GENÇAĞA KARAFAZLI

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi Rize'nin Fındıklı ilçesinde protesto edildi. Fındıklı Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Gökmen Turna yaptığı açıklamada, "Can Atalay sadece bir hukukçu veya hak savunucusu değildir; Can Atalay Soma'da maden işçisi, Aladağ’da masum bir kız çocuğu, Çorlu'da geleceğine ulaşamayan bir çocuk, Gezi'de doğal yaşam alanı ve sıradan bir ağaç, İkizdere’de ve ülkemizin birçok alanında yaşam alanları savunucusu mesleğini ve kimliğini hizmetini emekçi halkın hizmetine sunan mühendis, avukat yani halkının bir parçası ve tam da halkın kendisidir" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin iki kez 'hak ihlali' kararı vermesine rağmen Yargıtay’ın hakkında verdiği karar TBMM’de okutularak milletvekilliği düşürülen Can Atalay için eylemler sürüyor.  Rize'nin Fındıklı ilçesinde dün bir araya gelen vatandaşlar, "Bizler bu ülkenin tüm onurlu yurttaşları, bu haksız ve Hukuksuz uygulamalara karşı çıkıyor ve geleceğimiz olan evlatlarımıza talan edilmiş, harabeye dönmüş bir ülke bırakmak istemiyoruz" açıklaması yaptı.

"HALKIN İRADESİNİN AKP VE MHP ELİYLE GASP EDİLİŞİNE TANIK OLUYORUZ"

Açıklamayı okuyan Fındıklı Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Gökmen Turna şunları söyledi:

Kadirlili Çay Ocağı İşletmecisi: Emekli, 'yarım Çay Ver, 3 Lira Vereyim' Diyor Kadirlili Çay Ocağı İşletmecisi: Emekli, 'yarım Çay Ver, 3 Lira Vereyim' Diyor

"Anayasa Mahkemesi tarafından iki kez hak ihlali kararı verilmesine rağmen tahliye edilmeyen Hatay halkının Meclis'teki temsilcisi Can Atalay'ın vekilliğinin düşürüldü halkın iradesinin AKP ve MHP eliyle gasp edilişine tanık oluyoruz. Bugün Anayasa’nın Meclis eliyle fiilen yok edilişine tanık oluyoruz. Gasp ettikleri şey Can Atalay'ın vekilliği değil ona oy veren yüz binlerce Hataylı depremzedenin seçme ve seçilme hakkıdır. Görüyoruz ki halk iradesi yalnızca AKP mevzu bahis olduğunda geçerlidir. Darbelerle mücadele edeceğiz diye yola çıkan, pek çok yerde kayyum atayarak aslında darbeler yapan Cumhur ittifakı mevcut Anayasa’yı bile yok sayarak tek adam diktatörlüğünü tam anlamıyla kurumsallaştırmaya çalışıyor. Can Atalay sadece bir hukukçu veya hak savunucusu değildir; Can Atalay Soma'da maden işçisi, Aladağ’da masum bir kız çocuğu, Çorlu'da geleceğine ulaşamayan bir çocuk, Gezi'de doğal yaşam alanı ve sıradan bir ağaç, İkizdere’de ve ülkemizin birçok alanında yaşam alanları savunucusu mesleğini ve kimliğini hizmetini emekçi halkın hizmetine sunan mühendis, avukat yani halkının bir parçası ve tam da halkın kendisidir.

"DEMOKRATİK YAŞAMA YAPILAN BİR SALDIRIDIR"

Sorun sadece Can Atalay’ın vekilliğin düşürülmesi sorunu değildir. Tüm bunların ötesinde demokratik yaşama, özgürlüklere, yurttaşlık haklarına yapılan bir saldırıdır. İktidarın Türkiye yüzyılı olarak adlandırdığı yüzyılda Cumhuriyet hırpalanmış, kör ve topal bırakılmıştır. Görüyoruz ki artık egemenlik milletin değildir. Siyasal iktidar emperyalist sermaye odaklarının istekleri doğrultusunda derinleşen yoksulluğun, işsizliğin açlık sınırında yaşamanın halkta yarattığı huzursuzluğu görmektedir. Tam da seçim arifesinde halkın gündemini değiştirmek, kaybettiği rant alanları olan büyük şehirleri tekrar ele geçirmek için çaresizce çırpınmakta, hukuk tanımayan her türlü kararı uygulamaya sokmaktadır. 30 Ocak akşamında yangından mal kaçırırcasına Anayasa’ya aykırı bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oylamaya sunulan Can Atalay'ın vekilliğinin düşülmesi iktidarın uyguladığı politikalardan zarar gören ve buna karşı mücadele edecek olan kesimleri verilen bir gözdağıdır. Olmayan demokrasimizin tamamen ortadan kaldırılması demek, emekçi halkımızın sorunlarına dair çözüm üretmek isteyenlerin tutuklanması demek, baskı ve zulmün hakim olması demektir. Bilinmelidir ki ülkeyi baskıyla yönetmeye başlayan Cumhur İttifakı’nın halkına verebileceği acıdan açlıktan yoksulluktan başka hiçbir şey yoktur ve kalmamıştır.

"İKTİDARIN YARGI DARBESİNE BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

Bizler bu ülkenin tüm onurlu yurttaşları, bu haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı çıkıyor ve geleceğimiz olan evlatlarımıza talan edilmiş, harabeye dönmüş bir ülke bırakmak istemiyoruz. Bizler çocuklarımıza iktidarlar eliyle insan hak ve özgürlüklerinin yok edilmeyeceği bir ülke ve onurlu bir gelecek bırakmak istiyoruz. Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve özgürlükleri yarınlarımıza taşımak istiyor; insan haklarına saygılı eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, laikliğin ve kardeşliğin hakim olduğu bir ülkede var olmak istiyoruz. Can Atalay candır. Yasama organını işlevsiz hale getiren, ülkeyi bir saray rejimiyle Yönetmeyi amaçlayan siyasal iktidarın yargı üzerindeki tahakkümüne geçit vermeyeceğiz. Yargı darbesine boyun eğmeyeceğiz. Can Atalay halkın iradesiyle seçilmiştir halkın vekilidir. Can Atalay vekilimizdir, öyle de kalacak. Can Atalay onurumuzdur halk saraydan büyüktür, biz saraydan büyüğüz şimdi hep birlikte özgürlüklerimiz için adalet için yeniden mücadele zamanı."

Kaynak: anka