize yerleştirilmeye çalışılan karanlıkladır” derken kastımız bu…
Umutsuz hiç olmadık ve değiliz. Dün bu karanlığa meydan okuyanlar ve ben bu ülkenin aydınlık yüzüyüm diyenler bir yere gitmedi, halen varlar. Çağrımız onlara:
Yükümüz ağır, yolumuz zor ve çetin. Bu yolu gelin hep birlikte taşlarından ayıklayalım. Karanlığın içimize çöreklenmesine izin vermeyelim. Şimdi bir mum yakmanın tam zamanı…
5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun.” ifadelerine yer verdi.
     Foto-Haber:Neslihan Sağaltıcı

Editör: TE Bilişim