CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “15 Temmuz öncesi ve sonrası dönemde yaşananlardan alınan dersler çerçevesinde askeri sağlık, yargı ve eğitim sistemleri günün ihtiyaçlarını karşılayacak ve hiçbir yasa dışı oluşumun sızmasına izin vermeyecek şekilde revize edilmelidir. Öncelik evlatlarımızın hayatına ve sağlığına kumanda ettiği için askeri sağlık sistemine verilmelidir. TSK milli gururumuz ve ülkece güvenliğimizin teminatıdır. TSK, her birimize aynı derecede lazımdır. Siyasi ihtiraslara bu kutsal ocağı kurban etmeyelim. Yoksa tarih, sorumluluk makamlarında oturanları affetmez” dedi.

CHP Milli Savunma Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Bakan Yankı Bağcıoğlu, askeri sağlık, yargı ve eğitim sistemine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bağcıoğlu’nun açıklaması şöyle:

"DARBE TEŞEBBÜSÜYLE DOĞRUDAN İLGİSİ OLMAMASINA RAĞMEN ASKERİ SAĞLIK SİSTEMİ VE ASKERİ YARGI SİSTEMİ KAPATILMIŞ, ASKERİ EĞİTİM SİSTEMİ SİL BAŞTAN YENİDEN DÜZENLENMİŞTİR”

“Son hain terör saldırıları öncesinde ve sonrasında yaşananlar, hain FETÖ darbe girişimi gerekçe gösterilerek ve askeri vesayeti yok etme adına TSK’de yapılan yapısal değişikliklerin olumsuz etkilerinin tekrar tartışılması gerekliliğini ortaya koymuştur. Bugün itibarıyla TSK’de görev yapan muvazzaf veya emekli askerlerin de inandığına emin olduğum bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu da çok net ve açık olarak neticesinde 7 yıllık sözde yapısal reform süreci sonunda, TSK’de herhangi bir iyileşme olmadığı gibi kötüye gidiş devam etmişti. Artık bir durum tespiti ve geriye dönük değerlendirmeler yapılarak düzeltici tedbirlerin alınması zorunlu hale gelmiştir. 15 Temmuz sonrası, aslında darbe teşebbüsüyle doğrudan ilgisi olmamasına rağmen yapılan değişikliklerle Askeri Sağlık Sistemi ve Askeri Yargı Sistemi kapatılmış, Askeri Eğitim Sistemi sil baştan yeniden düzenlenmiştir.

"BİLGİ BİRİKİMİ, İNSAN GÜCÜ, SİLAH ARKADAŞLIĞI, SAHADAKİ UZMANLIK, SAĞLIK PERSONELİ-MUHARİP BAĞI VE KURUM KÜLTÜRÜ BİR ANDA YOK EDİLMİŞTİR”

Bu değişikliklerin özellikle terörle mücadeleye dolaylı ve doğrudan etkileri kısaca incelendiğinde: Onlarca yıllara dayanan kurumsal bilgi birikimi, insan gücü, tecrübesi, silah arkadaşlığı, harekât sahasındaki uzmanlık, sağlık personeli-muharip bağı ve kurum kültürü Askeri Sağlık Sistemi’nin kaldırılmasıyla bir anda yok edilmiştir. Bu zafiyet, geçici olarak görevlendirilen ve harekât tecrübesi olmayan sağlık personeliyle giderilmek zorunda kalınmıştır. En önemlisi, harekât sahasında görev yapan askerin sahadaki sağlık personeline ve acil durumda sevk edileceği sivil hastaneye güveni, maalesef askeri sağlık personeli ve asker hastanelerin var olduğu dönemdekine nazaran azalmıştır.

"ASKERLİKLE İLGİLİ SUÇLARDA, TÜRKİYE HARİCİNDE ADLİ SÜRECİN TAMAMEN SİVİL YARGIYA BIRAKILDIĞI BAŞKA BİR DEVLET YOKTUR”

Dünyada asker sayısı 200 binin üzerinde olan büyük ölçekli orduların en azından askeri soruşturma sistemi olmayanı yoktur. Örneğin; bölge devletlerinden Rusya, Azerbaycan, Bulgaristan, Ukrayna’da, ABD, Çin, Güney Kore, Almanya ve Fransa’da askeri yargı sistemi mevcuttur. Ayrıca tüm büyük ordularda soruşturma aşamasında askerlik görevinin gerekleri ve askeri harekatlar konusuna hakim, askerlikte yaşanabilecek disiplin zafiyetlerine karşı etkin caydırıcılık sağlayabilecek askeri savcılar görev almaktadır. Bazı devletlerde savcılık, bazılarında ilk derece mahkemesi bazılarındaysa yüksek yargı düzeyinde temyiz mahkeme daireleri bulunmaktadır. Ancak askerlikle ilgili suçlarda, Türkiye haricinde adli sürecin tamamen sivil yargıya bırakıldığı başka bir devlet yoktur.

"15 TEMMUZ’UN FATURASI ADETA ASKERİ LİSELERE KESİLMİŞTİR”

Askeri Yargı Sistemi’nin tamamen ortadan kaldırılması, disiplini bozma eğilimine sahip bazı askeri personel için caydırıcılığı da ortadan kaldırmıştır. Bunun neticesinde, özellikle harekât sahasında disiplinin tesisinde, askerimizin hayatına mal olabilecek zafiyetler yaşanmaktadır. Özellikle bazı kendini bilmez askeri personel tarafından yapılan sosyal medya paylaşımları harekât emniyetini ve sahada görev yapan birliklerin, bu birliklerdeki askeri personelin bekasını tehlikeye düşürmektedir. Bu konu hala çözülememiş ve disiplinin tesisinde önemli bir faktör olan kurallara uyum yönünde bir caydırıcılık sağlanamamıştır. Askeri Eğitim Sistemi’nin değiştirilmesi; Harp Okulları’nın, Harp Enstitüleri’nin ve Astsubay Meslek Yüksek Okulları’nın ilgili kuvvet komutanlıklarıyla bağlantısı fiilen etkileşim anlamında da koparılmış, 150 yılı aşan geçmişi olan Askeri Liseler 15 Temmuz bahanesiyle kapatılmış ve bir daha açılmamıştır. 15 Temmuz’un faturası adeta askeri liselere kesilmiştir.

"ASKERİ ÖĞRENCİLERİN ASKERLİĞİ, SİVİLLERDEN ÖĞRENECEĞİ DÜŞÜNÜLÜYORSA, BÜYÜK BİR YANLIŞ YAPILMAKTADIR”

TSK’nin insan kaynağını yetiştiren askeri okulların idareci ve eğitici personelinin, kuvvet komutanlıklarının istediği asker niteliği hakkında karar vermesi, yorum ve hatta değerlendirme yapması imkânı ortadan kalkmıştır. Askerlik mesleğinin ihtiyaçlarını anlamaktan ve yorumlamaktan uzak sivil öğretim elemanları eliyle askeri öğrenciler askeri bir hayatın gereklerine göre eğitim almaları yerine sivil meslekler için personel yetiştirilir hale gelinmiştir. Askeri okullarda, asker öğretim elemanı sayısı, sivil öğretim elemanı sayısından çok daha azdır. Askeri öğrencilerin askerliği, askerlikten bihaber sivillerden öğreneceği düşünülüyorsa, düpedüz büyük bir yanlış yapılmaktadır. Askeri Öğrencilere, öğretim safhasında rol model komutan ve subaylar aracılığıyla kazandırılması gereken; meslek aşkı, silah arkadaşlığı, birlik beraberlik ve kuruma aidiyet duygusuyla en önemlisi muhariplik ruhu zafiyete uğramış, tesis edilememiştir.

"ASKERİ SAĞLIK, YARGI VE EĞİTİM SİSTEMLERİ GÜNÜN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK VE HİÇBİR YASA DIŞI OLUŞUMUN SIZMASINA İZİN VERMEYECEK ŞEKİLDE REVİZE EDİLMELİDİR”

Sonuç olarak; bu yanlışlardan süratle dönülmelidir. 15 Temmuz öncesi ve sonrası dönemde yaşananlardan alınan dersler çerçevesinde Askeri Sağlık, Yargı ve Eğitim sistemleri günün ihtiyaçlarını karşılayacak ve hiçbir yasa dışı oluşumun sızmasına izin vermeyecek şekilde revize edilmelidir. Öncelik evlatlarımızın hayatına ve sağlığına kumanda ettiği için Askeri Sağlık Sistemi’ne verilmelidir. TSK milli gururumuz ve ülkece güvenliğimizin teminatıdır. TSK, her birimize aynı derecede lazımdır. Siyasi ihtiraslara bu kutsal ocağı kurban etmeyelim. Yoksa tarih, sorumluluk makamlarında oturanları affetmez.”

Kaynak: anka