MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Nevruz Bayramı'ndan, 1915 Çanakkale Köprüsü eleştirilerinden ve Rusya ile Ukrayna arasında Türkiye'nin kritik rolünden bahseden MHP liderinin, polisin Adana'daki Furkan Vakfı eylemine yönelik orantısız müdahalesine ilişkin söyledikleri ise dikkat çekti.

Bahçeli, "Furkan Vakfı'nın geçmişi bellidir. Artık bardağı taşırmışlardır. Bunlarda ihlas ve iman mumla aransa da bulunamaz. Bunlara şerefli Türk polisi müdahale etmiştir. Süleyman Soylu soyismi gibi soyludur. Polis görevinin gereğini yapmış, yaptırım gücünü göstermiştir" ifadelerini kullandı.

"NEVRUZ, KUTLU ERGENEKON ATEŞİDİR"

Bahçelinin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Dün Nevruz Bayramı'nı kutlamanın memnuniyetini yaşadık. Nevruz, yalnızca bir mevsim döngüsü değil, dostluk ve kardeşliğin, kaynaşmanın timsalidir. Binlerce yıllık tarihte köklü bir kucaklaşma fırsatıdır. Bu kadim ve kültürel mirasımız, birlik ve beraberliğin göstergesidir. Benim de dileğim milletimizin daima birlik ve beraberlik içinde olmasıdır. Beraber ağlayıp birlikte gülen aziz millet, inanıyorum ki asla kötücül emellere geçit vermeyecektir. Aynı şekilde terörizme yakasını kaptırmış lekeli mihrakların değil, Türk'ün günüdür. HDP'nin hafta sonu düzenlediği Nevruz kutlamaları yine tahriğe sahne olmuştur. HDP'nin bir eş başkanı boyundan büyük laflar ederek bölücülüğün sesi olmuştur. Bir teröristin Selahattin Demirtaş'a barış insanı demesi kabul edilemez. Bir teröriste barış insanı denmez, yeri Meclis değil parmaklıkların ardıdır. Nevruz kutlu Ergenekon ateşidir. Bütün Türk kardeşlerimiz Nevruz'unu kutluyorum.

"MUSTAFA KEMAL, ÇANAKKALE'NİN HER YERİNDEDİR"

Türk milletinin tam bağımsız bir halde kıyamete kadar baki kalmasını diliyorum. Çanakkale'de milletimiz bir destan yazmıştır. Bu bir itibar vesikası olarak tarihe geçmiştir. Atatürksüz Çanakkale diyenlere sesleniyorum. Mustafa Kemal diğer kahramanlarımız gibi Çanakkale'nin her yerindedir. Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum diyen o haykırış hala Çanakkale'dedir. Hiçbir densiz Atatürk'e, Çanakkale'ye laf edemez. Çanakkale zaferinin Atatürk'le değil köprüyle anıldığı yorumunu yapanlar hiçbir şey bilmezler. Yapılan her anıta saldıranlar, bunların kalpleri mühürlüdür. Çanakkale Türk milletinin namus kilididir.

Bizim feyzimizin ana kaynağı bellidir. Türkiye'yi kötüleme yarışına girenlerin soyunun sopunun nereye dayandığı meçhuldür. Bunların durmadan sufle aldığı taraf karanlıktır.

"KÖPRÜDEN GEÇMEYECEKSENİZ DENİZE ATLAYIN"

18 Mart 2022'de hem zaferimizi andık hem de muazzam bir eserin açılışına gururla şahitlik ettik. Çanakkale bugün de geçilemez. Çanakkale'de kötü niyet dışında geçiş müsaadesini veren sadece Türk milleti olacak ve o da bu köprüden yapılacaktır.

1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılışından rahatsız olanların kendilerini hemen ele vermeleri dikkatimizi çekmiştir. Birileri hemen nifak üretmeye başlamıştır. Bazı medya organları ve sakat zihniyet sahipleri geçiş ücretini göstererek saldırmışlardır. Diyorlar ki, bu köprü millete yeni bir masrafmış. Hedefleri tutmazsa millet ödeteceklermiş. CHP, vurgun iftirası da attı. O köprüden siz de geçeceksiniz. Bu kadar mı gözünün körleşti, gönlünüz köhneleşti? Madem diyecek iyi bir lafınız yok, susun da adam sansınlar. Köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayın. Bunların asıl hazımsızlığı Çanakkale zaferi. Kuyruk acıları var, Çanakkale'nin rövanşını almak istiyorlar ama daha önce yapamadıkları gibi asla başaramayacaklar.

"TTB DERHAL KAPATILMALIDIR"

İhanet edene göz yummayız. TTB isimli bölücü yapı, Türk hekimlerini temsil edemez. Doktorlarımız bizim şifamızdır. PKK'nın yanında olanlar TTB'dir. Bölücülüğün propagandasını yapan, zillete bulaşan bunlardır. Bizim TTB'ye yönelik haklı eleştirilerimiz, yönetimindeki birkaç Türkiye düşmanıdır. Onun dışında hiçbir hekimimiz bundan alınmamalıdır. TBMM'ye sunulan ve ilgili komisyona havalesi yapılan sağlık suçlarının sona erdirilmesi için yapılan kanun değişikliği teklifini ön şartsız kabul edeceğiz. Bu suçların ceza kanunundaki katalog suçlarından sayılması önemlidir. Her meslek mensubu insan onurunu incitmekten çekinmelidir.

Biz geçmişte insan onurunu ayaklar altında alanlarla mücadele ettik. 1970'li yıllarda hain bir kurşunun bedenine ispat ettiği bir arkadaşımız hastaneye hemen yetiştirildi ve müdahaleye ihtiyacı vardı. O dönem çetin yıllardı. Yaralı olarak hastaneye götürülen kardeşimiz ülkücü olduğu için acil servisteki bazı görevlilerin bu faşiste bakmayız dediği dün gibi aklımızdadır. Biz kahpe tuzakları aşarak bugünlere geldik. Hangi kitapta böyle bir şey vardır? İşte o zihniyetin bugünü TTB'dir. Cani Öcalan'la ilgili kurulan özgürlük platformunda bu birliğin başkanı var mıdır yok mudur? Türkiye'nin uluslararası mahkemelerde yargılanmasını söyleyen bu kişi değil midir? Teröristlere dostluk ve barış ödülü veren bunlar değil midir? TTB derhal kapatılmalı, bölücüler yargılanmalıdır. Milletimizin haklı beklentisi budur. Adaletin tecellisi ancak böyle sağlanır. Bu birlik, adları önündeki Türk'ü hak etmemektedir.

"ZELENSKİY'Yİ PARLAMENTOLARINA ALIP ALKIŞLAYANLAR SAMİMİYETSİZ"

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta Cumhurbaşkanımızın çalışmaları barış isteğini diri tutmaktadır. İki tarafa da sirayet ettirdiğimiz pozitif siyasi tutum, umut vermektedir. Putin'in ise üçüncü dünya savaşından bahsetmesi endişeleri körüklemektedir. Müzakere edilen ilk 6 maddelik taslak metnin neredeyse tamamında mutabakat sağlandığı yapılan açıklamalarla anlaşılmıştır. Türkiye ise bu süreçte aktif rol oynamıştır. Hazırlıklı ve uyanık olmak hayati önemdedir. Karşılıklı enformasyon mücadeleleri de gittikçe şiddetlenmektedir. Yaşanan trajedilere, çocukların katledilmesine son verilmelidir. Diplomasiyle her müşkül aşılabilir. Türkiye'nin çok boyutlu ve dengeli politikalarının önemi dünya tarafından da görülmektedir. Bir tarafta barış ve ateşkes çağrısı yapıp bir taraftan savaşanlara silah satan ülkelerin fırsatçılığı ortaya çıkmıştır. Hiçbir ülke Türkiye kadar iyi niyetli değildir. Bu ülkelerin devlet başkanları Cumhurbaşkanımız eşliğinde mesela İstanbul'da bir araya gelerek her şeyi çözebilir. Savaştan nem alan güç tahkimi peşindeki ülkelerin emellerini boşa çıkaracaktır. Türkiye, bu sorumluluğun icra ve ifasında sorumluluğunu göstermiştir. Ama savaşı uzatmaya çalışanlar da vardır. Zelenskiy'yi parlamentolarında ağırlayıp alkışlayanlar samimiyetsizdir. Tiyatroya gerek yok. Bunu izleyip de aldanacak kimse yoktur.

"MÜCADELE ETTİĞİMİZ TERÖRÜ DESTEKLEYENLERLE NATO ÇATISI ALTINDAYIZ"

Ukrayna'nın kendi iradelerine engel olan ABD'ye ne zaman sorulacaktır? Bu güne kadar NATO ne yaptı, ABD ne yaptı? NATO ülkeleri arasında yaptırıma uğrayan tek ülke Türkiye'dir. Diplomatik tuzaklar kuran, mücadele ettiğimiz terör örgütlerini destekleyenlerle aynı NATO çatısı altındayız. Kuzu postuna bürünmüş hiçbir ülke bize adalet dersi veremez, istikamet çizemez. Neden S-400 aldınız diyemez. Türkiye kahraman bir kuşağın eseridir. Son söz de Türk milletinindir. Dostu da biliriz, düşmanı da tanırız.

"SÜLEYMAN SOYLU SOYİSMİ GİBİ SOYLUDUR"

Biz bölücü hiçbir örgüte geçit vermeyiz. Geçtiğimiz hafta sonu Adana'da gerçekleşen hadiseleri dikkatle incelemek gerekir. Vakıfların nasıl olduğu, bağlı olduğu kararlar Anayasada bellidir. Kararname ile kapatılan Furkan Vakfı'nın geçmişi bellidir. Artık bardağı taşırmışlardır. Bunlarda ihlas ve iman mumla aransa da bulunamaz. Bunlara şerefli Türk polisi müdahale etmiştir. Süleyman Soylu soyismi gibi soyludur. Polis görevinin gereğini yapmış, yaptırım gücünü göstermiştir. Bu sözde vakfın kimlerim kumandası altında olduğunu herkes az çok bilmektedir. Şayet tedbir almazsak başka 15 Temmuzları yaşamamız mümkündür. Tedbir almazsak terörist başlarının sonu gelmeyecektir."

Editör: TE Bilişim