(ANKARA)- İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Bilge Yılmaz, partisinden istifa etti. Yılmaz, “İYİ Parti'nin meselesi kimin genel başkan olacağı değil partinin nasıl yeniden toplumun tamamına konuşabilecek ve umut veren bir yapıya dönüşeceğidir. Görüyorum ki, bu noktanın çok uzağındayız. Bir yılı aşkın süredir yapılan yanlış tercihler beni İYİ Parti'den ayrılmaya ve ülkemiz için yeni bir yapı altında çalışmaya itiyor. Ancak seçim sürecinde partiye zarar vermemek ve delegenin bana verdiği GİK üyeliği yetkisine ihanet etmemek için bekledim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış olmanın huzuruyla İYİ Parti’den ayrılıyorum” dedi.
Bilge Yılmaz, İYİ Parti’den istifa ettiğini duyurdu. Yılmaz, İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanlığı görevinden de 31 Mart akşamı istifa etmişti.
Yılmaz’ın X hesabından yaptığı açıklama şöyle:
“2021 senesinden bu yana daha demokratik ve daha müreffeh bir ülkede yaşamak için sizlerle birlikte siyasi bir mücadele verdim. Türkiye'ye gelirken, iktidara destek verenler dâhil daha iyi bir Türkiye hayal eden milyonlarca makul seçmeni İYİ Parti'nin ikna edebileceğini ve bunu başarabilecek kadro ve söylemlere sahip olduğunu düşünüyordum. Açıkçası, beklentilerimde beni yanıltmayan birçok uzmanlık sahibi ve düzgün karakterli insanla tanıştım partide. Beni partim için çalışmaya bu insanların samimiyeti ve ülkelerine duyduğu sevgi teşvik etti, yüreklendirdi. İYİ Parti, doğru bir kurumsal yapı ve güçlü liderlik ile seçmenin talep ettiği boşluğu doldurmaya aday bir aktördü.
“KENDİNİ SADECE DIŞARIYA DÜŞMANLIK EDEREK MEŞRULAŞTIRAN BİR LİDERLİK TARZI İZLEDİK”
Ne var ki, zaman içinde partinin zafiyetlerini hep birlikte gördük. Partimizin kurumsal yapısı kişilerin çıkar, eğilim ve beklentileri karşısında çöktü. Parti lideri Sayın Meral Akşener ise Altılı Masa sürecinin her aşamasında kötü bir müzakere süreci yürüttü ve Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını önleyemedi. Bu süreç, 3 Mart günü sert ve duygusal bir tepkiyle masadan ayrılma ve 3 gün sonra 7 cumhurbaşkanı yardımcılığı modelini kabul ederek masaya dönmeyle sonuçlandı. Bu tutarsızlık liderin siyasi kredisini tüketti. Geride kalan bir sene içinde ise sürekli olarak bir mağdur psikolojisi içinde ve yaşadığı bütün sorunların kaynağını dışarıda arayan, kendini sadece dışarıya düşmanlık ederek meşrulaştıran bir liderlik tarzı izledik.
“İYİ PARTİ'NİN BU CENDEREDEN ÇIKABİLMESİ MEVCUT GENEL BAŞKAN ADAYLARININ REKABETİNİN YARATTIĞI ATMOSFER İLE MÜMKÜN OLMAYACAK”
Artık kendi dışına konuşamayan, toplumun sadece sansasyonel haberler ve skandallarla ilgisini çekebilen bir parti kaldı geriye. Birçok iyi niyetli, temiz karakterli insan milletvekili aday listelerine ve belediye başkan adaylarına baktıkça haksızlığa uğradığını, emeğini boş yere heba ettiğini düşünüyor. Partiye oy veren vatandaşlar ise tepkilerini ya sandığa gitmeyerek ya da başka partilere oy vererek gösteriyor. Geldiğimiz nokta budur. 2023 yılında birçok kez İYİ Parti’nin ülkemizde iyi bir yönetime kavuşması için kilit bir görevi olduğunu ve kurumsal problemlerini çözmek zorunda olduğunu hem yetkili kurullarda hem de kamuya açık bir şekilde dile getirdim. Genel başkanımızın ricası ile Aralık 2023’te parti liderliğine son bir şans vermek için geri çekildim. Maalesef kötü gidiş devam edince 28 Şubat 2024’te şahsi çıkarların ortak hedeflerin önüne geçtiğini, muhalefet partilerinin genel seçim kazanabilmesi için yeniden yapılandırılması gerektiğini açıkladım. Önümüzde bir kongre süreci var ve Sayın Meral Akşener örnek bir davranış göstererek aday olmayacağını açıkladı. Ne var ki, İYİ Parti'nin bu cendereden çıkabilmesi mevcut genel başkan adaylarının rekabetinin yarattığı atmosfer ile mümkün olmayacak.
“ELİMDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPMAYA ÇALIŞMIŞ OLMANIN HUZURUYLA İYİ PARTİ’DEN AYRILIYORUM”
Bu süreçte umudum başkaydı. Parti olarak geldiğimiz noktayı ortak akıl ile ele almalı ve meseleyi genel başkanlık rekabetinin ötesine taşımalıydık. İYİ Parti'nin meselesi kimin genel başkan olacağı değil partinin nasıl yeniden toplumun tamamına konuşabilecek ve umut veren bir yapıya dönüşeceğidir. Görüyorum ki, bu noktanın çok uzağındayız. Bir yılı aşkın süredir yapılan yanlış tercihler beni İYİ Parti'den ayrılmaya ve ülkemiz için yeni bir yapı altında çalışmaya itiyor. Ancak seçim sürecinde partiye zarar vermemek ve delegenin bana verdiği GİK üyeliği yetkisine ihanet etmemek için bekledim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış olmanın huzuruyla İYİ Parti’den ayrılıyorum. İYİ Parti’de birlikte çalışma fırsatı yakaladığım tüm vatansever insanlara minnettarım. Başta genel başkan adayları olmak üzere herkese gelecek kongrede başarılar diliyorum.”