MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN) - Samsun'da sağlık meslek örgütleri, özel bir hastanenin acil servisinde görev yaparken hasta yakını tarafından darp edilerek burnu kırılan Dr. Ahmet Kurt’a yapılan saldırıyı kınadı. Samsun Tabip Odası Başkanı Sema Aydoğdu, "Bugün hastanelerimizde, iş yerlerimizde can güvenliği birinci sorunumuz oluyorsa bu bizim değil, bize bu güvenli çalışma ortamlarını sağlayamayanların ayıbıdır” dedi.
Samsun’da bulunan özel bir hastanenin acil servisinde görev yapan Dr. Ahmet Kurt’un fiziki saldırıya uğraması, Samsun Tabip Odası, Samsun Diş Hekimleri Odası ve SES Samsun Şubesi tarafından kınandı.
Düzenlenen basın toplantısında ortak açıklamayı okuyan Samsun Tabip Odası Başkanı Sema Aydoğdu, şunları söyledi:
“Gün geçmiyor ki görevi başında bir doktorumuz şiddete uğramasın. Özel bir hastaneye yüksekten düşme nedeni konfüze durumda 2 yaşında bir çocuk getiriliyor. Dr. Ahmet Kurt tarafından hızla muayenesi yapılan çocuk tomografiye gönderiliyor. Tomografi sonucu bilgisayara düşerken ilk dört kesiti görüp kafatasında kırık ve SAK fark edilmişken çocuğun o esnada hastaneye giriş yapan baba ve amcası olduğu söylenen şahıslar neden çocuğumla ilgilenmiyorsun deyip doktoru darp ediyor, bilgisayarı kırıyor. Doktor alandan uzaklaştırılıyor, beyaz kod veriliyor, polis geliyor. Kısa bir süre sonra çocuğun aciliyetinden ve hayati tehlikeye sahip olmasından ötürü doktor tekrar acile iniyor, bilgisayarı olan bir odada çocuğun tomografisini değerlendiriyor ve beyin kanaması geçirdiği tespit ediliyor. Çocuk ambulansla üniversite hastanesine sevk ediliyor, doktor ambulansta çocukla birlikte gidecek olan anneyi bilgilendirirken, baba ve amca yeniden doktora saldırıyor ve doktorun burnu kırılıyor ve kafa travması oluşuyor. Beyaz kod verilmiş ve polis gelmişken saldırgan baba ve kardeşi nasıl bu rahatlık ve önlemsizlikle ortalıkta dolaşmaya hatta çocuğun tüm sevk vb. işlemleri tamamlandıktan sonra planlanmış bir şekilde saldırmaya cesaret edebiliyor.
"Adalet sistemimize güveniyoruz"
Doktor Ahmet Kurt çocuklarını yaşatmak için çırpınırken yaşamından olmakla karşılaştı. Buna rağmen görevden çekilme hakkına sahipken kendini düşünmeyip o küçük yavrumuzun tedavisini sonuna kadar yürütmeye gayret etti. Öğrendiğim üzere saldırgan şahıs başka suçlardan ötürü denetimli serbestliğe tabi imiş. Hatta daha vahimi bütün seçim sürecinde yardım ettiği bir ilçe belediye başkanı ve kendisinin de belediye meclis üyesi aday adaylarından olduğu destek verdiği belediye başkanı o gece acil servise gelerek Dr. Ahmet Kurt’a 'önce şikayetinizi geri alın özür diletelim' diyor. Sonrasında da 'bu kişi psikopat çocuğu ölürse size de zarar verir önleyemeyiz bakın' diyerek üstü kapalı tehdit ediyor. Yani yaşamlarımızı kolaylaştırmak, düzenlemek için seçilen belediye başkanları suçun savunucu ve koruyucusu olmaktan çekinmiyor. Bu kabul edilemezdir. Bu şiddeti uygulayan kişiler gözaltına alındıktan sonra çocuğunun sağlık durumu nedeniyle imza karşılığı ve yurt dışına çıkış yasağı ile salıverilmiş. Tutuklanmak üzere savcı tarafından sevk edildiğini öğrendik. Yasal sürecin en hızlı şekilde gerçekleşmesini talep ediyoruz. Adalet sistemimize güvenmek istiyoruz, güveniyoruz.
"Sağlık okuryazarlığı eğitimi gerekli"
Bu ülkede artık insanlar şiddetle konuşuyor, şiddeti konuşuyor, şiddete uğruyor. Şiddet artık en sık kullanılan iletişim dili haline geliyor. Hatta yetmiyor şiddetten övünülür hale geliniyor. Daha çok hakarete uğramamak, daha çok ölmemek için, etkin sağlıkta şiddet yasasına ihtiyaç olduğunu bir kez daha yineliyorum. Olaylarda sağlıkta dönüşüm ile meydana gelen kışkırtılmış sağlık talebi de önemli rol oynamaktadır. Önce sağlık okuryazarlığı için eğitim ve devamında ağır yaptırım bir sistem mutlaka olmalıdır. Bugün hastanelerimizde, iş yerlerimizde can güvenliği birinci sorunumuz oluyorsa bu bizim değil bize bu güvenli çalışma ortamlarını sağlayamayanların ayıbıdır. Hastayı müşteri, biz hekimleri ve sağlık çalışanlarını ucuz iş gücü gibi görmeye evrilen bir sağlık reformu, şiddetin çözümü, şiddete karşı sıfır tolerans ve etkin yasaların bir an önce gündeme konulmasıyla sağlanacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda bir an önce adım atmalıdır. Biz şiddete sıfır tolerans için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Küçük çocuğumuzun bir an önce iyileşmesini diliyoruz."