Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne’nin Keşan ilçesinde düzenlenen mitingde; “Bugün Ramazan geliyor. Zeytinyağsız sofra olmaz. Geçen sene 126 lira zeytinyağının litresi. Bu sene 342 lira. Geçen seneki emekli maaşıyla 60 litre alınıyordu. Bu sene 29 litre alınıyor. Yarısı bile değil. Ramazan sofrası pirinçsiz, pilavsız olmaz. 37 liralık pirinç 65 lira oldu. Geçen sene emekli maaşı 202 kilo pirinç alıyordu, bu sene 153. Yani geçen seneki maaşla pirinçteki artışa rağmen dört çuval pirinç alırken bu sene bir çuval pirinç alabiliyorsun. Geçen seneki hesapla 60 litre yağ alırken bu sene 29 litre yağ alabiliyorsun. Bunların tamamının hesabını hep beraber 31 Mart’ta sandıkta emeklilerle, çiftçilerle beraber soracağız” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne’nin Keşan ilçesinde miting düzenledi. Bölgedeki tarımın önemine ve çiftçinin yaşadığı sıkıntılara değinen Özel, özetle şunları söyledi:
“Recep Tayyip Erdoğan en son oy istediğinde, 28 Mayıs 2023 günü, bundan 9-10 ay önce oy istediğinde o gün mazot 19 liraydı, bugün mazot 42 lira. Yüzde 106 mazot girdisi artmış durumda. Tarım yasasına göre hükümetin; gayri safi milli hasılanın, milli gelirin yüzde 1’ini teşvik olarak çiftçilere dağıtması gerekiyor. O parayı dağıttığı takdirde ödemesi gereken tutar 263 milyar lira ama o, bu sene 85 milyar lira teşvik ödedi. Yani aradaki 178 milyar TL çiftçiye verilecekken verilmedi. Hepimizin Hazine’sinden parasına para katmak isteyenlere 152, sadece Hazine’den, bir de bunun Merkez Bankası var, 152 milyar TL’yi buldular. Otoyolları, köprüleri yapan müteahhitler var. Geçiş garantisi var. Geçse de para verelim, geçmese de para verelim, diyorlar. Onlara ödeyecek parayı da buldular. Onlara da 162 milyar lira para ödediler ama çiftçinin yüz 178 milyar lirasını iç ettiler. Bu memlekette bir metrekare toprak vermemek için Çanakkale’de 100 binler şehit oldu ama Edirne’nin dörtte birini Yunan bankası, tek kurşun atmadan, tek asker yollamadan, hiçbir emek harcamadan Edirnelilerin elinden almak üzere. Biz bu istilaya, bu iş birliğine, çiftçimizin bu kadar mağdur edilmesine isyan ediyoruz. Bunun hesabını Recep Tayyip Erdoğan’dan sandıkta soracağız.
“PAZARDA, MUTFAKTA, CÜZDANDA YANGIN VAR”
Pazarda yangın var. Cüzdanda yangın var, mutfakta yangın var. ‘Bu yangın üflemekle sönmez, sandıkta söner yazmış’ genç kardeşim dövize. Sandıkta bu yangını söndürecek miyiz? Başka çaresi yok. Edirne, emeklisi de çok olan bir kent. Yüzde 70-80’i emekli. Çok önemli bir kısmı en düşük emekli maaşını alıyor. 10 bin lira veriyorlar. Bu en düşük emekli maaşı ilk çıktığında, daha doğrusu Adalet ve Kalkınma Partisi ilk iktidara geldiğinde, 3 Kasım 2002 günü en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Bugün asgari ücret 17 bin lira. Yani kabataslak hesapla bugün 26 bin lira olması gerekirdi. Oysa yüzde 60’ına indi, 0,59. Geçen sene 7 bin 500’dü. Enflasyon yüzde 120 ama emekliye zam yüzde 33, oldu 10 bin lira. Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı kuyumcuda 8 çeyrek altın alıyordu. Bunu bütün emeklilere anlatın. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Yani toplam 5,5 çeyrek altın, emeklinin cebinden Tayyip Erdoğan tarafından çalınmıştır. Bütün emekliler bunu bilsin.
“EMEKLİDEN 16 KİLO KIYMAYI ÇALDILAR”
Emekliler bayramda ikramiye alıyorlar, değil mi? 2015’te biz söyledik bunu. ‘Olmaz’ dediler. 7 Haziran seçimlerini kaybedince 1 Kasım’da ‘Biz de vereceğiz’ dediler. 2018’de bin lira verdiler emekliye. O gün beğenmedik. ‘Asgari ücret olmalıdır’ dedik. O bin lira o gün 24 kilo kıyma alıyordu. Bugün 3 bin lira veriyor. ‘5 yapacağım’ demişti. 3 veriyor. Tam 6 kilo dana kıyma alıyor. Yani. sadece 2018’den bugüne 5-6 yılda 24 kilo kıymadan 16 kilosu bayram sofrasından çalınmıştır. Emeklinin buzdolabından, emeklinin kursağından, evladının, çocuğunun sofrasından 16 kilo kıymayı çaldı bunlar. Bunun hesabını soracağız 31 Mart’ta. Her şehirde ekonomi konuşuyoruz. Tayyip Erdoğan benimle kavga etmek istiyor, görüyorsunuz. Her gün bir iftira, bir hakaret. Her mala zam zam zam yapıyor; dönüyor bize, DEM, DEM, DEM deyip kavga etmeye çalışıyor. Dünya kadar yalan. Dünya kadar iftira ama ona söyledim. Çok istiyorsan seninle kavga edeceğim, dedim. Onunla kavga edeceğim ama kimlik siyaseti üzerinden değil, onun belirlediği çatışma alanlarından değil; ben çiftçinin, üreticinin, emeklinin, emekçinin hakkı için onunla sonuna kadar kavga edeceğim.
“37 LİRALIK PİRİNÇ 65 LİRA OLDU”
Bizi başka kavgaya çekip de emeklinin çektiklerini unutturamaz. Her şehirde başka bir hesap yapıyorum. Burada da şunu söyleyeyim. Bugün Ramazan geliyor. Zeytinyağsız sofra olmaz. Geçen sene 126 lira zeytinyağının litresi. Bu sene 342 lira. Geçen seneki emekli maaşıyla 60 litre alınıyordu. Bu sene 29 litre alınıyor. Yarısı bile değil. Ramazan sofrası pirinçsiz, pilavsız olmaz. 37 liralık pirinç 65 lira oldu. Geçen sene emekli maaşı 202 kilo pirinç alıyordu, bu sene 153. Yani geçen seneki maaşla pirinçteki artışa rağmen dört çuval pirinç alırken bu sene bir çuval pirinç alabiliyorsun. Geçen seneki hesapla 60 litre yağ alırken bu sene 29 litre yağ alabiliyorsun. Bunların tamamının hesabını hep beraber 31 Mart’ta sandıkta emeklilerle, çiftçilerle beraber soracağız.
“HÜDA-PAR’CILARA SARILMIŞLAR”
Karşımızda korkuyu, öfkeyi, kaygıyı örgütlemeye çalışan bir iktidar var. Yalana sarılmış. AK Parti-MHP birbirine sarılmış, her geçen gün birbirine benziyor. Küfrediyorlar, hakaret ediyorlar. Bize neyse, size kötü söz söylüyorlar. Ağızlarına geleni söylüyorlar ama bir de birbirlerine sarılmak yetmez. Gitmişler, Hizbullah’ın avukatlarına, domuzbağcılara, kadınları sokak hayvanları gibi bekar kadınları sahiplendirmek lazım diyenlere, HÜDA-PAR’cılara sarılmışlar. Edirne, Keşan, bu aydınlık, çağdaş insanlar bunu görsünler. Bir tarafta korkunun ittifakı var. Bir tarafta umudun ittifakı var. Bizim ittifakımızda elbette aslan sosyal demokratlar var. Yalnız değiliz. Milliyetçi demokratlar var. Yakasında güneş olan ya da gönlünde güneş olan, gözü pırıl pırıl olan milliyetçi demokratlar var. Muhafazakar demokratlar var. Haramdan ve yalandan korkan, bunların yaptıklarına akıl sır ediremeyen samimi, muhafazakar demokratlar var. Biz Keşan’da da Edirne’de de Türkiye’de de onlarla birlikteyiz. Kürt-Türk ayırmıyoruz. Laz-Çerkez ayırmıyoruz. Doğuda doğmuş, batıda doğmuş, kuzeyde doğmuş, güneyde doğmuş, ayırmıyoruz. Baktığımız tek şey, yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi varsa omuz omuzayız, kol kolayız. Bizim ittifakımız, Cumhur İttifakı’nın koyu gri, yağmur bulutu rengine karşı kırmızıyla beyaz.”