MELİS YILDIRIM

28 Ocak 2024 tarihinde İstanbul Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'ne düzenlenen ve 1 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıda kurusıkı tabancadan dönüştürülen bir silahın kullanıldığı ortaya çıktı. Umut Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Uzman Dr. Ayhan Akcan Türkiye'deki cinayetlerde silah kullanımının yaygınlığına dikkat çekerek, "Bunların çoğunluğu kayıt dışı dediğimiz, ruhsatsız dediğimiz veya kurusıkıdan normal silaha dönüştürme şeklinde olabiliyor. Maalesef her yıl yüzde 5 civarında da artıyor. Son olaylarda da kullanılmaya başlandı. Cinayetlerin neredeyse yüzde 80'inde bu kullanılıyor. Bu olaylar maalesef her gün var, en az 10 vatandaşımız silah şiddetinden ölüyor ve yaralananların sayısı en az 20" dedi.

28 Ocak 2024 tarihinde İstanbul Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'ne düzenlenen ve 1 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıda kurusıkı tabancadan dönüştürülen bir silahın kullanıldığı ortaya çıktı. Bireysel silahlanma karşıtı sivil toplum kuruluşu olan Umut Vakfı'nın 28 Eylül 2023 tarihinde, "28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü"nde açıkladığı verilere göre; 1 Ocak-25 Eylül 2023 tarihleri arasında Türkiye'de 2 bin 607 silahlı şiddet olayı basına yansıdı. Bu saldırılarda bin 616 kişinin öldüğü ve 2 bin 675 kişinin yaralandığı kaydedildi. Verilere göre, 385 olayda kesici aletler, 549 olayda keleş, uzun namlulu olmak üzere her türlü tüfekler, bin 672 olayda her türlü tabanca ve bir olayda da bomba kullanıldı.

Silahlı şiddet olaylarının en fazla yaşandığı ilk 10 il arasında İstanbul (334 olay) ilk sıradayken, Samsun (154) ikinci, Adana (126) üçüncü, İzmir (117) dördüncü, Bursa (104) ve Kocaeli (104) beşinci, Sakarya (102) altıncı, Şanlıurfa (75) ve Antalya (75) yedinci, Diyarbakır (72) sekizinci, Ankara (70) dokuzuncu ve Gaziantep (67) onuncu sırada yer aldı.

AKCAN: HER GÜN EN AZ 10 VATANDAŞIMIZ SİLAH ŞİDDETİNDEN ÖLÜYOR

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Uzman Dr. Ayhan Akcan, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada; silahların her an ulaşılabilir olduğunu ve Türkiye'deki cinayetlerde silah kullanımının yaygın olduğunu belirtti. Akcan, "Bunların çoğunluğu kayıt dışı dediğimiz, ruhsatsız dediğimiz veya kurusıkıdan normal silaha dönüştürme şeklinde olabiliyor. Maalesef her yıl yüzde 5 civarında da artıyor. Son olaylarda da kullanılmaya başlandı. Cinayetlerin neredeyse yüzde 80'inde bu kullanılıyor. Bu olaylar maalesef her gün var, en az 10 vatandaşımız silah şiddetinden ölüyor ve yaralananların sayısı en az 20. Maalesef sokakta, takside, en ufak bir tartışmada, en ufak bir alacak verecek meselesinde de her an ulaşılabilir olduğu için silahlar çalışıyor" ifadelerini kullandı.

Caydırıcı olmadığı için silaha erişimin kolay olduğuna dikkat çeken Akcan, "Örneğin, 1 yıl içerisinde ele geçirilen ruhsatsız silah sayısı 80 bin civarında. Tahmini 30 milyon civarında ruhsatsız silah, kaçak silah, bu olaylarda kullanılan silahların olduğu düşünülüyor ve sivil halkta bu. Bunların sadece binde biri yakalanıyor" dedi. Söz konusu durumda yaklaşık yüzde 60'ının ceza aldığını ancak yüzde 40'ının ceza almadığını söyleyen Akcan, "Sadece 6136 sayılı Ateşli Silah ve Bıçaklar Hakkındaki Kanun'a muhalefet suçundan dolayı ceza alıyor. Bu cezaların da çoğu paraya çevriliyor ve caydırıcı değil. Bundan dolayı da talep daha çok ruhsatsız silah üzerine, kaçak silah üzerine. Hatta her yıl ruhsatlı silah sayısında da azalma var. Bu konuda siyasi irade ve yasa koyucuların problemi çözmesi lazım, çözüm üretmesi lazım" diye konuştu. Akcan, sözlerine şöyle devam etti:

"SİLAH DENETİMİ, SİLAH EĞİTİMİ, EL KOYMA SİSTEMLERİ, OTOMATİK İPTAL SİSTEMLERİ GİBİ ÇÖZÜMLER ÜRETİLEBİLİR. BUNLARIN HİÇBİRİ MAALESEF YAPILAMADI"

"İnsanlar artık kentlileşiyor, kentte yaşam çok zor. Dolaylı yoldan her gün silahla ilgili üçüncü sayfa haberlerine de bu olaylar yansıyor; sadece cinayet değil, intihar, gasp ve mala karşı olan suçlarda da artış tarzında. Türkiye'de en fazla işlenen suçlar mala karşı olan suçlarda. Bunlardan da silah kullanımı yaygın olduğu için her an ulaşılabilir olduğu için yaşamı tehdit etmeye başladı. İnsanların huzurunu kaçırdı. Özellikle silah karşıtı olan, yani hukuka inanan, uzlaşma kültürünü ön plana çıkaran insanlarda da huzursuzluk yarattı. Bundan dolayı bu konuda siyasi iradenin çözüm üretmesi lazım. Ne yapması gerekiyor? Bir kere, hapis cezası getirmesi lazım. Üç aydan daha fazla hapis cezası getirmesi lazım. Silah denetimi, silah kasası, silah eğitimi gibi el koyma, sosyal olaylarda (boşanma, iflas veya bir şiddete maruz kalma ve şiddete maruz kalma) el koyma sistemleri, otomatik iptal sistemleri, kamu spotu, ihbar hattı gibi çözümler üretilebilir. Bunların hiçbiri maalesef yapılamadı."

"3 AYDAN AZ OLMAMAK KAYDIYLA HAPİS CEZASI GETİRİLİRSE, KABAHATLER KANUNU'NDAN ÇIKARIRSANIZ BU KONUDA ÇÖZÜM ÜRETİRSİNİZ"

İçişleri Bakanlığı'nda önceden yapılmış olan silah kanunu tasarısının tekrar gündeme getirilip, bu soruna silah kanunu tasarısı içinde çözüm üretilebileceğine değinen Akcan, Vakıf olarak bilgi ve birikimlerini aktarma konusunda hazırlıklı olduğunu söyledi. "Yeter ki bize danışılsın" diye Akcan, sözlerini şöyle bitirdi:

"Sonuçta silah şiddeti her gün 10 kişinin canına mal oluyor ve insanların, toplumun huzurunu kaçırmak üzere ve kaçırdı. Çözüm üretme konusu siyasi iradeye bağlı. Asayiş tedbirleriyle veya mevcut yasayla bu problemin çözülmediği aşikâr. Onun için daha gerçekçi, çağa uygun, daha sonuç alıcı çözümler üretmek lazım. Burada kaçak silahlar, yani kayıt dışı silahlar özellikle ciddi. Bunlara yönelik de çok ciddi yasal tedbirler, cezai müeyyidelerin arttırılması yapılabilir. Yani, 3 aydan az olmamak kaydıyla eğer hapis cezası getirilirse; erteleme veya yüzünüze okuma veya para cezası tarzında Kabahatler Kanunu'ndan çıkarırsanız bu konuda biraz çözüm üretirsiniz."

Kaynak: anka