Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim Sen’in genel başkanlarıyla bugün ‘eğitimde şiddet’ konusunda toplantı yaptı. Toplantının ardından yapılan açıklamaya Eğitim Sen ve Eğitim-İş katılmadı. Tekin, "Öğretmenlik Meslek Kanunu taslak metni önümüzdeki günlerde Meclis'in onayına gelecek. Bu tür fiillere karşılık ceza kanunlarında öngörülen cezaların yüzde 50 oranında artırımlı olarak verilmesini, bu fiilleri işleyenlerin hapis cezalarının ertelenmesinin engellenmesini, bu fiillerin doğrudan tutuklama talebi sayılarak, bu fiilleri işleyenlerin tutuksuz yargılanmasının yolunun kapatılmasını talep ettik" dedi. Bakanlık önünde ayrı bir açıklama yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kemal Irmak, "Bakan, ‘ben yaptım oldu, gelin siz de sözünüzü söyleyin gidin’ tutumu içerisindeydi, bunu kabul etmiyoruz" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bugün 4 eğitim sendikasıyla son günlerde öğretmenlere yönelik artan şiddet olaylarıyla ilgili bakanlıkta toplantı yaptı. Toplantıya, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak katıldı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada Eğitim Sen ve Eğitim-İş genel başkanları yer almadı. İki sendika başkanı, bakanlık önünde ayrı bir basın açıklaması yaptı.

“ÖĞRETMENLERİMİZİ KİMSEYE EZDİRMEYECEĞİZ”

Açıklamasına İstanbul’da öğrencisinin silahlı saldırısına uğrayarak yaşamını yitiren öğretmen İbrahim Oktugan’a başsağlığı dileyerek başlayan Milli Eğitim Bakanı Tekin, “Bizler öğretmenlerimize ve eğitim ailemizin her bir ferdine yönelen her türlü şiddeti, ülkemizin geleceği ve varlığına yapılan bir saldırı olarak nitelendiriyoruz. Şiddetle kınıyoruz” dedi.

“Meslektaşlarımıza yapılan bu tür çirkin saldırıların son bulması için tüm gücümüzle mücadele etmeye kararlıyız” ifadelerini kullanan Bakan Tekin, “Bu konuda bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız sürecin sonuna kadar takipçisi olmamız konusunda bizleri talimatlandırdı. Bakanlık olarak bizler de bu tür olaylarla karşı karşıya kalan arkadaşlarımızla ilgili başta yargı süreçlerine bizzat müdahil olup takip etmek üzere alabileceğimiz bütün tedbirleri alıp, her türlü adımı atmaya kararlıyız. Bu süreçte bize destek olan emniyet mensuplarımıza ve yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizin güven içinde eğitim görebilmeleri, için gereken her şeyi yapma konusunda kararlıyız. Öğretmenlerimize yönelen baskı ve şiddeti asla kabul etmeyeceğimizi, kimseye ezdirmeyeceğimizi buradan tüm Türkiye ile paylaşmak istiyoruz” diye konuştu.

“AİLE HAVASINDA HEP BERABER SAHİP ÇIKALIM”

“Bu acı olay eğitim camiası olarak üzerinde sürekli düşündüğümüz ve derinlemesine mücadele ettiğimiz bir konu olan eğitimde şiddetin kökünü kazıma çabamızın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu soruna çözüm üretmek topyekun ve kararlı mücadele ile mümkündür. Bizler bu konuda alınması gereken bütün tedbirleri bugüne kadar almaya çalıştık. Bugün alıyoruz. Almaya devam edeceğiz. Ancak bu konuda velilerimizden, sivil toplum kuruluşlarından, kamu kurumlarından ve tüm paydaşlarımızdan bize destek olmaları, kendi sorumluluklarını da özenli bir biçimde yerine getirmelerini özellikle istirham ediyoruz. Öğretmen arkadaşlarımızdan da bir beklentim var. Aramızdaki her türlü fikir ayrılıklarına, düşünce ayrılıklarını, yaşam tarzı farklılıklarını bir tarafa bırakarak mesleğimizin onuruna ve meslektaşlarımızın hukukuna bir milyondan fazla mensubu bulunan bir aile havasında hep beraber sahip çıkalım.

“ÖĞRETMEN MESLEK KANUNU TASLAĞI MECLİS’İN ONAYINA GELECEK”

Öğretmenlik Meslek Kanunu, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildikten sonra bakanlığımız kanun süreciyle ilgili yeni bir hazırlık aşaması başlattı. Bu süreç devam ediyor. Hazırladığımız kanun içerisinde öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddet içeren fiillerle ilgili olarak şu hükümlere de taslakta yer verdik; Bu tür fiillere karşılık ceza kanunlarında öngörülen cezaların yüzde 50 oranında artırımlı olarak verilmesini teklif ettik. Bu fiilleri işleyenlerin hapis cezalarının ertelenmesinin engellenmesini talep ettik. Bu fiillerin doğrudan tutuklama talebi sayılarak, bu fiilleri işleyenlerin tutuksuz yargılanmasının yolunun kapatılmasını talep ettik. Bir de kanun metninde özel eğitim kurumlarında görev yapan ve diğer eğitim kurumlarında çalışanların da görevleri sebebiyle kendilerine işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmalarını teklif ettik. Hazırladığımız taslak metin önümüzdeki günlerde Meclis’in onayına gelecek. Öğretmenlerimizin sorunlarına kulak vermek, onların sesi olmak en önemli görevimiz olacak.”

“MESLEK KANUNUN ISRARLA TAKİBİNİ YAPACAĞIZ”

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise cuma günü 81 ilde açıklama yapacaklarını ve iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini belirterek şöyle konuştu.

“Söz konusu eğitimcinin ve eğitim çalışanlarının canı ise burada hiçbir ayrılık konusu gözetilmeden ortak hareketi son derece önemli buluruz. Biz bu konuda hassasız. Meslek kanunu tartışması geçen dönem yapıldığında biz şiddete ilişkin düzenlemeyi ısrarla istemiş bunun da fikri takibini yapmış ve genel kurul aşamasında da elimizden gelen bütün gayreti gösterdik. O günden bu güne cereyan eden şiddet hadiselerinin hepsi de tepkimizi tavrımızı ortaya koyduğumuz gibi acılı ailelerin ve yaralı arkadaşlarımızın yanında olduk. Bakan’ın meslek kanuna ilişkin özellikle düzenleme konusunda paylaştığı kısmı son derece kıymetli buluyorum. Takibini ısrarla yapacağız.”

“ÖĞRETMENE SAHİP ÇIKMAK, ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKMAK DEMEKTİR”

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ise şöyle konuştu:

 Ayhan Bora Kaplan davasında işkence gördüğünü iddia eden Erkan Doğan dinlendi: ‘’Kendi deyimleriyle siyasi konjonktörü arkalarına alıp hareket ediyorlar’’ (1) Ayhan Bora Kaplan davasında işkence gördüğünü iddia eden Erkan Doğan dinlendi: ‘’Kendi deyimleriyle siyasi konjonktörü arkalarına alıp hareket ediyorlar’’ (1)

“Bu ilk değildi. Daha önceki yıllarda da öğretmenlerimizi kaybetmiştik. Bunun son olmasını arzu ediyoruz. Bu anlamda meslek kanunu içerisinde eğitimcilere yönelik şiddeti önleyici tedbirlerin, yasal düzenlemelerin bir an önce yapılacağı haberini memnuniyetle karşıladık. Bir daha böyle elim hadiselerin yaşanmasını önleyecek tedbirler hayata geçirilir. Öğretmenlerimiz, herkesin şiddet uygulayabileceği bir meslek grubu haline geldi. Bundan büyük acı duyuyoruz. Topluma, ailelere ve velilerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. Öğretmene sahip çıkmak demek, toplumun geleceğine ve çocuklara sahip çıkmak demektir.”

“BURADAN BİR ADIM ATACAĞINIZI SÖYLEYİN, BİRLİKTE OLALIM DEDİK”

Bakanlık önünde basın açıklaması yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Bu ülkede bir öğretmen ölmüş. Bakın şiddet değil, daha ötesi. Yalnızca kameralar karşısında kınayınca geçecek mi bu? Olmaz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Müfredat ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla ilgili de ‘biz yaptık, ettik’ deseler de mücadelemiz bitmeyecek. Bu müfredata karşı bakana da söyledim. Ya yanlış yaptıysanız? 22 yıllın sonunda aslında yanlış yapıldığını siz ortaya koyuyorsunuz. Bunun bedelini çocuklar ödüyor. Yine yanıldıysanız ne olacak? İddia ediyorum, sizinle birlikte bu müfredat da dayatmacı anlayış da gidecek. Eğitim-İş olarak çocuklarımızın ve eğitimcilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Buradan bir adım atacağınız söyleyin o zaman birlikte olalım dedik. “Bunlar çok uzun konular, bunları tartışınca ortaya bir şey çıkmıyor.” dedi. Eğitimin yüzlerce sorunu var.”

"BU TAVRI KABUL ETMİYORUZ"

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise şunları kaydetti:

“Bakan’a geçen hafta Avrupa’da bazı okullara yaptığımız ziyaretlerde o okullarda alınan önlemleri ve tedbirleri söylediğimde Bakan’ın buna kayıtlı olmadığını fark ettim. Sadece Bakan’ın bizi buraya çağırma sebebi, bir meşruiyet... Sorunlar var ama bakın birlikte yürütüyoruz duygusunu topluma vermekti. Eğitimi piyasaya açmaktan, eğitimi dinselleştirme çabalarından vazgeçip tamamen laik, bilimsel, demokratik eğitim konusunda eğitimin tüm bileşenleriyle demokratik süreçleri işleterek bir müfredat hazırlamak olmalı. Bunun dışındaki bir tavrı kabul etmeyeceğiz. Yarın da bakanlık önünden Meclis’e kadar yürüyeceğiz. Bakan, ‘ben yaptım oldu, gelin siz de sözünüzü söyleyin gidin’ tutumu içerisindeydi bunu kabul etmiyoruz.”

Kaynak: anka