ERDAL SAĞLAM

Uygulanan ekonomik program, geçen hafta açıklanan buğday fiyatlarıyla birlikte, çiftçilerin de canını yakacağını gösterdi. Ücretliler ve emeklilerin bulunduğu fatura çıkarılan geniş halk kesimlerine, çiftçiler de eklenmiş oldu. Şimdi “sıra kime geliyor” diye merak edilirken, bunu görmek için vergi paketinin ortaya çıkmasını beklememiz gerekecek.

“Yıllık enflasyonda düşüş süreci başlıyor ama asıl zorluk şimdi başlıyor” derken kastedilen süreç, tam da buydu. Temmuz ayından itibaren, yani yılın ikinci yarısı, acı ilacın etkilerinin iyice hissedilmeye başlayacağı dönem olacak. Tüm eleştiri ve tepkilere rağmen, Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmayacağını tahmin ediyoruz. Bununla birlikte yasal olarak memur ve emeklilere verilmesi gereken enflasyon farkının da minimumda tutulmasına çalışılacak gibi gözüküyor.

Temmuz zammı konusunda, en olumsuz haber, taban aylığı 10 bin TL’nin altında olan işçi emeklilerine gelebilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı taslakta taban maaşın artırılmayacağı, bu nedenle örneğin 8 bin TL taban aylığı olan ama şu anda 10 bin TL maaş alan emeklinin maaşının artmayacağı anlaşılıyor. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girip, taban aylığı artırması ya da asgari emekli maaşı artırılırken bunun telafi edileceği söyleniyordu. Ancak geçen hafta açıklanan buğday taban fiyatları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm tepkilere rağmen girilen yolda devam edeceğini gösterdi.

Geçen hafta Bakanlığın, gece yarısı yazılı olarak, açıkladığı bu yılki buğday ve arpa alım fiyatları büyük hayal kırıklığı yarattı. Zam oranlarının geçen yıla kıyasla, prim de dahil edildiğinde, yüzde 18-19 oranlarında kalması, büyük tepkilere neden oldu. Önümüzdeki günlerde çiftçilerin ve siyasi partilerin bu konudaki tepkilerini daha yüksek sesle dile getirmeleri bekleniyor ama bu durumun düzeltilmesi konusunda çok fazla umut beslenmiyor.

Geniş toplumsal kesimlerin zaten eriyen satın alma güçlerinin, böyle gidildiği takdirde, iyice zayıflaması kaçınılmaz görülüyor. Mağdur olan kesimlerin giderek büyüdüğü gözlenirken, bunun toplumsal tepkileri artırması kaçınılmaz olacak. CHP ile AKP arasındaki yumuşama veya normalleşme adı verilen sürecin geleceği merak konusu. Bu hafta liderlerin yapacağı toplantıda, asgari ücret artışı ve emekli maaşlarının yetersizliğinin yanında, fındık ve buğdaya verilen taban fiyatın artırılması talebi de eklenecek. Normalleşme sürecine rağmen CHP’nin bu geniş toplumsal kesimlerin sıkıntılarını anlatmak için düzenlediği mitinglerin devam etmesi bekleniyor. Bu mitinglerin kapsam ve sayılarının artması, toplumsal tepkileri daha görünür kılacak.

Vergi paketi ne getirecek?

Bu arada “enflasyonla mücadelenin faturasının kime çıkarılacağı” konusundaki tartışmalar da ister istemez büyüyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bütçe gelirlerini artırmak için hazırladığı yeni vergi paketinin en geç bu ay sonuna doğru TBMM’ye gelmesi bekleniyor. Bu pakette yer alacak vergi düzenlemelerinin hangi kesimlere dönük olacağı, vergi paketiyle birlikte açıklık kazanacak.

Kulis haberlerine göre vergide istisnaların önemli ölçüde azaltılması beklenirken, uluslararası şirketlere yüzde 15 oranında vergi getirilmesi, avukat ve doktor gibi serbest meslek mensuplarının da peşin olarak vergilendirileceği konuşuluyor. Toplumda, “artık varlıklı kesimlerden vergi alınıp, halkın üzerine daha fazla gidilmemesi” yönündeki eleştirilerin, önümüzdeki dönemde büyümesi kaçınılmaz görülüyor. Vergi paketiyle varlıklı kesimlerin vergilendirilmesi söz konusu olacak mı, en çok bu hususa bakılacak.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in vergi paketiyle gelecek düzenlemeleri, “ÖTV ve KDV artışı yok” diyerek, finansal işlemlerden vergi alındığı, gayrimenkul rantlarından vergi alınacağı, iş kesimine dönük vergilendirmeler yapılacağı biçiminde kamuoyuna anlatması bekleniyor. Bu yolla sadece halkın zor durumda olmadığı, enflasyonla mücadele için varlıklı kesimlere de fatura çıkarılacağı belirtilerek, toplumsal tepkilerin azaltılmasına çalışılabilir. Ancak bu propagandanın toplumsal tepkiyi azaltıp azaltmayacağını şimdiden bilmek pek mümkün değil.

Bu arada, Temmuz ayı başında otomatik olarak vergisi artırılacak tütün mamulleri, alkol ve akaryakıt gibi mallar bulunuyor. Aslında Cumhurbaşkanı’nın bu otomatik artışı uygulayıp uygulamama konusunda yetkisi bulunuyor. Alkol ve tütünden alınan vergilerin otomatik olarak artırılması beklenirken, akaryakıt vergisiyle ilgili Cumhurbaşkanı’nın inisiyatif kullanıp kullanmayacağı merak ediliyor. Enflasyona olumsuz etki yapacak bu vergilerin, akaryakıtta yeni zamların halkın satın alma gücünü azaltacağı da kesin. Bu arada bekleyen doğalgaz ve elektrik zamlarının nasıl bir takvimle uygulamaya sokulacağı da, yanıtı beklenen önemli sorulardan biri.

Uygulanan ekonomik programın neden olduğu acı reçeteyi henüz yeni yeni görmeye başladık. Acı reçetenin dozu giderek büyüyecek gibi gözüküyor.

 

Kaynak: anka