2021 Tüm Emekliler Sendikası, bugün TBMM önünde 2024 bütçesini protesto etti. Sendika Genel Başkanı Salman Hürkardeş, “Emekli olduktan sonra iş aramak ve çalışmak istemiyoruz. Ömrümüzün sonbaharında dinlenerek, kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza zaman ayırarak huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyoruz. Ayrımsız, tüm emekli yurttaşlar için insanca ve onurluca bir yaşam huzur ve güvenilir, çocuklarımız ve torunlarımız için sosyal güvenceli bir gelecek istiyoruz. Toplu sözleşmeli sendikal hak istiyoruz” dedi. DEM Partisi İzmir Milletvekili İbrahim Akın ise “Şunu üzülerek söyleyeyim ki Meclis'teki mevcut tablo maalesef sarayın daha çok memur gibi davranan vekiller ile dolu. Bu bütçe halk, emekçiler, ezilenler, çalışanlar tarafından kabul edilecek bir bütçe değildir” diye konuştu.

2021 Tüm Emekliler Sendikası, bugün TBMM Çankaya Kapısı önünde 2024 bütçesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına DEM Parti İzmir Milletvekilleri Kezban Konukçu ve İbrahim Akın katıldı.

2021 Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Salman Hürkardeş, açıklamasında şunları kaydetti:

“EMEKLİ MAAŞI KİRAYA YETMİYOR”

“Açlık sınırının 18 bin lirayı, yoksulluk sınırının 53 bin lirayı bulduğu ülkemizde, ev kiraları sürekli artarken, asgari ücretin bile altındaki 7 bin 500 lira emekli maaşıyla açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum edilen milyonlarca emekli açlık sınırının altında yaşama savaşı veriyor. Çarşıda, pazarda ve markette zamlar yağmur gibi yağıyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor. Elektrik ve doğal gaz faturaları ödenemez miktarlara ulaşıyor. Emeklinin mutfağı alev alev yanıyor.

“SİYASİ İKTİDAR, DEVLET BÜTÇESİNDEN KARŞILADIĞI ÜÇER BEŞER MAAŞ VE HUZUR HAKKI ÖDEMELERİYLE YANDAŞLARA, DOST VE AKRABALARA ULUFE DAĞITIYOR”

Emekli maaşının yetersizliği nedeniyle, günlük gıda ve temel harcamalarını Tüketici Kredisi ve Kredi Kartı kullanarak karşılamak zorunda bırakılan emekliler her geçen gün bankalara borçlanarak, icra ve haciz tehdidi altında banka kuyruklarında ömür tüketiyor. Ömrünün sonbaharında huzur ve güven içerisinde dinlenerek yaşaması gereken emekliler, ilerlemiş yaşına ve hastalıklarına rağmen yaşamını sürdürebilmek için hâlâ çalışmaya ve iş aramaya devam ediyor. Emekliler böylesine ağır ve zor şartlar altında yaşamaya çalışırken; milyonlarca emeklinin oyunu alarak işbaşına gelen siyasi iktidar, devlet bütçesinden karşıladığı üçer beşer maaş ve huzur hakkı ödemeleriyle yandaşlara, dost ve akrabalara ulufe dağıtıyor.

“BOŞ LAFLARLA KARIN DOYMUYOR”

Buna karşın, 'asgari değil insanca yaşam' talebinde bulunan milyonlarca emekliye 'Bütçede kaynak yok, yılbaşına kadar sabredin, emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz inşallah' diyerek emeklilerin umutlarını ve hayallerini seçim malzemesi olarak kullanmayı düşünüyor. Oysa görünen köy kılavuz istemez. Rakamlar ve gerçekler ortada. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Boş laflarla karın doymuyor. Avrupa'da yaşayan emekliler, emekli aylıkları ile dünya turuna çıkarken Türkiye'de ise doğduğu kasabasına, köyüne dahi gidemeyen tüketici kredisi ve kredi kartı kullanarak günlük yaşamını sürdürmek zorunda bırakan emeklilerin büyük bölümü bankalara borçlu durumda olup, önemli bir bölümü ise borçlarını ödemediği için icralık duruma düşmüşlerdir. Döviz kurlarındaki artış gerekçe gösterilerek temel gıda maddelerine petrol ve akaryakıt ürünlerine, elektrik, su, doğal gaz hatta en doğal besin olan ekmek ve simit fiyatlarına dahi peş peşe zamlar yapılmaktadır.

“SERMAYEYE VE RANT YANLISI İKTİDARIN BİZLERİ AÇLIĞA VE YOKSULLUĞA MAHKUM ETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ”

Hepimizin her gün yaşadığı, çok da iyi bildiği gibi biz emeklilerin sorunları artık dayanılmaz boyuta ulaşmıştır. Deyim yerindeyse artık bıçak kemiği delip geçmektedir. Meclis'e sunulan AKP bütçesinin sunulduğu günden itibaren dövizle fiyat artışına işlevini yitirdiğini görüyoruz. Bütçenin kapsamına ve sektöre ayrılan kaynaklara baktığımızda bu bütçenin borç, rant, savaş, ceza artırımı ve faiz bütçesi olduğunu, emeklilerin ve halkın sorunlarını çözmeye yönelik olmadığını görüyoruz. Sermayeye ve rant yanlısı iktidarın bizleri açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiğini görüyoruz.

“SADECE İNSANCA YAŞAYABİLEREK BİR EMEKLİ AYLIĞI TALEP ETMEKTEYİZ”

Emeklinin sahip olduğu tüm değerleri üreten bizler, ülkeyi yönetenler gibi üçer beşer maaş ve huzur hakkı değil, sadece ve sadece insanca yaşayabilerek bir emekli aylığı talep etmekteyiz. Emekli olduktan sonra da iş aramak ve çalışmak istemiyoruz. Ömrümüzün sonbaharında dinlenerek, kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza zaman ayırarak huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyoruz. Ayrımsız, tüm emekli yurttaşlar için insanca ve onurluca bir yaşam huzur ve güvenilir, çocuklarımız ve torunlarımız için sosyal güvenceli bir gelecek istiyoruz. Toplu sözleşmeli sendikal hak istiyoruz.

“2000 YILI ÖNCESİ VE SONRASI EMEKLİLER ARASINDAKİ MAAŞ EŞİTSİZLİĞİ GİDERİLSİN”

Yıllardır yılan hikayesine dönen intibak yasası derhal çıkarılarak, 2000 yılı öncesi ve sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin. Aylık Bağlama Oranı 2000 yılı öncesindeki yasal düzenlemeler esas alınarak yeniden belirlensin. Tüm emeklilerle dul ve yetim aylığı alanlara yılda dört defa asgari ücret tutarında ikramiye ödensin. İkramiye ödemelerinde, çalışan emekli, çalışmayan emekli, özel sandık emeklisi şeklindeki ayrımcı, adaletsiz ve haksız uygulamaya son verilsin. SGK ile bankalar arasında yapılan protokol görüşmelerine emekli sendikalarının da katılması yönünde yasal düzenleme yapılarak, emekli maaş promosyonları 3 yılda bir değil her yıl ödensin.

“EMEKLİ MAAŞLARINDAN YAPILAN TÜM SAĞLIK KESİNTİLERİ İPTAL EDİLSİN”

Herkes için eşit, nitelikli, parasız ve ulaşılabilir sağlık hizmeti ilkesine göre, emekli maaşlarından yapılan tüm sağlık kesintileri iptal edilsin. Emekli yurttaşlara yaşamlarının son baharında hak ettikleri saygı gösterilsin. Yalnız yaşayan, hasta ve bakıma ihtiyacı olan emekli ve yaşlı yurttaşlar için devlete ait huzurevi sayısı artırılarak, bakım hizmetleri yaygınlaştırılsın. Emekli maaşlarının TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon oranlarına göre hükümet tarafından tek yanlı olarak belirlenmesi uygulamasına derhal son verilsin. Emekli maaşları ile dul ve yetim aylıklarının toplu sözleşme yoluyla belirlenmesi için, 'Emekli Sendikaları Statü Yasası' çıkarılarak iç hukukta gerekli yasal düzenlemeler yapılsın.”

“BU BÜTÇE BARIŞI SAĞLAMAZ, BU BÜTÇESİ KATILIMI SAĞLAMAZ”

İbrahim Akın ise şu değerlendirmede bulundu:

“Derdimiz çok, derdiniz çok... Bu derdimizin çözümü konusunda artık çok daha güçlü mücadeleleri yürütmemiz lazım. Şunu üzülerek söyleyeyim ki Meclis'teki mevcut tablo maalesef sarayın daha çok memur gibi davranan vekiller ile dolu.

Merkez Bankası başkanı hem çalışanlara hem emeklilere hakaret olacak aldığı paranın haddi hesabı yok, kira paraları çok yüksek olduğu için 'annemin evine taşındım' gibi açıklama yapabiliyor. Böylesine bir durum olamaz. 7 bin 500 lira ile emekli parasıyla yaşamaya çalışanlara karşı bu yapılan açıklama alay etmektir. Hakaret etmektir. Buradan bu bütçeyi yönetenlere Maliye Bakanı'na, saray rejimine karşı DEM Partisi olarak tutumumuzu Meclis'te söylediğimiz gibi siz dostlarımız içinde söylemek istiyoruz ki bu bütçe halk tarafından, emekçiler tarafından, ezilenler tarafından, çalışanlar tarafından kabul edilecek bir bütçe değildir. Bu bütçe barışı sağlamaz, bu bütçesi katılımı sağlamaz.”

Kaynak: anka