Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, KKTC’de; “Şu anda, Ada’da tamamen uluslararası meşruiyeti haiz olarak bulunan Türkiye’nin varlığını sorgulayan zihniyete, ülkemizin garantör devlet olma vasfını ve bölgeyle olan tarihi bağlarını bir kez daha hatırlatmak isteriz. Ayrıca Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır. Muhataplarımızı artık; miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya; bunun yerine tarihi ve mevcut gerçeklere uygun, makul ve mantıklı bir şekilde çözüme yönelmeye davet ediyoruz” dedi.

Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ile gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı’nı ziyaret ederek inceleme ve denetlemelerde bulundu. Tümen’de görevli Mehmetçiklerle akşam yemeğinde bir araya gelen Bakan Yaşar Güler, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

SON BİR ASRIN EN YOĞUN VE EN ETKİN FAALİYETLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ

“Bölgemizde ve dünyada çok boyutlu gelişmelerin yaşandığı; artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik paradigmalarının sürekli değiştiği kritik bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte jeopolitik ehemmiyeti yüksek bir coğrafyada bulunan ülkemizin de tüm bu tehdit ve tehlikelere karşı, daima güçlü ve uyanık bulunması bir zorunluluk haline geliyor. Dolayısıyla Millî Savunma Bakanlığı olarak bizler de ülkemizin bekası, asil milletimizin güvenlik ve huzuru için son bir asrın en yoğun ve en etkin faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz.

Bu kapsamda şanlı ordumuz, yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen operasyonlar ile terörle mücadelede büyük başarılar elde ediyor. Kahraman Mehmetçiklerimiz, son teröristi de etkisiz hâle getirme kararlılığıyla mücadelesini büyük bir gayretle sürdürüyor. Operasyonlarımızla eş zamanlı olarak hudutlarımızın emniyetini de en yoğun ve etkili tedbirlerle sağlarken; Mavi ve Gök Vatanımızda hak ve menfaatlerimizi de tereddütsüz ve tavizsiz koruyoruz.

Millî meselemiz olan Kıbrıs’ta da Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bulunurken, güvenlik ve barışın korunmasına yönelik faaliyetlerimizi de siz kahraman silah arkadaşlarımın büyük fedakarlıklarıyla başarıyla yerine getiriyoruz.

50 YIL ÖNCE ADADAKİ SOYDAŞLARIMIZIN VARLIĞI GARANTİ ALTINA ALINDI

Türkiye, Kıbrıs sorununun ortaya çıktığı ilk andan itibaren, konuya uluslararası hukuk temelinde hakkaniyet esasıyla yaklaşmış; diplomasiyi önceleyerek ve ilgili taraflarla görüşerek sürece çözüm bulmak için yoğun gayret sarf etmiştir. Ancak tüm bu çabalarımıza rağmen Kıbrıs’taki soydaşlarımıza karşı artan baskı ve hatta katliama dönüşen eylemler, garantör devlet olarak barışın tesisi ve soydaşlarımızın korunmasına yönelik adım atmamızı gerekli kılmıştır. Bu çerçevede kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, 1974’de büyük bir başarıyla icra ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı’yla Ada’ya barış ve huzur getirmiştir. Şurası muhakkaktır ki, o süreçte asil milletimizin tüm fertlerinin yüreği, buradaki soydaşlarımızın haklı mücadelesi için atmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı’na verilen güçlü destek de Türk milletinin sarsılmaz birlik ve dayanışma ruhuna yeni bir örnek teşkil etmiştir. Bu sene 50’nci yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu önemli harekat sayesinde soydaşlarımızın Ada’daki varlığı güvence altına alınmış ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yol da açılmıştır. O tarihten itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerimizin adadaki varlığı, barış ve güvenliğin teminatı olup huzur ortamının devamı için en büyük güvencedir. Bugün burada görev yapan siz kahraman silah ve mesai arkadaşlarımın varlığı da, barışın ve istikrarın korunması bakımından son derece kıymetlidir, hayatidir.

Unutmayınız ki Kıbrıs’ın sahip olduğu stratejik konum; sadece Ada’nın değil bölgedeki genel güvenlik ve istikrarın devamı bakımından da kritik önemdedir. Dolayısıyla böylesine tarihi bir görevi Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının değerli personeli ile büyük bir özveri içerisinde icra ettiğiniz için her birinizi tebrik ediyor; sizleri gözlerinizden öpüyorum. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki, nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türk’ünün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz.

KARDEŞLERİMİZİN EGEMEN EŞİTLİKLERİ BİZİM İÇİN OLMAZSA OLMAZDIR

Şu anda, Ada’da tamamen uluslararası meşruiyeti haiz olarak bulunan Türkiye’nin varlığını sorgulayan zihniyete, ülkemizin garantör devlet olma vasfını ve bölgeyle olan tarihî bağlarını bir kez daha hatırlatmak isteriz. Ayrıca Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır.

Muhataplarımızı artık; miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya; bunun yerine tarihî ve mevcut gerçeklere uygun, makul ve mantıklı bir şekilde çözüme yönelmeye davet ediyoruz. Hem Kıbrıslı Türkler hem de Rum komşularımızın müreffeh geleceği ve Ada’da kalıcı huzur ve barış iklimi için, en doğru yolun bu şekilde olacağı muhakkaktır.

Sonuç olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da garantör devlet olarak güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz.

ÜLKEMİZ KRİZLERİN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK ÇOK KAPSAMLI GİRİŞİMLERDE BULUNUYOR

Ülkemiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik öngörüsü ile son yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar atmış, diğer ülkelerle kurduğu çok boyutlu ilişkilerle bölgesinde ve dünyada etkin bir konuma ulaşmıştır. Çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer alan ülkemiz, gerginliklerin yayılmasını engellemeye, krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik, çok kapsamlı girişimlerde bulunmaktadır.

Bu kapsamda; Güney coğrafyamızdaki çatışmaların sonlandırılması ve krizlerin çözümünden Kafkaslar’da kalıcı barışın sağlanmasına, Karadeniz’deki güvenlik ortamının sürdürülmesinden, Balkanlar’daki huzur ortamının korunmasına, Kuzey Afrika ve Akdeniz’de güvenliğe sağladığımız katkılardan Somali ve çevresinde istikrarın tesisine yönelik üstlendiğimiz inisiyatiflere kadar faaliyetlerimizi çok yönlü bir şekilde yürütüyoruz. Tüm bu girişimler, Türkiye’nin küresel bir aktör haline dönüştüğünü; uluslararası güvenlik mimarisinin ve müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi haline geldiğini en açık şekilde ortaya koymaktadır.

KKTC’NİN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

Başta terörle mücadele olmak üzere, elde ettiğimiz tüm başarıların devam etmesi ve ülkemizin uluslararası alandaki güçlü konumunu sürdürebilmesinin en önemli şartlarından biri de yerli ve milli savunma sanayimizdir. Yerli, milli ve modern savunma sanayimizin son yıllarda ulaştığı üstün seviye ile her platformda ihtiyaçlarımızı karşılıyor; bunun yanı sıra ürünlerimizi pek çok ülkeye ihraç ederek ülke ekonomimizi güçlendiriyoruz. Bu bağlamda Milli Savunma Bakanlığı olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve ‘Türkiye Yüzyılı’ hedeflerimiz doğrultusunda, ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için var gücümüzle çalışmaya, daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz. Aynı şekilde “İki devlet ve tek yürek” olduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olmayı sürdüreceğiz. Bu vesileyle; Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum. Ayrıca Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, aziz şehitlerimizi, Kıbrıslı mücahitleri ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor, Gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.”

Kaynak: anka