TBMM’de görüşülen, “zeytinlik alanları maden ve sanayi şirketlerine tahsisi”ni de kapsayan Torba Kanun Teklifi tepki çekmeye devam ediyor. 
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) adına Nilgün Karasu, Bu yönetmelik uygulanırsa milyonlarca zeytin ağacımız kirli teknolojilere alan açılması için yok edileceğinivurguladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi.
“Zeytinciliğin gıda güvenliğinde, ekosistemde ve insan sağlığında çok önemli bir yeri vardır. Ülkemiz Dünyada, zeytin ve zeytinyağı üretiminde çok önemli üretici ülke konumundadır.                  
 Zeytin, her yerde yetişen sıradan bir ağaç değildir. Dünyada ağırlıklı olarak Akdeniz Havzası'nda yetişir. Dünyada üretimi kısıtlıdır. Ülkemizde Zeytinliklerimiz 1939'dan itibaren yürürlükte olan 3573 Sayılı “zeytin yasası ile korunmaya çalışılmaktadır. Bu yasaya rağmen zeytin alanlarımız ranta kurban edilmek istenmektedir.  
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, zeytinliklerin madencilik ve sanayi faaliyetine açılmasına ilişkin 1 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelği, Danıştay 8. Dairesi ve 10.Dairesi'nin Madencilik Yönetmeliği'ndeki düzenleme ile ilgili yürütmenin durdurulması kararı verilmesi ile bir kez daha zeytin katliamına "dur" denilmişti. 
Bu kararın ardından;  
Zeytinlikler bu kez Torba Kanun Teklifi ile yine Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu, “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 14 Aralık Çarşamba günü saat 11:00’de TBMM’de görüşülecek. Görüşülecek olan bu yasa ile zeytinlik alanları yine maden ve sanayi şirketlerine tahsisi planlanmaktadır. Yasa da zeytinlik alanlarında madencilik ve sanayi faaliyetine izin verilmesi, zeytinliklerin taşınması, taşınan ve yok edilen zeytinlik alanı kadar alanın zeytinlik olarak tesis edilmesi hükmü getirilmiştir. Bu karar kandırmaca olup, bilimsel bir karar değildir. Zeytin alanları bütünsel bir ekosistemi kapsar. Bu yasa, zeytin alanlarımızın ekosistemine zarar vererek yok edecektir. Madencilik ve sanayi faaliyeti yapılan zeytinlik alanlarının tekrar eski zeytinlik konumuna getirilmesi, Taşınan ve yok edilen zeytinlik alanı kadar alanın zeytinlik olarak yeniden tesis edilmesi bilimsel olarak mümkün değildir. 
Kirli teknolojilerin kurulumu ve işletimi sonucunda Ülkemizin havası suyu ve toprakları kirlenmiş olup, Gıdada kendine yeten ülkeler arasında iken son zamanlarda zeytin ve zeytinyağı hariç çoğu gıdayı dış ülkelerden ithal etmek zorunda kalmış  ve gıda da dış ülkelere bağımlı olmuştur.
Bu yönetmelik uygulanırsa milyonlarca zeytin ağacımız kirli teknolojilere alan açılması için yok edilecek, zeytin üretimimiz zamanla çok azalacaktır. Ülkemiz, emniyetle tükettiğimiz zeytin ve zeytin yağını ithal etmek zorunda kalacaktır. Zeytincilikten geçimini sağlayan çiftçilerimiz işsizliğe ve yoksulluğa mahkum edilecektir.
Mevcut bulunan zeytincilik yasası çoğu bölgelerde kirli teknolojilerin, maden ocaklarının kurulumunu engellemektedir. Dolayısıyla ülkemizde rantı ve talanı da engellemektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, yeniden gündeme getirdiği zeytinliklerin madencilik ve enerji faaliyetine açılmasına ilişkin yasa değişikliği, halen yürürlükteki Zeytincilik Yasasına ve kamu yararına da aykırıdır.
Anayasanın 56. Maddesine göre Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Ekosistemimizi ve sağlığımızı bozacak, kamu yararına aykırı olan bu yasanın derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. Anayasal hakkımızı korumak için zeytinlik alanlarımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Demokratik ve hukuksal mücadelemiz bundan sonrada devam edecektir. Herkesi Zeytinliklerimize sahip çıkmaya davet ediyoruz.”                                                                                                         
Foto-Haber:Uğur Hüzmeli
 

Editör: TE Bilişim