Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir, TBMM grup toplantısında; "Tam 40 yıldır terörle mücadele veriyoruz. Tam 40 yıldır gencecik evlatlarımızı toprağa veriyoruz. İktidarda bulunanlar artık başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmek zorundadırlar. Özellikle milletimizin dikkatini çeken bir hususu da bilmelerini istiyoruz. Her seçim arefesinde bir takım terörist grupların harekete geçirilip ülkede bir terör havasının, bir korku havasının, bir endişe havasının oluşturularak seçimi elde etme metot olarak benimsiyorsa milletimiz artık buna aldanmamaktadır. Her zaman şunu söyler iktidarlar, ‘biz ne yaptık, ne yapıyoruz’ diye kendilerini bir sorgulamaya tabi tutmaları yerine, ‘şu kadar terörist kaldı, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz’ söylemlerini ileri sürerler. Artık ‘analar ağlamasın’ nutukları atanlar, 12 evladımızın annelerine ne diyecekler onun hesabını yapsınlar. Terörle mücadelede asla ve asla ülkede faaliyet gösteren ve ülkemizin de demokratik sisteminin temel esasları içinde yer alan A partisi, B partisi ayrımı yapmaya da kimsenin hakkı yoktur. Şehitlerimizin hiç birisinin yakasında herhangi bir siyasi partinin rozetini esas alarak değerlendirme yapmak ne iktidarların haddinedir, ne de bizim yapabileceğimiz, yapmamamız gereken bir şeydir. Hiç kimse acılar üzerinden siyaset hesapları yapıp da seçimleri alma hesabı içerisinde bulunmasın” dedi.

Saadet – Gelecek Partisi TBMM grup toplantısı yapıldı. Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun özel bir programı nedeniyle Genel Başkan Vekili Sabri Tekir konuştu. Grup toplantısına geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in eşi Safiye Bitmez de katıldı. Sabri Tekir, konuşmasına başlarken, Bitmez’in vefatı nedeniyle Saadet Partisi’nin milletvekili sayısının 19’a düşmesi ve grup hakkını kaybetme durumuyla karşı karşıya kalması üzerine CHP’nin kararıyla Saadet Partisi’ne katılan Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’a da teşekkür etti.

Sabri Tekir şunları söyledi:

“‘ANALAR AĞLAMASIN’ NUTUKLARI ATANLAR, 12 EVLADIMIZIN ANNELERİNE NE DİYECEKLER ONUN HESABINI YAPSINLAR”

"Tam 40 yıldır terörle mücadele veriyoruz. Tam 40 yıldır gencecik evlatlarımızı toprağa veriyoruz. Türkiye, teröre diz çökecek bir ülke değildir. Aziz milletimiz, teröre boyun eğecek bir millet değildir. Elbette bizler, gencimizle ihtiyarımızla, kadınımızla, erkeğimizle terörle mücadeleyi son derece bilinçli ve güçlü bir iradeyle yürütmek mecburiyetindeyiz. Ancak iktidarda bulunanlar artık başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmek zorundadırlar. Özellikle milletimizin dikkatini çeken bir hususu da bilmelerini istiyoruz. Her seçim arefesinde bir takım terörist grupların harekete geçirilip ülkede bir terör havasının, bir korku havasının, bir endişe havasının oluşturularak seçimi elde etme metod olarak benimsiyorsa milletimiz artık buna aldanmamaktadır. Bunu da bilmesini arzu ediyoruz. Her zaman şunu söyler iktidarlar: Biz ne yaptık, ne yapıyoruz diye kendilerini bir sorgulamaya tabi tutmaları yerine, ‘şu kadar terörist kaldı, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz’ söylemlerini ileri sürerler. Artık ‘analar ağlamasın’ nutukları atanlar, 12 evladımızın annelerine ne diyecekler onun hesabını yapsınlar.

TERÖR KARŞISINDA HİÇBİR ZAMAN 'AMA’LI, FAKAT’LI' CÜMLELER KURULMAK SURETİYLE TERÖRLE SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE MÜCADELE ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

ABD’yi müttefik kabul edenler, terörle mücadelede başarılı olabilirler mi, bunun muhasebesini yapsınlar. Çünkü herkes biliyor ki, iktidarın bizatihi kendisi de biliyor ki bunun finansmanı, kaynak itibarıyla ABD işaretini vermektedir. İsrail’in bölgemizdeki planlarına karşı harekete geçmeyenler, terörün kökünü kazıyamayacaklarının bilincinde olmalılar. Terör karşısında hiçbir zaman 'ama’lı, fakat’lı' cümleler kurulmak suretiyle terörle sağlıklı bir şekilde mücadele etmek mümkün değildir. Esas itibarıyla terörle mücadelede asla ve asla ülkede faaliyet gösteren ve ülkemizin de demokratik sisteminin temel esasları içinde yer alan A partisi, B partisi ayrımı yapmaya da kimsenin hakkı yoktur. Şehitlerimizin hiç birisinin yakasında herhangi bir siyasi partinin rozetini esas alarak değerlendirme yapmak ne iktidarların haddinedir, ne de bizim yapabileceğimiz, yapmamamız gereken bir şeydir. Eğer her biri sırtlarında ay yıldızlı üniformalarla şehadete yürüyen insanlarımız, Mehmetçiklerimiz varsa, onun hukukuna sahip çıkmak iktidarıyla, muhalefetiyle bütün milletimizin görevidir. Hiç kimse acılar üzerinden siyaset hesapları yapıp da seçimleri alma hesabı içerisinde bulunmasın. Hepimize düşen artık terörü ülkemizin gündeminden kalıcı bir şekilde çıkarmak olmalıdır.

ORTAK BİR SORUMLULUĞUMUZ VARDIR. ANNELERİN, EŞLERİN ÇOCUKLARIN GÖZYAŞLARINI DİNDİRME, SIVASIZ, BOYASIZ EVLERDEN YÜKSELEN FERYATLARI SÖNDÜRME SORUMLULUĞUDUR BU”

21 yıllık iktidarı döneminde bu konuda yeterli düzeyde başarı sağlayamayan ve her seçim arefesinde böyle bir takım olayların yaşanmasında artık etkisinin olduğunu söyleyebileceğimiz durumla Türkiye’nin karşılaşmasına müsaade etmemelidirler. Ortak bir sorumluluğumuz vardır. Annelerin, eşlerin çocukların gözyaşlarını dindirme sorumluluğudur bu. Sıvasız, boyasız evlerden yükselen feryatları söndürme sorumluluğudur bu. İktidarıyla muhalefetiyle herkese çağrıda bulunuyoruz, biz artık tek bir insanımızı daha teröre kurban vermek istemiyoruz. Terörün kökünü kazımak için grup olarak üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirme durumundayız, bunun için de hazırız.

"HASAN BİTMEZ'SİZ İLK GRUP TOPLANTIMIZ..."

Genel Başkan Yardımcımız ve Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez’siz ilk grup toplantımızı yapıyoruz bugün. Hüzünlüyüz ama gururluyuz. Zira böyle bir ölüm her kula nasip olmaz. Hasan Bitmez kardeşimiz, çizgisini hiç bozmadı. İlk gençlik yıllarından itibaren davamıza omuz verdi ve ömrü boyunca istikametinden, kararlı duruşundan hiç taviz vermedi.

GAZZE’NİN GÜVENLİĞİ DEMEK, ANKARA’NIN GÜVENLİĞİ DEMEKTİR”

Gazze, Gazze’den ibaret değildir. Gazze’nin güvenliği demek, Ankara’nın güvenliği demektir. Kudüs özgür olana dek, hiç kimse kendini özgür zannetmesin. Filistin bağımsız olana dek, hiç kimse kendi güvenliğinden emin olma gafletine düşmesin. Bir de İsrail ile ticaretine devam edenler var. Çok net söylüyorum, kim olursa olsun, hangi gerekçeyle olursa olsun; bu dönemde hâlâ İsrail ile ticaretine devam eden zalimin suç ortağıdır. İsrail’e tek bir çöp tanesi bile olsa gönderenler bilsin ki; mazlum Filistinlilerin ahı kendilerini perişan eder.

"AK PARTİ'YE OY VEREN ARKADAŞLARIMIZ OLAN BİTENE ANLAM VEREMİYORLAR"

İktidarın İsrail karşısındaki acziyetinin sebebini anlamak isteyenler hazırladıkları 2024 bütçesine baksın. Her seçimde düzelecekler umuduyla Ak Parti’ye oy veren vatandaşlarımız, olan bitene anlam veremiyorlar; biliyorum. İşte dış politikadaki bu zikzakları anlamlandırmak isteyenler, noktasına virgülüne dokunmadan Meclis’ten geçirdikleri bütçeye baksınlar. Adına ister çaresizlik ister beceriksizlik deyin; ülkemizin bugünkü tutumunu anlayabilmek için ekonomide gelinen vahim tabloyu iyi analiz etmek gerekiyor. Bütçe açığının 2,65 trilyon, faiz giderinin 1,25 trilyon lira olduğu bir bütçeden bahsediyoruz. Buna karşılık yatırıma sadece 788 Milyar TL. Tarımsal desteklemeye ise 91,5 Milyar lira kaynak ayrılan bir bütçe. Bol bol faiz var, borç var, vergi var, yandaşa kıyak var, enflasyon var, işsizlik var, cari açık var. Peki, bu bütçede ne yok? Üretim yok. İstihdam yok. Yatırım yok. Alın terinin karşılığı yok.

Bütçesi böyle olan bir iktidarın şahsiyetli dış politika takip edebilmesi mümkün müdür? Siz 20 küsur yıldır, israf, rüşvet ve yolsuzluk düzeninden bir türlü vazgeçmezseniz; daha yılın başında 2,7 trilyon lira açık vereceğinizi söylerseniz. O da tutturabilirseniz. Ne vergileri adil topluyorsunuz ne de toplandığınız bu vergileri adil paylaştırıyorsunuz. Borç aldınız, şimdi de emir alıyorsunuz. Üretmediniz, tükendiniz ve daha da vahimi tükettiniz. Neleri yapmayın dediysek, inatla ve ısrarla yaptınız. Neleri de yapın dediysek; hepsinden imtina ettiniz.

"BUNLAR YANDAŞLARA KIYAK ÇEKTİLER"

Biz rantiyecilerin hortumunu kesip, kaynaklarımızı vatandaşlarımıza aktardık; bunlar her yıl bütçede aslan payını faiz lobilerine verdiler. Biz denk bütçe yaptık; bunların döneminde ise bütçe açığı her yıl daha da katlandı. Biz israfın, rüşvetin ve yolsuzluğun kökünü kazıdık; bunların döneminde hepsi adeta normalleştirildi. Biz işçiye, memura, emekliye, garip gurebaya hakkını teslim ettik; bunlar yandaşlarına kıyak çektiler."

 

Kaynak: anka