Nazillili süt üreticileri, çiğ süt tavsiye fiyatının litre başına net 13 lira 50 kuruş olarak belirlenmesine tepki gösterdi. Süt üreticisi Ali Dönmez "Son 10 yıldan beri hayvancılık işletmesinde ciddi bir sıkıntılar var. Tarım Bakanı görevini yapmıyor. Sivil toplum kuruluşları, damızlık birliği, süt üreticiler birliği, kırmızı et üreticiler birliği, ziraat odaları başkanı kimse görevini yapmıyor. Fakat herkesin tek bir amacı var. Koltuğuna sahip çıkmak. Çiftçi bitiyor, üreten bitiyor” dedi.
Aydın'ın Nazilli ilçesinde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, Ulusal Süt Konseyi tarfından (USK), çiğ süt tavsiye fiyatının litre başına net 13 lira 50 kuruş olarak açıklanmasına tepki gösterdi. Ziraat Mühendisi Ziya Dönmez "Süt 13,5 lira oldu. Eskiden 1 ton süt parası bir asgari ücrete eşitti. Asgari ücret 17 bin lira oldu süt hala 13 buçuk lira. Bu işin neresinden çıkacağız 13 buçuk lira sütle? Ben burada yemi kendim yapmazsam rasyonu kendim hazırlamazsam, protein enerji kaynaklarını kendim tedarik etmezsem, işi bilmesem bunları ben kendi bildiğim gibi mutfağımda doyurmazsam inekleri, buradan hiçbir şey kazanamam" şeklinde konuştu.
"SON 10 YILDAN BERİ HAYVANCILIKTA CİDDİ SIKINTILAR VAR"
Aydın'ın Nazilli İlçesi'ne bağlı Yamalak Bölgesi'nde süt üreticiliği yapan Ali Dönmez yaşadıkları sorunları dile getirerek şunları söyledi:
“Son 10 yıldan beri hayvancılık işletmesinde ciddi bir sıkıntılar var. Büyükler, Tarım Bakanı, süt birlikleri, damızlık birlikleri, ziraat odaları dahil hiç kimse tarımdaki sancıyı dinlemiyor. Yamalak bölgesindeki kahvehanede bir fincan kahvenin 10 lira olduğu yerde, sütün 13 buçuk lira olması caiz midir? Süt fiyatı açıklandı, ayın 13’ü, yemin torbası ne kadara gelmiş? Son 10 yıldan bu yana hayvancılık işletmesinde çok sıkıntılar var. Bugün bu işletmeye 100 milyon para verdiler. Bunu bankaya yatırsam yüzde 45 - 50 faiz verirler. En kötü şartlarda 4,5 - 5 milyon faiz alırım. Biz üretiyoruz ama hakkımızı alamıyoruz. Et endüstrisi hakkını alıyor. Bugün mezbahaya götürüyorsun hayvanını kesiyorsun. Soruyorsun ‘Benim hayvanımı danamı kaç liraya kesersin’ diye. Bunu bana sormuyorlar. ‘Kaç liraya verirsin bu malı’ diye bana soran yok. Benim fikrimi soran bile yok. Ben ürettiğim ürünü bu paraya satacağım diyemiyorum.
BEN HARCADIĞIM PARALARI BİR KENARA KOYSAYDIM, HİÇ ÇABALAMADAN HAYATIMI DEVAM ETTİRİRDİM"
Bu arazide bin 200 dönüm yer işliyorum. Bu hayvanların hammaddesini tedarik ediyorum. Ben buraya aşağı yukarı ortalama olarak 4 - 5 bin ton mısır silajı getiriyorum. Mısır silajı bugün tarlada biçildiği zaman, ben bunu satsaydım bin 300 liradan adam işletmesine götürecekti. Bugün 4 bin ton silaj bugün için 5 milyon 200 bin lira para yapar. Yani hayvanların bir yıllık yiyeceği silaj miktarı siloya koyduğumda 5 milyon 200 bin lira. Diğer masrafların arasında 5,5 milyon da yonca ve diğer masraflar var. Toplam 11 milyon lira kadar masrafı var. Bunun dışında her ay bu işletmenin yem gideri olarak, kesik yemi olarak 1 milyona yakın da yem gideri var. Ben bu paralarımı satıp da bir kenara koysaydım hiç yorulmadan hiç çabalamadan hayatımı daim ederdim. Günlük 5 ton sütümüz var. Aylık 150 ton. Fakat giderlerimiz arasında buradaki traktörün mazotu var. Diğer masraflar var. 6 tane personel çalışıyor bunların maaşları, sigortaları, buranın aylık 25 - 30 bin lira elektrik faturası var. Ben arazide yetiştirdiğim ürünleri satıp parasını alsam bu işletmeden daha çok para kazanacağım. Tarım Bakanı görevini yapmıyor. Sivil toplum kuruluşları, damızlık birliği, süt üreticiler birliği, kırmızı et üreticiler birliği, ziraat odaları başkanı kimse görevini yapmıyor. Fakat herkesin tek bir amacı var. Koltuğuna sahip çıkmak. Çiftçi bitiyor, üreten bitiyor. Veterinerimiz aylıkla çalışıyor. Bu işletmede hayvanlara kullanılacak olan ilaçları kendim alıyorum. Bu işletmenin 6 aylık 1 milyon ilaç ve sperm maliyeti var."
"GİRDİLERİN YÜKSEKLİĞİNDEN DOLAYI TEMEL SIKINTILAR YAŞANIYOR"
İngilizce öğretmeni olan ancak hayvancılıkla uğraşan Neşe Dönmez ise “Eşimle burada bu işi yapıyorum. Bu işi burada severek yapıyoruz. Babamlar bu işi buraya kadar getirmiş Biz de bunu ileriye doğru götürmeye çalışıyoruz. Kendi işletmemiz olduğu için buradayım" dedi.
Süt işletmeciliği yapan Ziraat Mühendisi Ziya Dönmez ise şunları söyledi:
Ziraat mühendisiyim. Damızlık düve yetiştirmek üzerine çalıştım. Kendi yemimizi kendimiz yapıyoruz. Yem ve enerji kaynaklarını kendimiz tedarik ediyoruz. Silajımızı da farklı bir teknoloji ile geliştirdik. Buradaki bütün vitamin, mineralleri kaynakları haricini üretiyoruz. Bizler çuvalda yem satın almadık. Burada damızlık düve satışımız var. İşletmedeki buzağılara kendi yemimizi kendimiz yaptık. Fakat girdilerin yüksekliğinden dolayı temel sıkıntılar yaşanıyor. Personelden dolayı sıkıntılar yaşanıyor. Biz burada bir ineği 240 - 250 liraya besliyoruz. Bu inekten 34 - 35 kilo kadar süt alıyoruz. İş artık para boyutunu, kazanç boyutunu geçmiş durumda. İşin psikolojik yetersizliği var. Sosyal yetersizliği var. Bugün T.C kimlik numarası olmayan bir adam bile bizi burada zorlar hale geldi. Devlet burada asgari ücretliye çalışana, memura, herkese yüzde 50 zam verdi. Bana yüzde 8'i verdi. 70 milyonu memnun edeceğim diye 5 milyonu kepaze etti.
"ESKİDEN 1 TON SÜT PARASI BİR ASGARİ ÜCRETE EŞİTTİ"
Süt 13,5 lira oldu. Eskiden 1 ton süt parası bir asgari ücrete eşitti. Asgari ücret 17 bin lira oldu süt hala 13 buçuk lira. Bu işin neresinden çıkacağız 13 buçuk sütle? Ben burada yemi kendim yapmazsam rasyonu kendim hazırlamazsam, protein enerji kaynaklarını kendim tedarik etmezsem, işi bilmesem bunları ben kendi bildiğim gibi mutfağımda doyurmazsam inekleri, buradan hiçbir şey kazanamam. Burada belli bir sermayeye sahip olduğum için bir şekilde gidiyor. Yoksa o da kafa kafaya çıkıyor. 120 milyonluk bir yatırımdan, ben 30 bin liraya çalıştıracağım bir adamla göz göze, baş başa geliyorsam bu işte bir sıkıntı vardır. Bu işletmede sabah 5'te tepeme inek dışkısını bırakıyorsa, ben burada kimsenin yapmayacağı bir iş yapıyorsam, çok para kazanmam lazım ki veya farklılık göreyim ki ben bu işe devam edeyim. 13,5 lira sütle kimse bu işi yapmaz. Benim 13,5 liraya firmaya tedarik ettiğim teslim ettiğim sattığım süt, markette 30 liraya 40 liraya çıkıyor. 3.6 - 3.8 - 4 yağı ile ben satıyorum. Marketçi bu sütü satıyor 2 yağıyla yağını içinden alıyor. Süt aynı kabın içerisine girdiğinde 40 lira oluyor.”
"İLAÇ MASRAFLARI ÇOK YÜKSEK DÜZEYDE"
İşletmenin Veteriner Hekimi Ali Büyükkoç şu konulara değindi:
"Bu işletmede 8 - 10 senedir beraber çalışıyoruz. İlaç masraflarımızın çok yüksek düzeyde olduğunu biliyoruz. Her geçen ayda ilaçlarımıza zam geliyor. Süt fiyatımız ister istemez yerinde sayıyor. Bir de hayvan sahibinden ücretimizi istediğimizde bize ister istemez ödemekte zorlanıyor. Şu kullandığımız ilacın bedeli liste fiyatı 4,5 milyon. Biz bunu hayvan sahiplerine nasıl tedarik edelim? Nasıl tahsil edelim? Bunlar dışarıdan geldiği için ilaç firmaları yüzde 20 - 25 zamlı olarak almamızı istiyorlar. Biz hayvanımızı tedavi edebilmek için bu ilacı kullanmaya mecburuz.”