CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası’nda Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Günay ve oda üyeleri ile görüştü. Özel, “22 yıllık bir iktidar dönemi ve devlet ile parti ayrımının yavaş yavaş ortadan kalktığı bir süreçte, her siyasi görüşten üyelerinin bulunduğu bu yapıların, devlet-parti ayrımını hatırlatacak bir çizgide duruyor olmalarını son derece önemsiyorum” dedi.

CHP Genel Başkanı Özel, CHP Tekirdağ İl Başkanlığını ziyaret ederek Başkan Şenol Özgür Taşmerdivenli ve il örgütüyle bir araya geldi. Özel, daha sonra Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası’nda Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Günay ve oda üyeleri ile görüştü.

Özgür Özel, burada şunları söyledi:

“Bir ülkenin en önemli gücünün meslek ve sivil toplum örgütleri olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de sivil toplum örgütüne üyelik meselesi o kadar az ki aslında tamamen sivil olması gereken bu yapıların hem üyelik sayısı hem etkinlikleri o kadar az ki. Sizin gibi aslında Anayasa’ya göre, Anayasa’dan verilen görev, kanunla kurulmuş ve kamu yararıyla kendi üyesinin hak ve menfaatini birlikte telife memur edilmiş odaların, sivil toplum refleksleri göstermeleri ve boş olan bu alanda sivil toplum örgütlerinin eksiğini de kapatmak gerekiyor. Bunu TOBB’un pek çok odasında da memnuniyetle takip ediyoruz. Kamunun eksiklerini gideren, kendi üyelerinin katkılarıyla önemli projelere imza atan, toplumsal meselelerde duyarlılık gösteren bir noktada görüyoruz.

“BU YAPILARIN, DEVLET-PARTİ AYRIMINI HATIRLATACAK BİR ÇİZGİDE DURUYOR OLMALARINI SON DERECE ÖNEMSİYORUM”

İktidar-muhalefet çelişkisi içerisinde söylediğim bir söz değil ama 22 yıllık bir iktidar dönemi ve devlet ile parti ayrımının yavaş yavaş ortadan kalktığı bir süreçte, her siyasi görüşten üyelerinin bulunduğu bu yapıların, devlet-parti ayrımını hatırlatacak bir çizgide duruyor olmalarını son derece önemsiyorum. Durulması gerektiğini düşünüyorum. Sizin gibi odaların bu konudaki üstün gayretlerini de öğrendik.

Biz Tekirdağ’ı cumhuriyet kenti olarak inanılmaz önemsiyoruz. Birincisi; Atatürk’ün kullanılan alfabeden Latin harflerine geçişi, kara tahtanın başına geçerek öğrettiği ve ilk adım attığı o sembol fotoğrafı çektirdiği kentteyiz. Bugün, hilafetin kaldırılışının, eğitimde birliğin sağlanışının, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve Genelkurmay Başkanlığı'nın kuruluşunun da 100. yılı bugün. Çağdaş cumhuriyeti her yönüyle ayakta tutabilen, en sağlam kolonların kurulduğu, tebaadan halka, millete geçmenin, bir tek adam rejiminden cumhuriyet, demokrasi rejimine geçmenin en kararlı adımlarının atıldığı günün 100. yılında Halk Devrimi’nin müjdelendiği kentte olmak benim açımdan son derece anlamlı ve önemli.

“LAFARGE’IN 5 FABRİKASINDAN 2’Sİ İZMİR’E, BİR TANESİ MUĞLA’YA TAŞINDI. MAALESEF DÜNYANIN EN GÜZEL KENTLERİNİN HAVASINI KİRLETİP, SUYUNU TÜKETİYORLAR”

Biz bugünlerde, kendileri endüstri 4.0 ile ışıksız fabrikaları tartışanların, yasakladıkları çimento fabrikalarıyla övünür hale geldik. Lafarge, Macron, ‘Bir dahaki adaylığımda Fransa’da bir tane çimento fabrikası kalmayacak’ dedi. Betondan vazgeçtiğinden değil, çimentonun karbon ayak izi en büyük sanayi yatırımı olmasından, suyu tüketmesinden, havayı kirletmesinden. Lafarge’ın 5 fabrikasından 2’si İzmir’e, bir tanesi Muğla’ya taşındı. Maalesef dünyanın en güzel kentlerinin havasını kirletip, suyunu tüketiyorlar. Gemilerle kendi fabrikalarının çimentosunu Türkiye’den ithal ediyorlar. Ama onlar endüstri 4.0, ışıksız fabrika, robotik cerrahi yapıyorlar. Kodlama öğretiyorlar. Biz de çabalıyoruz. Bizdeki ufak tefek çabaları takdirle karşılıyoruz. Ama orada başka bir mevzu var.”

Kaynak: anka