İHD Hatay: Toplumsal Barış İçin Geçmişle Yüzleşin İHD Hatay: Toplumsal Barış İçin Geçmişle Yüzleşin

Samandağ’da yerleşim ve tarım alanları içinde kuruluş çalışmaları devam eden beton santraline tepki çığ gibi büyüyor.
   Beton santralinin yakınında Yeşilada Ve Meryem Karaçaylı Okulu Yol Kavşağında toplanan halk tepkisini dile getirdi. 13 Mart 2024 Çarşamba Günü Saat 17.30’da gerçekleştirilen basın açıklamasını Mevlüd Oruç okudu.
 Oruç, "kanser santrali" vurgusuyla yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Kuruluş çalışmaları devam eden beton santrali sağlığımıza, tarım ürünlerine ve bütün doğaya büyük zarar verecektir. Yoğun şekilde toz ve yoğun gürültü ile ulaştığı her yere ve her şeye hastalık yayacak olan hastalık ve kanser santrali olan beton santralinin yaşam alanımızdan kaldırılmasını istiyoruz.   Hatay’ın Samandağ İlçesi,  Atatürk Mahallesi ile Yeşilada Mahallesi ve “Çevre Yolu ile Sulak alan olan Asi nehri eski yatağı arasında kurulma çalışması süren beton santrali sağlığımızı ve bütün doğayı zehirleyecektir.  Dün yaşanan bir gelişmeyi kamuoyu ve yetkililerle paylaşmak istiyorum. Dün Saat 16.05 te beton santralinin sahiplerinden olduğunu iddia eden biri aradı. İsmi önemli değil. Bende kayıtlı. Cumhurbaşkanından imzaları olduğunu iddia etti. “Beton Santrali zararlı olsaydı Cumhurbaşkanı imzalar mı vb sözler sarf etti.”  Cumhur bu ülkenin vatandaşları olan bizleriz. Beton santralinin sahibi; biz Cumhur’a karşı Cumhurbaşkanını tehdit aracı olarak kullanacak kadar patavatsızlar. Taşra sermayesi de acemi aklınca Cumhurbaşkanını araçsallaştırarak cumhuru ürkütecek. Biz bu kuyruklu yalana inanmadık. Ama yine de Muhatabı olan Sayın Cumhurbaşkanına, basın yolu ile sormak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın ÇŞİD Bakanı iddia edildiği gibi beton santralinin ciğerlerimizin ortasına kurulmasına imzanız var mı? Eğer imzanız varsa, Cumhur olarak imzanızı çekmenizi talep ediyoruz.  
ÇED TOPLANTISI YAPIYORUZ
Aslında bu santral burada kurulmadan önce halka sormaları gerekiyor.  ÇED raporu yapılması gerekiyor. “Çevre Etki Değerlendirme Raporu” yapılması gerekiyor.  Bize sormadılar, halkı hiçe saydılar. Biz burada fiili olarak ÇED toplantısı yapıyoruz ve basın yayın organları kanalı ile yetkililere gönderiyoruz. Her gün yüzlerce öğrencinin öğrenim gördüğü, onlarca öğretmenin eğitim verdiği  “Meryem Karaçaylı” ilköğretim okulunun yanında beton santrali adı altında zehir santrali istemiyoruz.  Her gün yüzlerce çırağın, Yüzlerce kalfanın, yüzlerce ustanın, binlerce müşterinin çalışma ve iş alanı olan Küçük Sanayi Sitesinin yanında hastalık Santrali istemiyoruz. Her gün onlarca çalışanın ve yüzerce müşterinin uğradığı, iş yaptığı, Bankaların yanında beton santrali adı altında kanser santrali istemiyoruz.  Bir doğa harikası olan ve sulak alan olan,  Asi nehri eski yatağı yakınında Beton Santrali adı altında solunum yolları hastalık santrali istemiyoruz. Seracılık, narenciye, zeytincilik vb tarımsal alanın ve meskûn alanın içinde kurulma çalışmaları yapılan Beton Santralinin faaliyetlerine izin verilmemesini ve taşınmasını istiyoruz.
 KANUNİ İNCELEMELER YAPILDI MI?
Hazır Beton müesseseleri; Faaliyetleri sırasında çevresinde bulunanlara biyolojik, kimyasal, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden zarar veren ve doğal kaynakların kirlenmesine sebep olabilecek müesseselerdendir.  
Hazır beton Santralleri; İzin verilmeden önce civarında ikamet edenlerin ( yani bizlerin) sağlık ve istirahatleri üzerine gerek tesisatları ve gerekse vaziyetleri itibarıyla bir zarar vermeyeceğine kanaat oluşması için inceleme yapılması mecburidir.  Şimdi yetkililere açıkça soruyoruz. Bu beton Santralinin “ÇED RAPORU” var mı? Varsa açıklayın. ÇED RAPORU yoksa neden yok?  “ÇED RAPORU GEREKLİ GÖRÜLMEMİŞSE”  “ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR RAPORU, BELGESİ”  var mı?  Açıklayın.   ÇED RAPORU YOKSA VEYA ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARI YOKSA BURAYA BİR ÇİVİ BİLE ÇAKAMAZ.  BUNDAN DOLAYI BU BETON SANTRALİ KAÇAK, KORSAN, KURALDIŞI VE YASADIŞI OLUP OLMADIĞINI YETKİLİLERİN HALKA AÇIKLAMASINI TALEP EDİYORUZ.  Beton Santralleri kural olarak “ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE KURULUR”.  ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ DIŞINDA VE YAŞAM, İŞ, EĞİTİM VE TARIM ALANINDA kurulan bu beton santrali kuraldışı ve kaçak kurulmuştur.  SORUYORUZ. 
Beton santrallerinin kuruluşları ile ilgili kesin hükümleri taşımayan ve hiçbir mevzuat ve kanuni şartları da taşımayan beton santraline göz yummayın. Eğer ruhsat, izin, ÇED raporu vb yasal belgeler verilmişse iptal edilmeli ve bu kanser santrali acilen acil olarak buradan taşınsın.
TOPLUMUN VE DOĞANIN KATLİ
Beton santrallerinin kendisi zaten işleyişi itibariyle çevreye toz ve gürültü açısından zarar veren yapılardır.  Bundan başka ayrıca, gece gündüz 7/24, her gün yüzlerce kamyonun girip çıkacağı bu beton santrali çevresindeki evler ve işyerleri her gün toz ve gürültü içinde kalacaktır. İnsanlar evlerinde dahi rahat uyuyamayacaktır. Betonlaşmayan vücudumuz ve ciğerlerimiz kalmıştı. Şimdi de ciğerlerimizde betonlaştırılıyor. Yoğun ve sürekli toz solunduğunda ve yoğun gürültü; Sinir sistemi, Karaciğer, böbrekler, Mide ve bağırsaklar, solunum organları ve kan yapıcı organlar üzerinde kronik veya akut zehirlenmelere ve hastalıklara neden ve olur. 
Yaşam alanımızda bu ucubeye göz yuman bütün yetkilileri ve bu kanser odağı olan beton santralinin sahiplerini uyarıyoruz. Para pul ile,  torpil ile, hamili kart ile, Antakya yâda Ankara da güçlü arkamız var vb vb şekillerde kanunları keyfi olarak esneterek, kanunları bükerek, kanunların boşluklardan kıvırtarak topluma ve ekolojiye zarar veren bu gürültü ve toz odağını oldu bittiye getirmeye çalışmayın. Oldubittiye getirmeye kalkmayın.  Bu Santralin yeri ahlaka, vicdana ve kanunlara aykırıdır. İnşallah aklıselimle hareket edersiniz ve bu ucubeyi buradan çıkarırsınız.  Türkiye Cumhuriyetini muz Cumhuriyeti sananlara Türkiye’nin muz Cumhuriyeti olmadığını tekrar ifade ediyoruz. Türkiye’yi muz Cumhuriyeti’ne çevirmek isteyen hadsizlere Hadlerini bildirmek, halkımız ile birlikte demokrasi ve ekoloji güçlerinin boynunun borcu olsun.
TOPRAK, SU, AĞAÇ VE BİTKİ ZARARLISI
Bu beton Santrali Toprağa,  bitkilere, meyve ağaçlarına, sebzelere, yüzey ve yeraltı sularına zarar verir. Çevrede meyve ağaçlarında, filiz boylarında küçülme, meyve sayısında azalma,  meyve boylarında küçülme şeklinde verim kaybı yaşanabilir. Tozlar yapraklar üzerinde birikir, bitki fotosentez yapamaz, zayıf düşer, hastalanır ve ölür.  Tozlar yer üstü, yer altı sularına ve içme suyuna ulaşırsa suyun kalitesini bozar. Toprağın asiditesi artar ve toprakta minerallerin kaybına neden olur."
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları